Tüm Yazıları Bir kez daha... Son kez de değil haaa!..

-
Aa
+
a
a
a

Bıkanınız, “Bu gazeteci de başka konu bilmiyor, yazmıyor” diye yakınanınız varsa yakınmasın. 24 Haziran öncesi yurttaş olarak, seçmen olarak, gazeteci olarak, gazete okuru olarak yani hepimiz için kolları sıvama günleri. Başardık başardık, başaramadık ülkemizin üstüne çökmüş bir karabasan kalıcılık kazanacak. 

Cumhuriyet (3 Mayıs 2018)

Hayır, AKP Reisi Recep Tayyip Erdoğan’dan söz etmiyorum. Kişi olarak o başkanlık seçimini kaybedebilir ya da kazanabilir. Kazanırsa bu sonuç onun kişiliğinden bağımsız ama onun kişiliğinde simgeleşen bir siyasal iktidar demektir: Siyasal İslamın iktidarı. 


İlle bir başlangıç tarihi belirtilecekse, II. Mahmut’un 1826’da yeniçeri ocağını zor kullanarak ortadan kaldırıp yerine “Batı türü” bir orduya yönelmesinden itibaren bu topraklar üstünde siyasal İslamın adım adım iktidarı kaybetmesi süreci başladı. Tarikatların, tekkelerin, din ulemasının siyasal ağırlıkları gitgide zayıfladı. 
1923’te Cumhuriyetin ilanı ile birlikte bu süreç siyasal İslamın iktidardan uzaklaştırılmasının son adımı oldu. CHP’nin tek parti iktidarından Menderes (DP) iktidarına, oradan Demirel’in (AP) iktidarına, kısa süreli, değiş tokuşlu Ecevit - Demirel iktidarlarından 12 Eylül rejimine, Nakşibendi tarikatı müritlerinden Özal’ın iktidarına, 90’lı yılların dağılıp düzülen, yine dağılıp yine düzülen koalisyonlarına kadar büyük değişiklik yaşanmadı. Laiklik ve parlamentonun üstünlüğü ilkesi devletin temel ilkeleri olarak iyi kötü korundu, savunuldu ve yaşatıldı.

Taaa 2002’ye kadar. 

2002 Kasımı’nda AKP tek başına iktidara geldi. İlk yıllarını MGK’nin egemenliğini kırmak, olası bir darbeyi önlemek hesabı ile Avrupa Birliği ile iyi, sıcak, yakın ilişkiler kurmakta kullandı. Adım adım MGK etkisizleştirilip, ordunun en tepeleri “uygun” hale getirildi. Ardından yine adım adım AKP’nin “kurucu babaları” tasfiye edilip vitrininde Tayyip Erdoğan’ın (“emir”in, “imam”ın, “sultan”ın diye de okuyabilirsiniz) oturduğu “siyasal İslamın iktidarı”na doğru hızla yol alınmaya başlandı. 

Ana direkleri “Nakşibendi - Nurcu” koalisyonuna dayanan bu iktidar, 2013’ün 17-25 Aralık’ında çatladı. Kökeni Said Nursi’ye dayanan Gülen Cemaati hızla tasfiye edildi. 15 Temmuz darbe girişimi bu tasfiyeyi çok daha derin ve yaygın boyutlara taşıdı. 
Şimdi, başta Nakşibendi kolları olmak üzere Sünni tarikatlarının tam desteğine sahip bir siyasal İslam iktidarının belki de son dönemecindeyiz.

***

24 Haziran seçimlerine bu gözle bakmaya ne dersiniz? 

Kanımca “Erdoğan gitsin de kim gelirse gelsin” hesabı yalınkat ve yüzeysel bir analiz ve hedef... 
Keza 24 Haziran 2018, 1950’den bu yana süregelen parlamento seçimlerinden çok ama çok farklı bir seçim. 
AKP medyasında, kimilerinin bilir bilmez, kimilerinin bilinçli olarak kullandığı “Eski Türkiye gidiyor; yeni Türkiye geliyor” sloganı, aslında “Siyasal İslamın kalıcı iktidarına gidiyoruz” demek.