Şirketler bizi her seferinde daha fazlasını, daha yenisini istemeye ve ihtiyaç duymaya itiyor. Bunun sonucunda da ihtiyaç dışı tüketim sadece bugün zirve yapmış olmakla kalmıyor, normalleşiyor, kabul görüyor ve bizi hızla yok oluşa sürüklüyor.
Gezegen tüketim çılgınlığı içerisinde. Kaynaklar tükeniyor, iklim bozuluyor ve türlerin yokoluşu doludizgin devam ediyor. Yayınlanan yeni raporlar ve bilimi referans alarak harekete geçilmesini isteyen insanlar da seslerini yükseltmeye devam ediyor. Bu hafta Havaya Bağlı Her Şey’de bu uyarılardan ve çağrılardan oluşan bir seçki sunuyoruz.
Bilim çığlık atıyor
Geçtiğimiz hafta, artan karbon emisyonları ve küresel sıcaklıklar üzerindeki etkileri hakkında üç net rapor yayınlandı. Raporlar, iklim çöküşünün korkunç durumuna ve yeryüzü üzerindeki etkilerine ışık tutuyor. Öte yandan, Paris Anlaşması kapsamındaki hedeflere ulaşabilmek için çözümlerin mümkün olduğunun altını çiziyor.
26 Kasım’da yayımlanan Emisyon Açığı Raporu, iklim kriziyle mücadelede mevcut ülke vaatlerinin, bizi hedeflenen 1,5 °C’lik artışın çok üzerine, 3,2 °C’lik bir artışa götürdüğünü gösteriyor. G20 ülkelerinin krizi derinleştiren sera gazı emisyonlarındaki sorumluluğu ise yüzde 78’de.
25 Kasım’da yayımlanan Dünya Meteoroloji Raporu, Paris Anlaşması’nda verilen ülke taahhütlerine rağmen sera gazı emisyonları artışınının rekor seviyelere ulaştığını, emisyonlarda herhangi bir yavaşlama veya düşüş olmadığını gösteriyor.
20 Kasım’da yayımlanan Üretim Boşluğu Raporu ise, şayet gidişatı değiştirmezsek 2030’a geldiğimizde küresel ısınmayı 2°C’de tutmak için gerekli olandan %50; küresel ısınmayı 1,5°C’de tutmak için gerekli olandan %120 daha fazla fosil yakıt üretimi yapmış olacağımızı gösteriyor.
350.org’dan May Boeve konu hakkında şöyle diyor: Bu artık bir uyarı değil, şu anda iklim çöküşünü gündelik hayatımızda çok daha net görüyoruz. Kongo, Kaliforniya ve Avustralya'daki orman yangınlarından Avrupa'daki yıkıcı sellere, iklim krizinin etkilerini yaşıyoruz.
Üç rapor da ayrıntılı şekilde araştırılmış, bilimsel denetimden geçmiş. Bilim adeta çığlık atıyor. Dünya liderlerine sesleniyoruz: Fosil yakıt endüstrisinin genişlemesini durdurmanın zamanı. Tek bir maden dahi kazılmamalı, tek bir boru hattı dahi inşa edilmemeli, okyanusta tek bir petrol kuyusu dahi açılmamalı. Ve bir an önce sürdürülebilir yenilenebilir enerji kaynaklarına dayanan enerji sistemlerine geçiş için çalışmalara başlamalıyız.
Dünyanın dört bir yanında fosil yakıtlara karşı mücadele büyüyor, gençlerin başını çektiği iklim grevleri dünyaya harekete geçmeye hazır olduğumuzu gösteriyor. 2020 boyunca, etkinlikler, eylemler, protestolar, grevlerin sesi yükselmeye devam edecek.
Madrid’de COP 25 İklim Zirvesi’ne katılacak hükümetler bilmeliler ki tüm gelecek nesillerin gözleri üzerlerinde. Dünya iklim çöküşü gerçeğine uyandı. İklim krizine karşı harekete geçenlerin yoluna taş koyanlara “Bu ne cüret!” diyoruz.
(Çeviri: 350 Türkiye)
Gençler takasa çağırıyor
Durdurulamayan tüketim çılgınlığına karşı takas var olsun. Black Friday'e durdurulamayan tüketim çılgınlığına karşı Fridays For Future İstanbul ekibi takas şenliği yapıyor. Takas şenliğinde elbette birinci amacımız insanların bir arada takasla paylaşımcılığı aşılamak.
Tüketim çılgınlığında boğulmamak ve hem ekonomik hemde ekolojik açıdan çevreye zarar vermemek için insanları takas şenliğinde bir araya getiriyoruz.
Şu an etrafımızda çok fazla “Black Friday” indirimlerini görüyoruz her yerde karşımıza çıkıyor ama biz kendimizi bu israfa diretmiyoruz diretmediğimiz gibi kendimizi direkt içine atıyoruz. Hayır böyle olmayacak kendimizi durduracağız çünkü bir hevesle alıp kullanmadığımız eşyaları alıp bir köşeye atacaksak bence hiç gerek yok. Bir hevese kanmayım,bir indirime kanmayın. Tüketmeyelim kendimiz üretelim kendi eşyalarımızı kendi imkanlarımız doğrultusunda yapalım.
Kullan at yapacaksak neden alıyoruz? Burada hevesin kontrolü ve sabır çok önemli.Şöyle bir test yapalım kendinize bir şey alırken her zaman şunu sorun "ben bunu neden alacağım?" evet evet gerçekten sorun çok işe yarayacak.
Yaşayamadığımız bilmediğimiz yoksulluğu kendi kendimizde yaratmayalım.Bir şeyi anlamak için yaşamak gerekir ama bunu yaşarsak hem ekolojik hem ekonomik açıdan çok bozuluruz.
İşte bunlar için Fridays For Future İstanbul ekibi takas şenliği düzenledi. Takas bugün Kadıköy Tasarım Atölyesi (TAK) saat 17:00'da başlayacak. Takasla ve yeşille birleşmek isteyenler davetlisiniz. Görüşmek dileğiyle.
FFF İstanbul - Melisa Akkuş
Yokoluş İsyanı kreasyonu
Şirketler bizi her seferinde daha fazlasını, daha yenisini istemeye ve ihtiyaç duymaya itiyor. Bunun sonucunda da ihtiyaç dışı tüketim sadece bugün zirve yapmış olmakla kalmıyor, normalleşiyor, kabul görüyor ve bizi hızla yok oluşa sürüklüyor.
Cuma günü düzenleyeceğimiz defile, markaların moda başlığı altında insanları teşvik ettikleri hızlı tüketimin gerçek yüzünü göstermek amacını taşıyor.
İhtiyaç dışı tüketim nelere mal oluyor?
Aldığımız her ürünün faturası bizlerden önce içinde yaşadığımız dünyaya kesiliyor. Bir tişörtün üretimi için 2700 litre, bir çift ayakkabının üretimi için ise 16.600 litre su harcanıyor. Yani, aldığınız bir tişörtün üretimi 2,5 yılda, bir çift ayakkabının üretimi ise 15 yıldan uzun bir sürede içeceğimiz suya mal oluyor. Üstelik bu sadece su tüketimi üzerinden verdiğimiz basit bir örnek.
İhtiyaç dışı alınan her ürün iklim krizine yapılmış korkunç bir destek. Bu yüzden bu dünyada yaşayan herkesi, söz konusu tüketim olduğunda “İhtiyacım var mı?” diye düşünmeye ve bu sorunun cevabının ciddiyetini kavramaya davet ediyoruz. Ve herkesi Cuma günü Şişli Cevahir AVM önünde gerçekleştireceğimiz etkinliğe bekliyoruz. Biz bir çift yeni ayakkabı değil, yaşanabilir bir dünya istiyoruz. Çünkü: “Ölü Bir Gezegende Moda da Olmayacak!” Etkinliğimizin detaylarına buradan ulaşabilirsiniz: