Romalılara karşı duran kral: VI. Mithridates

-
Aa
+
a
a
a

Kadim Anadolu Eserlerinden Seçmeler'de Haluk Mimaroğlu, Anadolu'da yıllarca hüküm süren ve Roma Cumhuriyeti'ne karşı savaşlarıyla bilinen Pontus Kralı VI. Mithridatis'in Part Kralı III. Phraates’e yazdığı mektubu anlatıyor.

""
Romalılara karşı duran kral: VI. Mithridates
 

Romalılara karşı duran kral: VI. Mithridates

podcast servisi: iTunes / RSS

Ben Haluk Mimaroğlu. Bu hafta Pontos Kralı VI. Mitradates’in, Romalılara karşı destek almak için Part Kralı III. Phraates’e yazdığı mektuptan bahsedeceğim.

Epistula Mithradatis yani 'Mithradates’in Mektubu' olarak anılan eser, Romalı tarihçi Sallustius’un Roma tarihini konu alan kitabının günümüze ulaşan altı mektubundan birisidir. Mektubun savaş sırasında ele geçirilip, Roma’ya getirilen VI. Mithradates’in özel yazışmalarından yola çıkılarak tarihçi Sallustius tarafından Latince derlendiği düşünülmektedir. Mektup, Romalıların Pontos Krallığı’na karşı düzenlediği seferler sırasında zor duruma düşen VI. Mithradates’in soydaşı Part Kralı III. Phraates yani III. Ferhat’tan işbirliği talebini dile getirmektedir.

'Mithradates’in Mektubu', Ankara Üniversitesi Dil, Tarih, Coğrafya Fakültesi Eskiçağ Dilleri ve Kültürleri Bölümü Latin Dili ve Edebiyatı Anabilim dalı profesörlerinden Ümit Telatar ve öğrencisi Evren Dumlupınar tarafından Latinceden Türkçeye çevrilerek 2023’te Archivum Anatolicum yani Anadolu Arşivi dergisinde yayınlanmıştır. Archivum Anatolicum’da yayınlanan makalede, Epistula Mithradatis’in çevirisi ile birlikte VI. Mithradates dönemine ait tarihsel bilgilere de yer verilmiştir.

1995 yılında yayına başlanan Archivum Anatolicum, Ankara Üniversitesi tarafından yayınlanan uluslararası, bilimsel ve hakemli bir dergidir. Ankara Üniversitesi Dil Tarih Coğrafya Fakültesi Eskiçağ Dilleri ve Kültürleri Bölümü tarafından senede bir cilt ve iki sayı olarak yayınlanmaktadır. Programımızda adı geçen makaleye ve Archivum Anatolicum’da yayınlanan Anadolu ile ilgili diğer makalelere, TÜBİTAK çatısı altında kurulan Dergipark adlı internet hizmeti üzerinden ulaşmak mümkündür.

Roma İmparatorluğu'nun büyümesi

VI.Mithradates, babasının M.Ö. 120’de bir ziyafet sırasında zehirlenerek öldürülmesinden bir süre sonra annesi ve kardeşini ortadan kaldırarak Pontos tahtını eline geçirmiştir. Pontos Krallığı, M.Ö. 300'lerde İskender'in seferi neticesinde yıkılan Pers İmparatorluğu’nun, Karadeniz bölgesinde bulunan Cappadocia Pontica ya da kısaca Pontos’ta Pers kraliyet soyundan gelen Mithradates’lerin Cappadocia satraplığı yerine kurduğu bir krallıktır. VI. Mithradates Pontos’un son kralıdır. 60 yıllık krallığı süresince, babası gibi zehirlenmekten korktuğu için kendi adı ile anılan bir yöntem geliştirir; küçük dozlarda zehir içerek ve zehirli bitkilerle beslenen hayvanların kanını içerek bağışıklık sağlamaya çalışır.

