25 Kasım Kadına Yönelik Şiddete Karşı Uluslararası Mücadele Günü için hazırlanan özel bir seçkiyle, hikayelerin birbirinden çok da başka olmadığını ve şiddet hikayelerinde tahakküm kadar mücadelenin de ortak olduğunu dinledik.
1 - Sinead O’connor | “1000 mirrors”
İlk şarkıda geçtiğimiz sene kaybettiğimiz Sinead O’connor’ın sesine kulak verdik. Britanya'da 20 yıl boyunca kocasından şiddet gören Pakistanlı Zühre Şah’ın hikayesini anlatıyordu bu şarkı. Sözleri şöyle;
“Tutkuyla sevmek çocukları
onları ne pahasına olursa korumak
her şey yapıldı
artık gidecek bir yer kalmadı, son köprüden de geçildi
peki suçlu kim?
kim kanatıyor bu yarayı?
kız kardeşlerimizi yalnız bırakmamalıyız
bu şarkıyı Zühra Şah için söylüyoruz”
2 – Tracy Chapman | "Behind the Wall"
Şimdi bambaşka bir şarkıya geçeceğiz; Tracy Chapman dinleyeceğiz. Tracy Chapman’ın 1988’de kendi adını taşıyan ilk ve uluslararası tanınırlığa ulaştığı albümden bu şarkı. Bu albümde "Fast Car", "Talkin' 'bout a Revolution", "Baby Can I Heal You" gibi çok popüler ve beğenilen şarkı yer alıyor. Kadınlar için bir marş niteliğinde çok naif ve güçlü sözlere sahip "Behind The Wall" şarkısı da bu albümde yer alıyor.
Tracy Chapman aynı zamanda bir insan hakları aktivisti, her albümünde de insanların sözünü, sesini çoğaltacak şarkılara yer veriyor. Şarkı gece yarısı yan evde meydana gelen kadına yönelik şiddet olayını duvarın arkasından dinleyen varsayımsal bir komşunun acısını dile getiriyor. Sözleri şöyle;
"Duvarın Ardında
Dün gece çığlıklar duydum
Bağrışmalar duvarın ardında
Uykusuz bir gece daha bana
Polisi aramak işe yaramıyor
Hep geç geliyor onlar
Gelirlerse o da
Gelince de diyorlar ki
Müdahale edemeyiz ki
Karı koca arasındaki
Ailevi meselelere
Sonra çekip gidiyorlar
Kadının gözlerinden süzülürken yaşlar
Çığlıklar duydum dün gece
Sonra ruhumu ürperten bir sessizlik
Dua ettim bu bir rüya olsun diye
Ambulansın geldiğini görünce
Ve polis memuru dedi ki
'Asayişi korumak için buradayım
Haydi dağılın artık
Hepimiz biraz uyusak iyi olacak bence' "
3 - Lilit Pipoyan | "Goulo"
Goulo, nam-ı diğer Gülizar’ın hikayesi okuyuculara etnomüzikolog Arménouhie Kévonian’ın kaleme aldığı Gülizar’ın Kara Düğünü adlı kitapla ulaştı. Gülizar’ın hikayesi bizleri neredeyse 140 yıl gerilere, Muş’un Hars, şimdiki adıyla Güney köyüne götürüyor. Gülizar Muş yöresinde yaşayan saygın bir Ermeni ailenin kızı. Ermeni ve Kürt ahaliye zulmeden Musa Bey adlı bir yerel zorba ailesinin konağına baskın düzenleyip onu kaçırdığında ise sadece 14 yaşındaydı. Musa’nın zaten 4 karısı olduğu gerekçesiyle şeyhler küçük kızı kendisine eş yapmasına izin vermeyince Musa Gülizar’ı zorla kardeşi Cevahir’le evlendirmek istedi. Gülizar direndi. Bu uğurda şiddet gördü ve bir gözünü kaybetti. Onun Musa Bey konağında sessizce mücadele ettiği haberi kızlarının yaşayıp yaşamadığından bile emin olmayan ailesine ulaştığında, Osmanlı tarihinde eşi görülmemiş bir hak mücadelesi başladı. Elbette Gülizar’ın hikayesi tekil bir hikaye değil, benzer şiddet hikayelerine maruz kalmış yüzlerce hatta binlerce kadının hikayesini bir hikaye sığdırmak da mümkün değil. Fakat Gülizarın hikayesini özel kılan; 19. yüzyılda adalete taşınmış bir hikaye olması; kızı ve torunları tarafından da kaybolmaktan ve unutulmaktan kurtarılmış bir hikaye olması. Gülizar ve ailesinin adalete ulaşma konusundaki direngenliği şiddetle mücadele konusunda bizlere yol gösterici oluyor.
