Türkiye fosil yakıt yatırımlarına devam ediyor

-
Aa
+
a
a
a

İklim değişikliğiyle mücadele kapsamında kirlilik faktörü en yüksek fosil yakıt olan kömürden çıkışa yönelik adımlar dünya genelinde hız kazandı.

2 erkek ve 1 dişi pasbas
Fotoğraf: WWF

2053 yılında net sıfır emisyon hedefini ortaya koyan Türkiye ise kömürden çıkmak bir yana, yeni maden ve santral yatırımları planlıyor ve elektrik üretiminde kömür kullanmanın yollarını aramaya devam ediyor. Kömür santrali ve maden işletmesi projelerinden birinin de Afyon’un Dinar ilçesinde kurulması planlanıyor. Üstelik bölgede ülkemizin en büyük ve verimli tarım arazilerinden Büyük Menderes Havzası’nı besleyen ve nitelikli doğa koruma alanı statüsündeki Karakuyu sazlıkları yer alıyor. WWF-Türkiye (Doğal Hayatı Koruma Vakfı), “Dinar’ın Doğal Varlığı ve Kömür Tehdidi: Bölgede Planlanan Kömür Madeni ve Termik Santralin Olası Etkileri” raporunu kamuoyu ile paylaştı. Çalışma, Dombay Ovası’nda keşfedilen kömür rezervinin değerlendirilmesi amacıyla yapılması planlanan kömür madeni ve 500 MW gücündeki termik santralin söz konusu alandaki biyolojik çeşitlilik ve ekosistem hizmetleri üzerinde neden olabileceği baskıya dikkat çekiyor. WWF-Türkiye İklim ve Enerji Programı Müdürü Tanyeli Sabuncu konu hakkındaki görüşünü şöyle aktarıyor:

Bu rapor bize toprağın üstünün de en az altı kadar kıymetli olduğunu gösteriyor. Türkiye’de enerji sektöründe 2053 yılına ilişkin net sıfır hedefi doğrultusunda kapsamlı bir dönüşüm ihtiyacı olduğu ortada. Yatırımları planlarken yalnızca yatırım maliyeti ve getirileri değil, bölgedeki ekolojik, ekonomik ve toplumsal etkileri de göz önünde bulundurmak gerekiyor. Dinar örneği üzerinden yürüttüğümüz çalışma, yerli kaynaklardan da olsa kömürden elektrik üretiminin ekonomik olmadığını gösteriyor. Zira kömürün çıkarılması ve yakılması için feda edilecek doğal varlığın değeri, elde edilecek kazanımdan çok daha yüksek. Doğacak sağlık etkileri de düşünüldüğünde fatura daha da kabarıyor.

İklim kriziyle mücadelede yanlış yöntemlere trilyonlarca dolar harcanıyor. 

Avustralyalı iklim araştırmacılarının yeni bir çalışmasına göre, merkez bankaları ve düzenleyiciler tarafından kullanılan iklim modelleri amaca uygun değil ve bu nedenle dünya çapında iklim tehditleriyle başa çıkmak için yanlış yöntemlere trilyonlarca dolar tahsis edilebilir. Avustralya Araştırma Konseyi’nin Aşırı İklimler için Mükemmeliyet Merkezi direktörü Prof. Andy Pitman, düzenleyicilerin gezegen ısındıkça ortalama iklimlerin nasıl değişeceğini tahmin etmede iyi olan modellere güvendiklerini, ancak sıradışı hava olaylarının şehirler gibi tekil yerleşimleri nasıl tehlikeye atacağını tahmin etmede kullanılma olasılıklarının daha düşük olduğunu belirtti. Pitman, düzenleyicilerin riskleri değerlendirmede ve bankalar ile diğer kurumların da bunlarla başa çıkma yeteneklerini şekillendirmede yetersiz kaldığını söyledi.

Peri Bacaları yol yapımı kapsamında tahrip ediliyor.

UNESCO Dünya Kültür Mirası Listesi’nde bulunan, milyonlarca yıl içerisinde oluşmuş Peri Bacaları yol yapımı nedeniyle yıkılıyor. Evrensel'den Özer Akdemir'in haberine göre Kapadokya Çevre Platformu Sözcüsü Mükremin Tokmak, Ortahisar-Göreme arasında yapımı süren yolun bölgedeki Peri Bacaları’na, manastırlara ve tarihi yapılara ciddi zararlar verdiğini söyledi. Tokmak, bu yolun aynı zamanda Ortahisar’a kısa yoldan doğalgaz götürülmesi için de yapıldığını ileri sürdü. Nevşehir İl Özel İdaresi Yol ve Ulaşım Hizmetleri'ne bağlı ekipler tarafından yaklaşık bir buçuk ay önce başlatılan Göreme-Ortahisar arasındaki yeni yol yapımı, UNESCO Dünya Mirası Kapadokya’nın ortasından geçiyor. Kapadokya Çevre Platformu sözcüsü Mükremin Tokmak, yol güzergahının aynı zamanda birinci derece arkeolojik ve doğal sit alanı içerisinde olduğunu dile getirdi. Saklı Kilise'nin de bu alanda olduğunu belirten Tokmak şu sözleri ekledi:

Alttaki kayaları keserek ve bir Bizans manastırını yok ederek buraya yol açıyorlar. Uçhisar’da, Ürgüp’te ve Göreme’de doğalgaz var. Uçhisar’dan doğalgazı getirseler yol düz aslında, asfaltın kenarından döşenir borular. Ancak yol çok uzun ve enerji şirketine maliyeti çok artıyor. Ürgüp’ten getirseler yine 4-5 km fazla boru döşemek zorunda kalacaklar. Bu projeyi doğalgazı gerekçe göstererek yapıyorlar. 

Eriyen buzulların altından tarih çıkıyor.

Yeşil Gazete’de yer alan habere göre iklim krizinin etkisiyle dünyanın her yerinde büyüyen kuraklık buzulların erimesine, nehirlerin ve göllerin kurumasına neden oluyor. Çekilen suların altından ise keşfedilmemiş bir tarih çıkıyor. İsviçre, İtalya ve ABD gibi ülkelerin kuraklık nedeniyle değişen coğrafyalarında bazı saklı bulgular açığa çıktı. Normalden az kar yağan bir kıştan sonra İsviçre Alpleri şimdiden iki şiddetli yaz sıcak dalgası yaşadı. Yetkililer, Temmuz ayında Zermatt‘ta neredeyse 30 dereceye ulaşan olağan dışı yüksek sıcaklıklar nedeniyle dağcılara Matterhorn’a tırmanmamaları konusunda uyarıda bulundu. Temmuz sıcak dalgası sırasında suyun donduğu yükseklik, normal yaz seviyesi olan 3  - 3.500 metreye kıyasla 5.184 metrelik rekor yükseklikte ölçüldü. Bu buzul çevresinde yürüyen yürüyüşçüler, yarım yüzyıldan fazla süredir kayıp bir uçak enkazının yanı sıra insan cesetleriyle karşılaştı.