Birleşmiş Milletler Kalkınma Programı (UNDP), sürdürülebilir toparlanma için yol haritasını ortaya koydu.
‘Sürdürülebilir toparlanma için yol haritası’nı ortaya koyan Birleşmiş Milletler Kalkınma Programı (UNDP), uluslararası donörlere, Şubat depremlerinin yarattığı yıkımın ardından yeniden inşa çabalarında Türk Hükümeti ve halkına yardım etme fırsatını sundu. Türkiye’nin güneyinde 110.000 km²’lik alanda büyük yıkım yaratan afet, 50.000’i aşkın insanın hayatını kaybetmesine, 3,3 milyon insanın, bölge nüfusunun %20’sinden fazlası, yerinden olmasına ve 301.000’i aşkın binanın yıkılmasına yol açtı. UNDP’nin çağrısı, Brüksel’de toplanan ve Türkiye’de deprem yanıtını desteklemek için 6,5 milyar ABD Dolarının taahhüt edildiği uluslararası bağışçılar konferansının hemen ardından geldi. Konferansta UNDP, Birleşmiş Milletler (BM), Avrupa Birliği (AB) ve Dünya Bankası’nın desteğiyle Türk Hükümeti tarafından yapılan, afetin mali etkisini analiz eden Türkiye Deprem Toparlanma ve Yeniden İmar Değerlendirmesi (TERRA) raporundaki bulgular da sunuldu. Raporda, depremlerin yarattığı hasar ve zarar toplamı 103,6 milyar ABD Doları olarak tahmin ediliyor. “Yıkım eşi benzeri görülmemiş boyutlarda,” diyen UNDP Türkiye Mukim Temsilcisi Louisa Vinton, “İşte bu nedenle, küresel donörlerden de eşit derecede eşi benzeri görülmemiş taahhütler bekliyoruz,” şeklinde konuştu.
Fosil yakıtların yerine, yenilenebilir enerji ve enerji verimliliği
Avrupa genelinde kırktan fazla sivil toplum kuruluşu, 2035 yılına kadar hükümetlerin, işletmelerin ve finans kurumlarının elektrik üretiminde kullanılan fosil yakıtların yerine, yenilenebilir enerji ve enerji verimliliği önlemleri koymaları için Fosil Yakıtların Ötesi (Beyond Fossil Fuels) kampanyası başlattı. Türkiye’den de sivil toplum örgütlerinin yer aldığı Fosil Yakıtların Ötesi (Beyond Fossil Fuels) Kampanyası, 23 Avrupa ülkesinden 17’sinin en geç 2030'a kadar kömürden çıkış taahhüdünde bulunduğu, başarıyla sonuçlanan Kömürün Ötesinde Avrupa Kampanyasının üzerine inşa edildi. Fosil Yakıtların Ötesi’nin hazırladığı ‘Fosil Yakıtlardan Özgürlük Araştırması’, Avrupa'nın tarihsel olarak Rusya’dan ithal ettiği kömür ve fosil gazının tamamını yenilenebilir enerji, enerji verimliliği ve akıllı tüketim ile dört yılda ikame edebileceğini gösteriyor. Araştırma bu yakıtların %70’inin sadece güneş, rüzgar ve ısı pompasıyla değiştirilebileceğini ortaya koyuyor. Fosil Yakıtların Ötesi Kampanya Direktörü Kathrin Gutmann şöyle konuştu, “Avrupa'da kömür geri döndürülemez bir düşüş yaşıyor. Rusya'nın Ukrayna'yı işgalinin bir sonucu olarak, kömürün kışın geri döneceğine dair beklentiler boş çıktı. Enerji krizine verilen panik halindeki tepkiler, Avrupa'nın fosil gaza ve diğer kirli yakıtlara olan derin bağımlılığının bir sonucu olarak zorluk yaşadığının bir kanıtı." Fosil Yakıtların Ötesi Kampanyacısı Duygu Kutluay ise şöyle konuştu, “Türkiye’nin fosil yakıt bağımlılığı da tıpkı Avrupa’nın geri kalanı gibi ülkemize pahalıya patlıyor. Hazırladığımız Fosil Yakıt Sayacı’na göre Türkiye'nin Paris Anlaşması'nı 6 Ekim 2021'de onaylamasının ve net sıfır hedefi açıklamasının üzerinden geçen sürede, kömür, gaz ve petrolden oluşan fosil yakıt ithalatı için 135 milyar doların üzerinde kaynak ayırmışız. Türkiye’nin güneş ve rüzgar gibi yenilenebilir enerji kaynaklarındaki yüksek potansiyelini bir an önce kullanmaya başlayarak elektrik üretiminde kömür başta olmak üzere fosil yakıtlardan çıkış hedefi belirlemesi gerekiyor. Toplumun her kesiminin parçası olabileceği ve faydalarından yararlanabileceği bu dönüşüm, Türkiye’nin mevcut ve gelecekteki iklim ve fosil yakıt krizlerine karşı daha dayanıklı olması için de kaçırılmaması gereken bir fırsat.’’
BM yarım asır sonra ilk su toplantısını gerçekleştirdi
Suyun daha iyi yönetilmemesi durumunda insanlığın karşı karşıya kalacağı korkunç uyarılara rağmen, 2015’te Paris’te iklim için varılan benzer bir uluslararası bağlayıcı su anlaşması şu an için bulunmuyor. BM’nin yaklaşık yarım asırdır su konusundaki ilk toplantısı, siyasi ivmeyi artıracağı umutları ve küresel olarak kronik su stresiyle mücadele etmek için çok az şey yapıldığına dair korkuların eşliğinde düzenlendi. Devletler ve yerel yönetimler, kâr amacı gütmeyen gruplar ve bazı şirketler de dahil olmak üzere yaklaşık 700 grup, New York’ta düzenlenen konferans öncesinde ve sırasında suyla ilgili planlar sundu. Projeler, Nijer Nehri havzasında iklime duyarlı tarım ve sulak alan restorasyonuna yatırım yapmaktan, Hollanda’nın Lahey kentindeki su sisteminin haritalandırılmasına kadar uzanıyordu. Hollanda’nın Birleşmiş Milletler özel elçisi Henk Ovink, BM’nin Temmuz ayında yapılacak başka bir toplantı öncesinde bu planları gözden geçireceğini söyledi.
Avrupa Birliği 2035 yılından itibaren benzinli ve dizel araçları yasakladı
Yeşil Gazete’de yer alan habere göre, AB iklim değişikliğiyle mücadeleye yönelik daha büyük bir çabanın parçası olarak getirdiği yeni bir düzenleme ile 2035 yılından itibaren benzinli ve dizel araçları yasakladı. Atılan adımla, bloğun elektrikli araçlara geçişinin hızlandırılması planlanıyor. AB Konseyi’nin yaptığı açıklamada, üye ülkelerin 2035 yılından itibaren otomobillere ve hafif ticari taşıtlara katı karbon emisyon standartları getirecek yasayı onayladıkları belirtildi. Otomobil üreticileri, 2035’e kadar karbon emisyonlarını sıfırlayacak. Böylece AB ülkelerinde söz konusu tarihten itibaren karbon salan benzinli ve dizel de dahil içten yanmalı motora sahip yeni otomobil satışı yapılamayacak. Ayrıca 2030 yılı emisyon düşürme hedefi otomobiller için %55, kamyonetler için de %50 olacak.