Radikal Gazetesi

Saldırılar, hukuksal engellemeler yüzünden sık sık kapanmak zorunda kalan gazetelerimizi, başka patron ve yazıişleri müdürleriyle açabildiysek, bunun yegâne nedeni en az gazetenin kendisi kadar militan olan okurudur

Kültürel bir değer ve gerçek olarak dini yok saymak, sosyolojik anlamda mümkün değildir. Çünkü, dinler birer sosyal olgu olarak vardır ve hayatın her aşamasında bir şekilde karşımıza çıkarlar

Totemler ancak totalitarizmde görülür. Çünkü her şey doğru olmak üzerine kuruludur. Yanlış olabileceğini düşünmek ve hatta ifade etmek mümkün değildir. Yanlış olduğunu ileri süren, en büyük düşman sayılır.

Gazetelerde kamuoyunu etkileyecek konumlara sahip köşe yazarlarının, hakaretlerde bulunmadan önce bu insanların yazdıklarına bakmalarında, sadece kamuoyuna yanlış bilgi vermemeleri açısından değil, mahcup duruma düşmemeleri açısından da fayda var

Efsanevi Sandinist lider Daniel Ortega, ABD'nin tüm endişelerine, çabalarına rağmen 16 yıl sonra tekrar Nikaragualıların başkanı. Ancak köprünün altından çok sular akmış...

Silahların sustuğu 1999-2004 arasındaki süreçte, barışa giden yolda hiçbir teşebbüste bulunulmadı. Halen Kürt sorunu hakkında çözüm üretmeyen, bu sorunu parti içinde tartışarak karara bağlayıp programlarına almayan siyasi partilerin, özellikle de soldakilerin bu tavırları tam bir sorumsuzluk

Son 25 yıldır Oaxaca'nın yerli halkları, kamu hizmetleri, toprak mülkiyeti ve seçim sistemine ilişkin otonomi taleplerini sık sık dillendiriyorlardı

Ömer Uğur'un filmi Eve Dönüş, sağlam senaryosu, başarılı yönetimi ve oyunculuklarıyla, amacına ulaşan bir dönem filmi

Prof. Dr. Cahit Talas, Mülkiye tarihinin en parlak hocalarından biriydi

Sivas Askeri Mahkemesi'nin 10 Ekim kararı üzerine bir hafıza yoklaması

Başbakan bile "Düşünce özgürlüğü Fransa'da yasak. Burada istediğimiz gibi konuşuruz" diyebiliyor. Keşke öyle olsaydı! Ama maalesef gerçek çok farklı

Bugünlerde herkesin elli hikâyesi var, ellisi de Nobel üstüne. Ben de bir tane anlatayım mı?

Fillerin bizsiz bir geleceği yok. Şimdi sormamız gereken soru, bizim onların olmadığı bir geleceği düşünüp düşünemeyeceğimiz

Önce soykırımı tanıma, sonra barışma biçimindeki Ermeni formülünün faydası yok. Israr edenlerin ya aklından ya samimiyetinden kuşku duyulabilir.

Şizofren olarak iyi ki varsınız. Toplumsal duyarlılığınızı, toplumun çoğunluğunu oluşturan "normal" bireylere göre daha insana yakışır şekilde ortaya koyduğunuza göre, biz de sevdiklerimizle beraber şizofren olmak istiyoruz

Afrika, Latin Amerika ve Ortadoğu devletlerine baktığımızda, bu devletlerin retorikte çok güçlü ama toplum yönetiminde ve toplumsal sorunlara etkili ve kalıcı çözüm üretmede, dolayısıyla gerçeklik düzeyinde çok zayıf devletler olduğunu görüyoruz

Hayal edilmiş bir topluluk olarak ulus, esas olarak yaratılış miti, seçici biçimde anımsanan ya da unutulan olaylar, kahramanlık öyküleri ve varolduğu iddia edilen değer yargılarından oluşur. Bunlar sayesinde her ulusal topluluk kendini diğerlerinden ayırmayı başarır

Son yıllardaki dünya çapındaki büyük siyasi ihtilaf ve katliamlara baktığımızda, görüntüsüz katliamların, felaketlerin ne denli sessiz kaldığını görüyoruz

Kürt sorunu, bir yönüyle de açık konuşamama sorunu. Bunu söylerken elbette düşmanca, saldırganca ya da hiçbir barış perspektifi gözetmeyen söylemleri kastetmiyorum.

Savaşlarda ilk başta eleştirilecek olan savaş gazetecileri değil, savaş naraları atarak bebeklerin ölümlerine, vahşet görüntülerine neden olan politikalar ve politikacılardır

Kadınlar rahatını sağlamak için sadece onların gittiği bir park yapan belediye, kent kültürünün 'bir arada, beraber olabilme' olgusunu hiçe sayıyor

Koşuyolu Parkı, çimenlere oturup, etrafına çocuklarını toplayıp çekirdek çitleyen kadınların, arkadaşlarıyla buluşup çay içen gençlerin, boyacıların, simitçilerin parkı.

'Sevda Tepesi' uğruna değiştirilen yasa, Boğaz'da yapılaşmanın önünü açıyor

Elbette yoksulluk Kürt, Türk, Laz, Çepni, Çerkez, Arnavut, Roman ayrımı yapılmadan ele alınması gereken bir insanlık trajedisidir. Ama ne yazık ki, ülkemizde ancak bölünme tehlikesi yaratıyorsa, toplumsal sorunlarla ilgileniliyor

Medyanın tabii ki sınırları, çifte kontrol olanakları vardır. Ancak bu olanaklar savaş sırasında giderek azalır ve zorlaşır. Bu yüzden daha fazla hassasiyet gerekir

Korkularımın yersiz olduğunu düşünmek istiyorum. Bayraktan korkmanın yersiz olduğunu da... Ama ne gelir elden, unutmak çok zor. Belki de unutmamalı zaten. Yırtmaya korkuyorum takvimin yaprağını. 6 Eylül'e birkaç gün kaldı

Hükümet, karar benimdir, asker göndermiyorum, dolayısıyla Meclis'e gitmiyorum, diyemez miydi? Yanlış kararı veriyorum, baskı altındayım ve asker göndereceğim, Meclis'ten izin istiyorum ama bu, cumhurbaşkanının veya ordunun kararı değildir de mi diyemezdi?

Hrant Dink'i vuran Samast'ın Atatürk'ün sözü önündeki fotoğrafı, Samsun Otogarı'ndaki jandarma karakolunda güle oynaya yapılan çekimden alınmış

Neşe Düzel'in Haşim Haşimi ile röportajı

Karadenizli fındık üreticilerinin eylemlerini izledik, taraf olduk. Ama kimse Kürt fındık toplayıcıları düşünmedi