Antakya ile tanışıklığı bu şehrin yerleşim tarihi konusunda yaptığı doktora çalışması ile pekişen ve yıllarla bu yer ile ilişkisi büyük bir bağlılığa dönüşen akademisyen, şehir plancısı Tuğçe Tezer’den Antakya’nın biriktirdiklerine ilişkin düşüncelerini dinliyoruz. Tuğçe Tezer tez çalışmasında uzun bir tarihe sahip Antakya kentini ölçekler-arası, dönemler-arası ve disiplinler-arası bakış açısıyla analiz ediyor, bu şehrin mekanının coğrafi konumunun etkisiyle tarihi boyunca nasıl dönüştüğünü ortaya koyuyor. Geçmişinden günümüze taşıdığı süreklilikler ve kopuşları anlamaya çalışan Tezer, tez çalışmasından sonra Antakya Yürünebilir Kent Tarihi Rehberi’ni hazırlamış.
Deprem olmasaydı Nisan ayında bu rehberle birlikte uygulamalı gezilerini başlatacaktı. Böylelikle kentin tarihindeki farklı dönemler ve katmanları mekânsal iz düşümleriyle yürüyerek görebilecek ve özellikle tarihi eserlerin, dokuların ve varlıkların günümüzle kurduğu ilişkiyi bağlamı içinde algılayabilecektik. Antakya şehri depremle birlikte neredeyse tamamen yıkıldı, yaşanan kayıplar çok büyük. Tuğçe Tezer’in çalışmaları deprem sonrasında, yaralar sarılmaya çalışılırken Antakya’yı hatırlamak, ruhunu hissetmek için çok değerli kaynaklar, bu akşam Tuğçe ile onun bizi radyoda sesli olarak yürüteceği hat üzerinde eski Antakya’yı hatırlıyoruz. Bu hatırladıklarımızı geleceğe doğru nasıl taşıyacağız, şehrin kültürüyle birlikte iyileştirilmesi, yeniden canlanması nasıl mümkün olur, neler yapılabilir, bu soruları ele aldık.