Van Gölü'nün kıyı kesimlerinde, asırlar önce su altında kalan yapılar ortaya çıkmaya devam ediyor.
Sıcaklıkların artmasına bağlı buharlaşma ve yağışların azalmasıyla seviyesi düşen Van Gölü'nün kıyı kesimlerinde, asırlar önce su altında kalan yapılar ortaya çıkmaya devam ediyor. Daha önce kale, iskele ve liman kalıntıları ile mezarların ve ‘su altı peribacaları’ olarak adlandırılan mikrobiyalitlerin yani dikitlerin ortaya çıktığı Erciş ilçesinde, şimdi de Sahilkent Mahallesi'nde Urartular dönemine ait olduğu değerlendirilen bazı yapıların temel ve iskele kalıntıları görünür hale geldi. Van İl Kültür ve Turizm Müdür Vekili Abdurrahman Şahin, Van Müze Müdürü Erol Acar ve Van Yüzüncü Yıl Üniversitesi (YYÜ) Edebiyat Fakültesi Dekanı Prof. Dr. Rafet Çavuşoğlu, bölgede inceleme yaptı ve ortaya çıkan yapıları kayıt altına aldı. Urartular döneminde özellikle Van Gölü Havzası'na birçok kalenin inşa edildiğini söylediler.
MUÇEP, Akyaka kararına itiraz etti
İçişleri Bakanlığı, Muğla Çevre Platformu (MUÇEP) Gökova Meclisi’nin açtığı davada Akyaka’ya yapılması planlanan çevre yolu projesi için dönemin Muğla Valisi Orhan Tavlı ve Ula Belediye Başkanı Özay Türkler hakkındaki soruşturma talebine izin vermedi. Bölge halkı, Danıştay’a başvurarak bakanlığın kararına itiraz etti. Muğla Valiliği’nin internet sitesinde 11 Aralık 2021 tarihinde Muğla Valisi Orhan Tavlı, Ula Kaymakamı Baha Başçelik ve Ula Belediye Başkanı Özay Türkler’in, Akyaka’da planlanan bir çevre yolu güzergahı üzerinde inceleme gezisi yaptıkları haberi yer almıştı. Haberde projenin Muğla Valiliği Yatırım İzleme ve Koordinasyon Başkanlığı desteği ile Ula Belediyesi tarafından yapılacağı belirtiliyordu. MUÇEP Gökova Meclisi de projenin gerçekleştirileceği alanın Kesin Korunacak Hassas Alan statüsünde olduğunu, projenin geçeceği orman alanlarında yangın tehlikesi ve çevre kirliliğinin artacağı uyarısında bulunmuştu. MUÇEP üyeleri, 5 Nisan 2022 tarihinde Muğla Valiliği ve Muğla Orman Bölge Müdürlüğü hakkında suç duyurusunda bulunmuştu. MUÇEP üyelerinin suç duyurusu ile ilgili MUÇEP Gökova Meclisi Eş Sözcüsü Serdar Denktaş, 2 Kasım 2022’de yaptığı açıklamada, “Gelen cevaplarda sadece Orman Bölge Müdürlüğü’nde çalışan iki kişi hakkında inceleme yapıldığını, Vali Orhan Tavlı ile ilgili herhangi bir inceleme yapılmadığının belirtildiğini söylemişti. Denktaş, Memurlar ve Diğer Kamu Görevlilerinin Yargılanması Hakkında Kanun’da hakkında suç duyurusunda bulunulan memurlarla ilgili incelemenin ancak üstleri tarafından yapılabileceğinin açıkça belirtildiğine dikkat çekmişti. Sonuç olarak, adı geçen kamu görevlileri hakkında verilen ‘ihbar ve şikayetin işleme konulmaması’ kararının kaldırılmasını, soruşturmanın Muğla Orman Bölge Müdürlüğü'nü ve Vali Orhan Tavlı'dan önceki dönem valilik yetkililerini de kapsayacak şekilde genişletilerek işleme konulmasını talep ediyoruz," dediler.
502 yavru Caretta caretta denizle buluştu
Aydın’ın Kuşadası ve Didim ilçelerindeki kumsallarda toplam 502 yavru Caretta caretta deniz kaplumbağası denizle buluştu. Didim ilçesi kumsallarında beş, Kuşadası kumsallarında dört Caretta carettanın yuva tespiti yapılarak, Aydın Doğa Koruma ve Milli Parklar Şube Müdürlüğü uzmanlarıyla birlikte korumaya alınıp, Aydın bölgesi olarak toplam dokuz yuva alanı kayıt altına alındı. Aydın bölgesi Türkiye’de deniz kaplumbağaları yuvalama alanları dışında olmasına rağmen, 2011’den bu yana hemen her yıl bir ya da birkaç Caretta carettanın yuva yaptığı görülüyor. Ancak bu yıl yuva sayısında önemli bir artış olmadığı görüldü. Caretta carettalar yani İribaş Deniz Kaplumbağası, Kuşadası ve Didim kumsallarındaki dokuz yuvaya 720 yumurta bırakırken ve 502 yavru sağlıklı bir şekilde denizle buluştu. 218 yumurtanın bozulmuş ve olgunlaşmamış olduğu görüldü.
“Bilinsin ki, hiçbir yaşam savunucusu yalnız değil”
Bir maden şirketinin Hanönü’nde işlettiği bakır madeninin atıkları ilçe merkezinden geçen kanal suyuna karışırken, tüm ilçe merkezi kimyasalların ve ağır metallerin karıştığı kanal suyu ile zehirlendi. 33 ekoloji örgütü ise maden şirketlerine karşı direniş çağrısından bulunurken, Acacia’nın, Kızılırmak havzasını besleyen Gökırmak Nehri’ni de kimyasal atıklarıyla zehirlediğini aktardı. Bunun yanı sıra açıklamada, fay hattının üzerinde ve iki okulun hemen yanında yer alan beş milyon tonluk atık barajındaki kayma tehlikesinin halk sağlığını tehdit ettiği ve afet güvenliği açısından büyük zaaf oluşturduğu ileri sürüldü. “Adeta bir şantiyeye dönen ilçede çevre katliamları büyük bir rahatlıkla gerçekleştirildiği gibi maden şirketi daha da büyümeyi hedefliyor,” denilen açıklamada, halihazırda 1900 hektarlık alanda faaliyet gösteren şirketin, yeni sahalarla içinde onlarca köyün bulunduğu ve endemik türlerin yaşadığı 8000 hektarlık araziyi daha yok etmek üzere olduğu belirtildi. Havasına, suyuna, toprağına sahip çıkan ekoloji hareketleri; şirketin faaliyetlerinin durdurulmasını, maden şirketine karşı mücadele eden yaşam savunucularının can güvenliğinin sağlanmasını, Hanönü’nde yaşamın yeniden var edilmesini ve Gökırmak ve Kızılırmak’ın korunmasını istiyor. 33 ekoloji örgütünün yaptığı açıklama mücadeleye devam edileceği vurgusu ile bitirildi, “Bilinsin ki, hiçbir yaşam savunucusu yalnız değil. İlçelerimizin maden şirketlerince yok olmasına sessiz kalmayacak, yaşam alanlarını çetelere bırakmayacağız.”