Mithradates, tahta geçtikten sonra öncelikle ülkesini Doğu Karadeniz’e doğru genişletmek üzere Colchis yani Gürcistan üzerinden Kırım’a kadar ilerleyerek, bölgedeki Bosphor Krallığı’nı İskit akınlarına karşı korumak bahanesi ile himayesine alır. Ardından Batı Karadeniz’e yönelip Marmara Bölgesi’ndeki Bithynia Kralı Nicomedes’le anlaşarak Kastamonu civarında Paphlagonia’yı ele geçirir, İç Anadolu’daki Galatia’yı Bithynia ile paylaşır. İç Anadolu’da Cappadocia üzerinde hak iddia etmeye başlar. Cappadocia üzerinde Bithynia Kralı Nicomedes ile anlaşamayınca da Bithynia’ya savaş açar.

Bergama Krallığını Attaloslardan veraset yolu ile alıp Anadolu’da Asia eyaletini kuran Roma Cumhuriyeti, Bithynia lehine duruma el koyar. Artık Anadolu’nun hakimiyeti için Roma Cumhuriyeti ile Pontos Krallığı’nın savaşması kaçınılmazdır. Roma’nın kışkırtması ile Bithynia, Pontos’a savaş açar. Mithradates Bithynia - Roma birleşik ordusunu yener. Böylece, Roma işgaline karşı yerel halkların da desteğini kazanan Mithradates, iç savaşlarla uğraşan Roma’nın Anadolu’daki hakimiyetine son verir, Hellas’ı a kadar uzanır.

Mithradates savaşları

Mithradates taraftarları, Anadolu’da bulunan 80 bin Roma vatandaşı ve askerini öldürür. Anadolu’daki hakimiyetini kaybetmek istemeyen Roma Senatosu ise M.Ö. 89’da Mithradates’e savaş açar. 1.Mithradates Savaşı olarak anılan bu savaş, Romalı komutan Sulla ile Kral Mithradates arasında varılan barış anlaşması ile sona erer. Mithradates Hellas’tan çekilirken, Sulla ise rakipleriyle mücadele etmek üzere Roma’ya döner. Ancak anlaşma Senato tarafından onaylanmaz ve 2. Mithradates Savaşı başlar. Tarafların birbirine üstünlük sağlayamadığı bu savaş da anlaşma ile sonuçlanır.

M.Ö. 73’te son Bithynia Kralı IV. Nicomedes’in Pontos hakimiyetinden korunmak için Bithynia’yı Roma’ya bırakması ile Roma, Anadolu’da tekrar hakimiyet kurar. Bunun üzerine Mithradates, büyük bir ordu ile Bithynia’ya saldırır. Böylece Roma Cumhuriyeti ile Pontos Krallığı arasında Anadolu’nun hakimiyeti için on yıl sürecek 3. Mithradates Savaşı başlar.

Mithradates ve kızlarının ölümü

Roma Senatosu tarafından görevlendirilen komutan Lucullus, Mithradates’i Cabria’da yani Niksar, Tokat civarında bozguna uğratır. Mithradates, damadı Armenia Kralı Tigranes’e sığınır. Romalılar Armenia’yı da bozguna uğratır. Bu gelişmeler üzerine Mithradates, son çare olarak soydaşı Part Kralı III. Phraates’e mektup yazarak Romalılara karşı destek ister. Ancak Armenia’yı da işgal ederek Part sınırına dayanan Roma’dan çekinen III. Phraates, Mithradates’e destek olmaz. Bosphor Krallığı’nda bulunan oğullarına sığınan Mithradates, ihanete uğrar. Roma’ya karşı verdiği 60 yıllık mücadeleden sonra VI. Mithradates son çare olarak zehir içerek intihar etmeyi dener. Ancak hayatı boyunca aldığı iksirler sayesinde sağladığı bağışıklık buna da müsaade etmez. Galatia’lı korumasının kılıç darbeleri, VI. Mithradates’in hayatı ile birlikte Pontos Krallığına da son verir.

Mithradates adına basılmış bir sikke. Sikkenin ön yüzünde Mithradates’in diadem takmış bir portresi; arka yüzünde ise Dionysos’un simgesi olan sarmaşıkların içinde, Yunan harfleriyle yukarıdan aşağıya BASILEOS MITHRADATOU EUPATOROS yazısı, bir Pegasos, monogramlar ve ay yıldız bulunmaktadır.

