İnsanların, insanlıktan hayli uzak bütün yönlerini gören çocuklar olarak bize göre atılması gereken adımlar epey kesindi. İklim krizi bir kriz, kendine karşı açtığın bir savaş, bir yok oluştu.
Bilge Yerli / Bianet - İklim Krizi Yazıları
Çocuklar iklim krizine nasıl bakıyor? Cevabımız çok net. Biz iklim krizinin korkutucu gerçekleri ile büyümüş, büyüyen kuşaklarız. Çocukluğumuz, kutup ayılarının eriyen küçük buz kütleleri üzerinde can çekişmelerini, okyanuslardaki plastik oranının artışını izleyerek geçti.
İklim krizinin şimdiye kadarki en sert, en yıkıcı halini görmekte olan çocukların sokaklarda iklim adaleti arayışını sürdürmesi hiç de şaşırtıcı bir tepki değildir aslında.
Dediğim gibi hep bu yönde bir farklılıkla büyümek zorunda kaldık fakat her zaman karşımızda ne kadar köklü bir sorun olduğunun farkında değildik. Bize, bana verilen nasihatler her zaman “Dişini fırçalarken suyu, odadan çıktığında ışığı kapat!” doğrultusundaydı. Fakat öyle gözüküyordu ki ben ne kadar ışık kapatırsam kapatayım dünyamız ısınmayı, türler de yok olmayı bırakmıyordu.
Fabrikalar kirletmeye, sular kirlenmeye, ağaçlar kesilmeye, hayvanlar evsiz kalmaya, arılar ölmeye devam ediyordu her nedense. Bunu fark etmek hiç zor değildi ama neden? Neden üstüne oturduğumuz bizi besleyen, barındıran, koruyan o dalı kesmek için bu kadar hevesliydik?
Cevabı korkutucu bir şekilde basitti. Hayır plastik pipet kullandığımız, on beş dakikalık duşlar aldığımız ya da kâğıt kitap okuduğumuz için değildi. Üç kelimeyle özetlersem: Petrol, kömür, doğalgaz idi bu krizin kökeni.
Yıllardır bilim insanlarının ısrarcı nasihatlerine rağmen bir türlü yerin altında bırakamıyor, bırakmıyorduk. Hatta her yıl bir öncekini katlayarak salınımına devam ediyorduk şu üçünün. Tüketiyor, tüketiyor ve tüketiyorduk. Yükselen okyanuslar bizi boğacakken biz bencilliğimizde yüzüyorduk. Kendimizi doğanın efendisi sandığımız kadar acizdik ama göremiyorduk.
İnsanların, insanlıktan hayli uzak bütün bu yönlerini gören çocuklar olarak bize göre atılması gereken adımlar epey kesindi. İklim krizi bir kriz, kendine karşı açtığın bir savaş, bir yok oluştu. Bütün canlıların geleceğini tehdit eden bu kriz tüm insanlığın kriziydi. Yüzyıllardır kendimizi sürüklediğimiz bu nokta ise tüm canlıların değil sadece insanların suçuydu.
Petrol, kömür ve doğal gaz yerin altında bırakılmalı, yeşil ekonomi figürüne yönelinmeli ve fosil yakıtların salınıma en çok sebep olan havacılık, et, süt, petrol endüstrilerinde köklü kısıtlanmalar ve değişiklikler yapılmalıydı.
Greta’nın yakın zamanda yaptığı bir konuşmada dediği gibi, “İhtiyacımız olan şey somut, köklü değişikliklerdir.” Biz çocuklar ve çocuk iklim aktivistleri olarak bunu gördük, göstermeye çalıştık ve çalışıyoruz. Anlatmaya çalıştıklarımız ve yaşımızı göz önüne alınca çoğunlukla aldığımız cevap “Ettiğin laf yaşından büyük” oldu. Bizi kâle almayan yetişkinler, elinin tersiyle iten politikacılar, büyük resmi görmemizi istemeyen şirketlere rağmen geleceğimiz için canla başla iklim aktivizmine girişmiş olduk.
Fridays For Future bu endişelerimizi kanalize etmek için en uygun hareketti. 16 yaşındaki İsveçli Greta Thunberg’in İsveç Parlamentosu önünde iklim için okul grevi yapması ile başlayan bu hareket tüm çocukların, tüm gençlerin ve tüm dünyanın hareketi haline geldi.
En başta yalnız oturan Greta’nın yanına arkadaşları gelmeye başladı, sonra farklı şehirler, farklı ülkeler ve Antarktika’daki bilim insanları dahil tüm kıtalardan insanlar FFF adı altında iklim grevlerine katılmaya başladı.
Tüm dünya için bir sembol haline gelmiş Greta ve biz iklim aktivistleri en nihayetinde tek bir şey söylüyoruz: “Bilimi dinleyin!” Biz çocuk iklim aktivistleri olarak yeni bir araştırma yapmıyor, iklim krizine çözüm üretmiyoruz. Hayır, biz zaten var olan bilimin dinlendiği takdirde iklim krizinin de çözüleceğini göstermek istiyoruz.
Fridays For Future hareketi bizim, iklim krizinden en çok etkilenecek çocukların, hakkımızda alınan kararlar mekanizmasına karşı muhatap alınma yolumuz. Sesimizi kulağını tıkayan herkese duyurmak, geleceğimiz hakkında söz sahibi olmak istiyoruz.
Sivil toplumda varlığını kanıtlamış bir kuşak olmakla birlikte iklim krizi hakkında harekete geçebilecek son kuşağız. 2030 yılında yani yaklaşık 10 yıl sonra yapacağımız herhangi bir köklü değişiklik dünyaya verdiğimiz zararı geri çeviremeyecek. 10 yıl sonra bir kısmımız hala çocuk, bir kısmımız henüz hayatının başında olacak. Bize bir gelecek sözü verildi. Bize temiz hava, temiz su, sağlıklı beslenme, sağlıklı bir yaşam sözü verildi. Adımıza karar alan yetişkinlere konuşuyoruz: Sözünüzü tutun!
Nasıl mı? Fridays For Future ve küresel iklim hareketlerinin bu konudaki talebi iklim acil durumu ilan edilmesidir. Peki iklim acil durumu ne? İklim acil durumu bir gözlük. Gündelik hayatımızda, siyasette, uluslararası ilişkilerde takacağımız ve iklim krizinin aciliyetini hatırlayarak yaşatacak bir gözlük.
İklim acil durumu ilanı ile ülkelerin, belediyelerin, şirketlerin iklim krizini göz önünde bulundurarak hareket etmesini talep ediyoruz. Bunun yanında Türkiye’nin Paris İklim Antlaşmasını meclisten geçirmesini, imzalamış ülkelerin de takip etmesini istiyoruz.
Ayrıca, Türkiye’de gündeme gelen ve termik santrallere filtresiz çalışarak havayı kirletme izni tanıyan torba yasa, meclisten geçmese de bunun yeterli olmadığını görüyoruz. Termiklerin değil Paris’in onaylanmasını istiyoruz!
Biz, sesimizi duyurmaya devam edeceğiz. Çocukların grevde olması hiç sürdürülebilir bir çözüm değil kabul ediyoruz. Fakat bize çalışmamızı, öğrenmemizi değerli kılacak bir gelecek sunulmadığı sürece çocuklar grevleri bırakmayacak. Köklü değişiklikler yapılana kadar buradayız, sokaktayız, iklim için okul grevindeyiz!