REXX Sinemasını da kaybetmeyelim!

-
Aa
+
a
a
a

Kültürel Miras ve Koruma: Kim İçin? Ne İçin?'de Asu Aksoy ve Burçin Altınsay, Mimarlar Odası İstanbul Büyükkent Şubesi Yönetim Kurulu üyesi Doç. Dr. Koray Güler ile REXX Sineması’nın İstanbul kültür ve mimari tasarım tarihi içindeki yerini ve önemini ve Koruma Kurulu’nun vermiş olduğu korunması gerekli kültür varlığı olarak tesciline gerek olmadığı kararını ele alıyorlar.

""
REXX Sinemasını da kaybetmeyelim!
 

REXX Sinemasını da kaybetmeyelim!

podcast servisi: iTunes / RSS

İstanbul Kadıköy ilçesinin önemli kültür/sanat mekanı, Maruf Önal tasarımı, 63 senelik REXX Sineması’nın yıkım kararı, İstanbul 5 Numaralı Koruma Bölge Kurulu tarafından onaylandı. Bu kararı veren Kurul, sinema binasının kültür varlığı olarak tescillenmesi için bir neden olmadığını, dolayısıyla tescil başvurusunun kabul edilmediğini ve binanın yıkılabileceğini belirtmekte. Kurulda yer alan İstanbul Büyükşehir Belediyesi ve Kadıköy Belediyesi temsilcilerinin karşı oy kullandığı bu karara kamu kurum ve kuruluşları ve gerçek ve tüzel kişiler itiraz edebiliyorlar. İtirazlar, Koruma Yüksek Kurulu’na kararın tebliğinden sonra altmış gün içinde yapılabiliyor. 

Docomomo Türkiye, ICOMOS Türkiye, KORDER ve Mimarlar Odası İstanbul Büyükkent Şubesi, Koruma Kurul kararı ile ilgili olarak yaptıkları 'REXX Sineması Modern Mimarlık Mirası Olarak Korunmalıdır!' başlıklı ortak açıklamada ‘Mimari miras değeri ve İstanbul kent tarihi ile ilişkilenen sosyo-kültürel özellikleri ile öne çıkan Rexx Sineması’nın tescillenerek yasal koruma altına alınması; böylece yıkımı engellenerek hak ettiği biçimde özgün kimliğiyle korunabilmesi ve işlevini sürdürebilmesi gerektiği görüşündeyiz’ dediler.  

Konuğumuz Mimarlar Odası İstanbul Büyükkent Şubesi Yönetim Kurulu üyesi Doç. Dr. Koray Güler ile REXX Sineması’nın İstanbul kültür ve mimari tasarım tarihi içindeki yerini ve önemini ve Koruma Kurulu’nun vermiş olduğu korunması gerekli kültür varlığı olarak tesciline gerek olmadığı kararını ele alıyoruz. REXX Sineması gibi İstanbul’un kültür hayatına damgasını vurmuş bir varlığın nasıl olup da koruma altına alınmadığını, neden tam tersine yıkım kararı alındığını değerlendiriyoruz. Deprem ve afet risklerine karşı kültür değeri taşıyan yapıların güçlendirilerek korunmaları alternatifin neden söz konusu olamadığını karar vericilere soruyoruz.