Pontos Krallığı’nı ele geçiren Pompeius, Pontos başkenti Amaseia’daki Krallık Kütüphanesi’ni ve Mithradates’ın sırlarını içeren el yazmalarını Roma’ya getirir. Yaşlı Plinius’un aktardığına göre, Pompeius’un azatlı kölesi Lenaeus, Pontos’tan getirilen eserlerin çevirilerini yapar. Böylece kadim Anadolu eserlerinin bir kısmı Roma’ya da ulaşır ve Latinceye çevrilerek Romalı yazarlar tarafından kullanılmaya başlanır.

Annibale Fontana'ya atfedilen Mithridatum için ilaç kavanozu, c. 1580.

Mithradates’in bağışıklık sağlamak için hayatı boyunca azar azar kullandığı 36 bitkinin karışımından oluşan iksirin tarifi Romalı hekim Cornelius Celsus’un de Medicina adlı eserinde yer alınca Avrupa’da meşhur oldu. Bu iksirin Mithridatum adı altında hazırlanarak Roma İmparatorları, Fransa Kralları, İngiliz Kraliçeleri tarafından 1800’lere kadar kullanıldığı söylenmektedir.

Mithradates, iksirleri kadar kişiliği ile de Avrupa’da efsaneleşmiştir. Yaşlı Plinius’a göre 22 dil biliyor ve emrindeki halkların yönetici ve askerlerine kendi dillerinde hitap ediyordu. Başta kız kardeşi olmak üzere pek çok karısı, cariyesi ve çocuğu vardır. Bunları, civar ülkelerdeki yöneticiler ile evlendirerek siyasi ilişkilerini pekiştirdi. Aslen Pers Krallarının soyundan gelmesine ve Pers adetlerini benimsemesine rağmen İskender sonrası kurulan krallıklarla iyi geçinmek için yeri geldiğinde kendini Romalılara karşı Hellenlerin koruyucusu olarak tanıttı ve bu konuda da başarılı oldu.

Louvre'daki Mithridates büstü

Çağlar boyunca Roma tarihi ile bağlantılı olarak Mithradates efsanesi de gündemden düşmedi. Kimi zaman müthiş hafızası, kimi zaman bildiği diller, kimi zaman bitkiler ve iksirler üzerindeki çalışmaları, kimi zaman Roma’ya düşmanlığı ile anılırdı. Bazı bitkilere ve dil bilimi üzerine yazılan eserlere, iksirlere adı verildi.

Pek çok yazar Mithradates’in trajik hayatını ele alan eserler yayınladı, operalar besteledi. Bunlardan en ünlüleri, Fransız tiyatro yazarı Jean Racine’in Mithrate adlı eseri ve bu esere dayanarak Mozart’ın “Mithradate, re di Ponto” yani “Pontos Kralı Mithradates” adlı operasıdır. Şimdi 'Mithradates’in Mektubu’na geçmeden önce kısa bir müzik arası verelim ve Mozart’ın “Pontos Kralı Mithradates” adlı operasından bir parça dinleyelim.

Açık Radyo, 95.0, Kadim Anadolu Eserlerinden Seçmeler programındayız. Programımıza Pontos Kralı Mithradates’in Part Kralı III. Phraates’e yazdığı mektupla devam ediyoruz.

Mithradates, mektubuna Part Kralı III. Phraates’i Arşak adı ile selamlayarak başlar. Arşak, Pers İmparatorluğu dağıldıktan sonra Parthia satraplığında Parth Krallığını kuran komutan Arşak’ın adıdır. Muhtemelen Pers geleneğine göre Kral Phraates’i onurlandırmak için mektupta Phraates’e hitaben Arşak adı kullanılmıştır.

Ermenistanlı Büyük Tigranes ve Pontuslu Büyük Mithradates

Makalenin yazarlarına göre 'Mithradates’in Mektubu' söz söyleme sanatı kurallarına uygun olarak exordium, narratio, ve conclusio yani giriş, anlatım ve son söz bölümlerinden oluşur.

Giriş bölümünde, Mithradates ittifak talebini Kral’a iletir. İttifak talebinin herkesin yararına olacağını, barışı getireceğine değinir. Mektubun anlatım bölümünde, Roma’nın Anadolu’da gerçekleştirdiği kötü eylemler, Mithradates’in bunlara karşı koyması ve başarıları anlatılır. Bu bölümde Romalılar kötülenir.

Mithradates, Romalıların kurnaz, ikiyüzlü, hain, dostlarına karşı acımasız olduklarından bahseder; insani ve tanrısal değerleri hiçe saydıkları konusunda örnekler verir. Romalılar egemenlik ve zenginlik için tüm uluslarla, halklarla ve krallarla savaşmaktadır. Makedonya kralı Philippos’a dost görünüp ilk önce onunla savaştıklarından, Syria Kralı Antiochos’un Toroslardaki topraklarını yağmaladıklarından, askerlere ödenecek 10 bin altına el koyduklarından, Makedonya topraklarını kurnazlıkla ele geçirdiklerinden, dostları Makedonya Kralı Perseus’u uykusuz bırakıp ölmesine sebep olduklarından, dost bildikleri Bergama Kralı Eumenes’in malına mülküne el koyup köle durumuna düşürdüklerinden, Asia’yı ele geçirip Bithynia Kralı Nikomedia’nın ölümü üzerine Bithynia’yı yağmaladıklarından söz eder. Yaptıkları haksızlıkların intikamını almak için Nikomedes’i Bithynia’dan sürdüğünü, Asia’yı ve Antiochos’un ganimetlerini geri aldığını, Hellas’ı Romanın acımasız köleliğinden kurtardığından övünerek bahseder. Romalıların sadece Pontos için değil, Parthia ve Armenia toprakları için de tehlikeli olduğunu belirtir. Kendi başarısızlıklarının talihsizlikten olduğunu öne sürerken, Roma başarılarının güçlerinden değil talihin yardımıyla olduğunu belirtir. ‘Çok adamının ve silahının olduğunu biliyorum, bu nedenle seninle Romalılara karşı ittifak yapmayı arzuluyorum, kendini tehlikeye sokmadan sadece senden destek olmanı istiyorum’ der. Bugüne kadar talihin yardımıyla ya da bizim hatalarımız nedeniyle kurtulan ordularını kuşatmak bizim için zor değildir. Böylece sen, büyük krallara yardım etmenin ve ulusları yağmalayanları ezmenin şerefini kazanacaksın’ diye de son sözünü söyler.

Ancak Parth Kralı, Mithradates’in teklifini kabul etmez. Kısa süre içinde Pontos Krallığı Romanın eline geçer. Armenia toprakları Roma’ya tabi olur. Roma, Anadolu’yu tamamen eline geçir. Anadolu’da güçlenen Romalı komutanlar Roma’ya döndüklerinde iktidara ortak olmaya kalkışır. Senato’nun gücü zayıflar, kısa sürede Roma Cumhuriyet dönemi sona erer ve Roma İmparatorluk dönemi başlar. Artık kadim Pers ülkesi sınırlarına dayanan, zaman içinde Suriye ve Mısır’ı da hakimiyetine alan Roma’nın inançlarında da değişim sürecinin yolu açılır.

Mithras inancı

Anadolu’da bilhassa Amaseia civarında bulunan Perslerden kalma kadim Ma ve Anaitis tapınakları da korunarak doğu inançlarının devamı sağlanır. Anadolu sınırlarına yerleşen Roma lejyonlarından bazı ordu mensupları bölgedeki inançlardan etkilenerek gizli Mithras tarikatlarına katılır. Mithras, Perslerdeki Zerdüş inancına göre Güneş tanrısının adıdır. Herodotos ve Ksenophon’un eserlerinde de Mithras’tan bahsedilir. Güneş ve Ateş ile ilişkilendirilen Mithras inancının bölgede binlerce yıllık geçmişi vardır. Mitharadates sülalesinin adı da Mithras’tan yani ‘Mithras’ın Sevgili Kulu’ anlamına gelmektedir.

Romalılar, Mithradates’i yenmekle kalmayıp Mithradates’in adını aldığı Mithras inancını da benimseyip Roma’ya taşımışlardır. Zaman içinde bu gizli inanca ait yer altı tarikat evleri Roma’da ve Roma’nın diğer sınır bölgelerinde de görülmeye başlanır. Mithradates’in 60 yıllık çabalarına rağmen Anadolu ile birlikte Roma’nın da engellenemez değişim süreci başlamıştır.