4 - Lesley Gore - "You Don’t Own Me"
"You Don’t Own Me" adlı parçayı Lesley Gore söylüyor. Lesley 1963 yılında, 17 yaşındayken bu şarkıyı söylemişti. Philadelphia'lı şarkı yazarları John Madara ve David White tarafından yazılan ve Lesley Gore tarafından 1963 yılında, Gore 17 yaşındayken kaydedilen popüler bir şarkıdır. Şarkı, Gore'un en başarılı ikinci kaydı ve ilk onda yer alan son teklisiydi. Gore, bunu kendisinin imza şarkısı olarak değerlendiriyordu. Şarkıyı her söylediğinde biraz daha büyüdüğünü tarif ediyor.
Şarkı, bir kadının sevgilisine onun sahibi olmadığını, ona ne yapacağını ya da ne söyleyeceğini karışamayacağını ve onu sergilememesi gerektiğini söylüyor ve özgürleşmeyi ifade ediyor. Şarkının sözleri genç kadınlara ilham kaynağı oldu. 1963'te ataerkillik karşıtı duruşu nedeniyle şok ediciydi ve bir kadının bir erkeğin isteklerini reddetme gücünü gösteriyordu. Sözleri şöyle;
“Sen bana sahip değilsin
Ben senin oyuncağın değilim
Sen bana sahip değilsin
Ve bana ne yapacağımı söyleme
Sen bana sahip değilsin
Beni değiştirmeye çalışma
Sen bana sahip değilsin”
5 - Aylin Aslım - "Güldünya"
Şimdi Aylin Aslım'a kulak veriyor ve Gül Dünya dinliyoruz. Töre cinayetine kurban giden ve abisi tarafından öldürülen Güldünya Töre’nin ardından yazdı Aylin Aslım. Gülyabani albümünün 9. şarkısı. Albüm kartonetinde şu notla paylaşıldı:
"Kadın cinayet kurbanlarının yüzde yetmişi, eşleri ya da erkek partnerleri tarafından öldürülmektedir. her üç kadından biri yaşam boyunca dövülmekte, cinsel ilişkiye zorlanmakta ya da taciz edilmektedir. On beş - kırk yaş arası birçok kadın, kanser, trafik kazası ya da sıtma yerine, toplumsal cinsiyet kökenli şiddet yüzünden ölmekte ya da yaralanmaktadır."
6- Rafeef Zaidah - "We Teach Life Sir"
Şiddetin her türünün birbiriyle ilişkisine baktığımız bu programda ve her türlü şiddete karşı cesaretle duran, şiddetsiz hayatlar hayal eden ve bunları hayata geçiren insanlara, onların hikayelerine kulak veriyoruz bugün. Rafeef Zaidah Filistinli bir sanatçı, bir şair. 2015’t yayınlanan "We Teach Life" (Yaşamı Öğretiyoruz) albümünden bir parça dinledik. Müzikle birlikte seslendirilen bir şiir. Çok farklı yerlerde seslendirildi, dillendirildi. İlk söylendiğinden bu yana yaklaşık 10 yıl geçmiş olmasına rağmen ne yazık ki güncelliğini kaybetmemiş bir şarkıdan söz ediyoruz.
Başka bir Gazze saldırısı sırasında kendisine bir gazetecinin sorduğu soru yaptığı yoruma bir yanıt Rafeef Zaidah’ın bu şiiri. Filistinli şair Rafeef Ziadah’ın 2008 Aralık ayında başlayıp Ocak 2009 sonlarında biten, İsrail’in Gazze’ye yaptığı büyük saldırılar sırasında yazdığı şiirin temel cümlesi “Biz hayatı öğretiyoruz, bayım.” Şiire temel fikrini veren bu cümle, bir gazetecinin savaş devam ederken basın demeçleri hazırlayan şaire “Çocuklarınıza nefreti öğretmezseniz her şeyin daha güzel olacağını düşünmüyor musunuz?” sorusu üzerine ortaya çıkmış.
7 - Rutie Stern - "Tel Aviv"
Çaresizliğe kapılmadan umuda yaşama, sevgiye dayanışmaya tutunmanın ne kadar kıymetli olduğu yaşamın da böyle çoğaldığı bu süreçte, bize dayanışmanın gücünü ve yaşamsal değerini hatırlatan başka gruplar da var. Filistin'de yaşananlara soykırım diyerek bunun karşısında duran karşısında bir siyaset örgütleyen çok sayıda Yahudi var. Bunların arasında çok sayıda feminist kız kardeşimiz ve lgbt+ aktivistler var. Şimdi onlardan birine kulak veriyoruz; Rutie Stern.
Şu anda İsrail dışında yaşıyor ama İsrail’de büyümüş feminist lezbiyen bir sanatçı, kendi şarkılarını yazıyor ve besteliyor. Dinleyeceğimiz parçanın ismi Tel Aviv. Israil'in devam eden saldırılarından Filistin hayatının ve hayatlarının yok edilmesine karşı mücadele ediyor.
Ve farklı şekillerde karşı çıkıyorlar Israil'in devlet politikasına.
Bize dayanışma, yaşam ve barış öğretmeye devam eden bütün kızkardeşlerimize sevgiler.
8 - Shea Diamond - "I Am Her"
Shea Diamond 17 Mart 1978 doğumlu, şarkıcı, söz yazarı ve trans hakları aktivisti. Müziği ağırlıklı olarak soul ve R&B ağırlıklı olup blues, rock, hip-hop ve folk sularında yüzüyor. Diamond, Little Rock, Arkansas'ta on dört yaşında bir annenin çocuğu olarak dünyaya geldi.On dört yaşında evden kaçtı ve on yedi yaşında özgürlüğüne kavuşmadan önce koruyucu bakım sisteminde zaman geçirdi. Büyürken, kendisini kadın olarak tanımladığını erken yaşta bilmesine rağmen, erkeksi davranma konusunda büyük bir baskı gördü. Şarkıcı olmak için Tina Turner'dan ilham aldı ve kilise korosunu yönetirken becerileri üzerinde çalıştı; burada çok yüksek sesle şarkı söylediği için sık sık cezalandırıldı.
20 yaşındayken cinsiyet uyum ameliyatının masraflarını karşılamak için suça karıştı. Diamond, 1999 ile 2009 yılları arasında Michigan'daki erkek cezaevlerine girip çıktı. "I am her" şarkısını hapishanede yazdı. Diamond hapsedildiği sırada özellikle trans kadın kimliği nedeniyle ayrımcılığa maruz kaldı. Onu erkek nüfustan uzak tutmak için tecrit altında tuttular. Aşağılama, tecrit ve şiddete maruz kaldı.
9- Amal Murkus - "Asfur"
Amal Murkus, Celile'deki bir Arap kasabası olan Kafr Yasif'te Filistinli Hristiyan bir ailenin çocuğu olarak doğup büyümüş bir müzisyen. Altı kız kardeşin beşincisi. Murkus beş yaşından beri şarkı söylüyor. Filistin müziğinin ve kültürünün yaşaması için çaba sarfediyor. "Asfur" Arapça kuş anlamına geliyor. Gül ve Bülbül’ün aşkından hareketle Filistinli şair Marcel Khalife’nin Filistin için yazdığı şarkıdır. Sözleri şöyle:
“Bir bülbül baktı pencereden
lûlû diye seslendi
beni yanında sakla, sakla beni
ne olursun lûlû
sen neredensin diye sordum ona
göğün sınırından dedi
nereden geliyorsun dedim
komşunun evinden dedi
kimden korkuyorsun dedim
karga kafesinden dedi
tüylerin nerede dedim
zaman uçurdu dedi
dedim ki korkma çık
doğacak güneşi gör
baktı, ufka
parlayan güneşi gördü
hürriyet rüzgarının
dalgalarına kapıldı”
*Gönüllü çeviri desteği için dinleyicimiz Özer Üstel'e teşekkürler.