Üretiminde sınırlamalar olmasına karşın en tehlikeli sera gazlarından hidroflorokarbon rekor bir seviyede

-
Aa
+
a
a
a

En tehlikeli seragazları arasında kabul edilen hidroflorokarbonun, üretimine sınırlamalar getirilmesine karşın rekor bir seviyede yükseldiği belirlendi.

Fotoğraf: İklim Haber
Gezegenin Geleceği: 23 Ocak 2020
 

Gezegenin Geleceği: 23 Ocak 2020

podcast servisi: iTunes / RSS

BBC Türkçe’nin haberine göre bilim insanları, bir ton hidroflorokarbon emisyonunun, 12 bin ton karbon salımına eşit olduğunu açıklıyor. 2017 yılında, bu zehirli gazın önemli ölçüde kaynağı konumundaki Çin ve Hindistan, naylon, havalandırma ve buzdolabı fabrikalarına takılan filtreler aracılığıyla salımını tamamen durduklarını açıklamıştı. Bilim insanları geçen iki yıllık süre içinde, hidroflorokarbon miktarında %90 oranında bir düşüş bekliyordu. Ancak yapılan son araştırma, seviyelerde düşüş yerine şoke edici miktarda bir yükseliş tespit etti. Nature Communications dergisinde yayımlanan araştırmada yer alan bilim insanları, elde edilen sonuçların beklenenin tam aksi olduğunu, sorunun bir bulmacaya dönüştüğünü belirtiyor.

Avustralya'da halka zehirli örümcek uyarısı

Avustralya’dan gelen kötü haberlerin arkası kesilmiyor.  Yetkililer bu kez de iklim koşulları nedeniyle sayıları giderek artan zehirli ‘huni yuvalı örümceklere’ karşı halkı uyardı. Sputnik’in aktardığına göre, Avustralya Sürüngen Parkı, nem ve sıcağın, örümceklerin büyümesi için elverişli koşulları yarattığını açıkladı. Yerel basındaki haberlere göre park, Yeni Güney Galler‘in Newcastle bölgesinde son günlerde sayılarının arttığı bildirilen örümceklerin yakalanmaları halinde, hayat kurtarıcı panzehir programı için kendilerine getirilmesi çağrısı yaptı. Bu örümcek türünün suda 24 saat yaşayabildiğini belirten yetkililer, girilmeden önce havuzların kontrol edilmesi gerektiğini duyurdu. 

İBB'den "yeşil çatı" önerisi

İstanbul Büyükşehir Belediyesi İmar Müdürlüğü, evlerde genellikle atıl durumda bulunan ve kentsel dönüşüm konusunda ihtilaflara neden olan çatılar konusunda, idari yetkililerin ve bilim insanlarının katıldığı “İstanbul İmar Yönetmeliği Çatı Uygulamaları Mevzuat Çalıştayı” düzenledi. İBB Genel Sekreter Yardımcısı Dr. Mehmet Çakılcıoğlu, çalıştay yapma nedenlerinin, çatıları mevcut durumdan daha kullanışlı, daha estetik ve daha çevreci hale getirmek olduğunu söyledi. Artan kentleşmeyle birlikte, kentsel sürdürülebilirlik kavramına rağmen, doğal çevrenin arka planda kaldığını dile getiren Çakıloğlu şunları söyledi: “Kentsel sürdürülebilirliği sağlamak adına kullanılabilecek araçlardan bir tanesi yeşil çatı uygulaması. Bu kapsamda, kaybolan bitki ve toprak alanlarının yerine, geçmişten beri bilinen; ancak günümüz teknolojileri ile daha da geliştirilen çevreci çözümlerden biri olarak yeni ya da mevcut yapıların çatılarında yeşillendirme yapılması öngörülmekte.’’ İBB İmar Müdürü Ramazan Gülten ise çatı düzenlemelerini yaparak, kentsel tarımın yaygınlığını ve verimini artırmak istediklerini söyledi. Yapılacak yasal düzenlemelerle çatıların, kentsel tarımın yanı sıra güneş enerjisinden faydalanmaya da katkı sağlayacağını ifade etti.

2 bin kişi 4,6 milyar insandan daha fazla servete sahip

Uluslararası sivil toplum kuruluşu Oxfam’ın hazırladığı küresel eşitsizlik raporu güncel rakamları yayınlandı. 2019 raporuna göre, dünya çapında 2.153 milyarder var ve sahip oldukları servet, dünya nüfusunun %60’ını oluşturan 4,6 milyar insanın toplam varlığından daha fazla. Oxfam Hindistan CEO’su Amitabh Behar’a göre “zenginler ile yoksullar arasındaki fark, iyi planlanmış eşitsizlikle mücadele politikaları olmadan kapatılamaz ve dünya üzerinde çok az hükümet bu politikaları hayata geçirmeyi taahhüt ediyor.” Behar şunları da ekledi: “Günümüz ekonomik sisteminden en az faydalananlar, kadınlar ve kız çocukları. Milyarlarca saati, yemek ve temizlik yaparak, çocuklara ve yaşlılara bakarak geçiriyorlar. Karşılıksız bakım emeği ekonomilerimiz, şirketlerin ve toplumların çarklarını döndüren “gizli güç”. Bu çarklar eğitim almak, iyi bir işte çalışmak ya da toplumlarımızın nasıl yönetileceğinde söz sahibi olmak için genellikle çok az vakti olan ve bu nedenle de ekonominin dibinde sıkışıp kalmış kadınlar tarafından döndürülüyor.” Kadın Emeğini Değerlendirme Vakfı Kurucu ve Yönetim Kurulu Üyesi Şengül Akçar “Biz Kadın Emeğini Değerlendirme Vakfı KEDV olarak, dünyanın ve ekonominin çarkını kadınların döndürdüğüne inanıyoruz. Refahın tüm kesimler tarafından paylaşılması için hayatın her alanında kadınların maruz kaldıkları eşitsizliğin giderilmesini, kadınların hastalarımıza, çocuklarımıza, engellilerimize ve en savunmasızlarımıza bakmak için harcadıkları emeğin ücretlendirilmesini, bakım hizmetlerinin bir sektör olarak önceliklendirilip bu alandaki kamu hizmetleri ve altyapı yatırımlarına kaynak aktarılmasını talep ediyoruz” dedi.

İklim ve kadınlar yan yana  

Türetim Ekonomisi Derneği’nden de bir haber var. Kadınların toplumsal ve ekonomik hayata daha güçlü bir biçimde dahil edilmesi, iklim ve biyoçeşitlilik onarıcı faaliyetlerinin ön plana çıkarılması gezegenin geleceği için çabalayan kadın örgütlenmelerini güçlendirmesini ve iklim ve biyoçeşitlilik krizine yönelik mücadele alanında toplumsal cinsiyet eşitliğine yaklaşmayı sağlamak amacıyla Türetim Ekonomisi Derneği ve Kazdağı Doğal ve Kültürel Varlıkları Koruma Derneği birlikte ‘’İklim ve Biyoçeşitlilik Krizine Karşı Kadın Emeği Projesi’’ni başlattı. 

Yeryüzü Derneği, Deniz Yıldızı Kadın Dayanışma Derneği ve Kadıköy Belediyesi Ekolojik Yaşam Merkezi ileri dönüşümü tartışmak ve günlük hayatta uygulayabilmek için 1 Şubat Cumartesi günü bir araya geliyor. Kadıköy Belediyesi Ekolojik Yaşam Merkezi’nde gerçekleşecek İleri Dönüşüm Şenliği’nde kooperatifleşme ve iklim krizi konuları masaya yatırılacak.