Günümüzde akademik çevrelerin dışında pek duyulmayan Mithradates’in adı çağlar boyunca farklı biçimlerde anılmıştır ve yorumlanmıştır. Ludwig-Maximilians Üniversitesi’nden Prof. Latife Sümmerer’in bu konudaki makalesi, Batılıların VI. Mithradates’in 15. yüzyıldan itibaren günümüze kadar ne kadar farklı algılandığına dair çarpıcı bilgiler vermektedir. Matbaanın yaygınlaşması ile Date ve Boccacio’nun eserlerinde yer almaya başlayan Mithradates’in trajik hayatı üzerine pek çok eser yazılmış ve operalar bestelenmiştir. Hayatına ait pek çok resim çizilmiştir. Mithradates’in muazzam hafızasına, dilbilgisine, botanik bilgisine atfen kitaplara kapak olmuş; adı, bitkilere, iksirlere verilerek ölümsüzleştirilmiştir.

Pontos Kralı Mithradates Operası'ndan bir sahne

Mithradates’in adı 1300’lerde Boccacio’nun Romalı kahramanlardan Büyük Pompeius, Julius Caesar, Marcus Antonius ve Kleopatra ile birlikte anılan kitaplarında yer almıştır. 1600’larda Mithradates’in ölümünü konu alan trajediler yayınlanmış, Jean Racine’in Mithridate adlı oyunu Fransa Kralı Louis XIV’un en beğendiği eser olarak tarihe mal olmuştur. 1700’lerde Racine’in oyunundan esinlenerek, pek çok besteci eserlerinde ufak tefek değişikliklerle Pontos Kralı’nın hayatını, Roma ile mücadelesini, ölümünü konu alan 25’ten fazla libretto ve opera yayınlamıştır. Bunlardan Mozart’ın “Pontos Kralı Mithradates Operası” en ünlüsüdür.

Mithradates'in isminin geçtiği bir çikolata kapağı

Mithradates ve Pontos tarihi araştırmalar konusuna gelince gelişmeler çarpıcıdır. 1700’lerde yayınlanan Charles Rollin’in Roma Tarihi adlı kitabında Mithradates, Roma düşmanı bilge bir komutan olarak sunulur. Ancak 1800’lerden itibaren Alman Theodor Mommsen önderliğinde Alman ekolünde Mithradates, şehvetli, dağınık, şiddetli bir oryantal hükümdar olarak sunulur. Mommsen, Nobel Ödülü aldığı eserinde Mithradates’i Sultan olarak adlandırıp, Osmanlı Sultanları ile özdeşleştirerek Fatih’e, Kanuni’ye de dil uzatmaktan kaçınmamıştır. Mommsen ve ardılları, eserlerinde Mithradates ve benzeri Doğu hükümdarlarını yerden yere vururken, İskender’in ve Romalıların yaptıklarını göz ardı ederek, oryantalist görüşlerin Avrupa’da öncülüğünü yapmışlardır.

1900’lerde ise Mithradates, bu sefer Hellas’taki ve Pontos’taki Hellenleri Roma baskısından korumaya çalışan bilge bir komutan olarak sunan eserler yayınlanmıştır. Prof. Latife Summerer’e göre, ancak 1980’lerden itibaren toplumun artık pek ilgilenmediği Mithradates hakkında akademik çevrelerde daha tutarlı ve dengeli yayınlar yer almaya başlamıştır. Bizde de Akdeniz Üniversitesi’nden Prof. Dr. Murat Arslan’ın 2007’de yayınlanan Roma’nın Büyük Düşmanı Mithradates adlı kitabı yurdumuzda bu konuda sadece kadim eserlere dayanarak yayınlanan muhtemelen ilk ve tek bilimsel kitaptır.

Günümüzde çok tartışılan Pontos konusuna açıklık getireceğini düşündüğümüz yukarıda adı geçen eser ve makaleleri dinleyicilerimize de tavsiye eder, haftaya Roma’nın Anadolu eyaletlerinden Bithynia’da buluşmak üzere hoşça kalın dileklerimizi iletiriz.

Kadim Anadolu Eserlerinden Seçmeler programında adı geçen eserler: