Kuzey Atlantik Okyanusu'nda ‘Sargasso Denizi’ olarak adlandırılan bölge, büyük bir tehdit altında.
Kuzey Atlantik Okyanusu'nda yer alan bir bölge, ‘Sargasso Denizi’ olarak adlandırılıyor ve kendine özgü sınırlarıyla karakterize ediliyor. Karadan ziyade, okyanus akıntıları tarafından tanımlanıyor ve bu nedenle üzerinde güneşlenebileceğiniz bir Sargasso plajı yok. Sargasso adı, denizi çevreleyen ‘kötü kokulu kahverengimsi sarı bir deniz yosunu’ olan Sargassum'dan geliyor ve ‘Kuzey Atlantik Çöp Yaması’ olarak da adlandırılan kabus gibi bir insan yapımı çöp adacığına ev sahipliği yapıyor. Buna rağmen büyük bir ekolojik, tarihi ve hatta kültürel öneme sahip bir alan olmaya günümüzde de devam ediyor. Bu istisnai denizi korumak için kurulan özel bir kuruluş, burayı Kuzey Atlantik ekosisteminde çok önemli bir rol oynayan bir ‘biyoçeşitlilik cenneti’ olarak tanımlıyor. Sargasso Denizi Komisyonu, nesli tükenmekte olan yılanbalığı türlerinin üremek için bu denize gittiğini; balinaların, özellikle de ispermeçet balinaları ve kambur balıkların, orkinos ve diğer balık türlerinin de bu denizden göç ettiğini belirtiyor. Sargasso Denizi aynı zamanda, Porbeagle köpekbalığı ve çeşitli kaplumbağa türleri de dahil olmak üzere bir dizi tehdit ve tehlike altındaki türün yaşam döngüsünü destekliyor. Sargasso artık Sargassum matlarının zarar görmesi, kimyasalların salınması, aşırı avlanma, yüzen enkazdan kaynaklanan kirlilik ve tabii ki iklim değişikliği de dahil olmak çeşitli faktörlerden dolayı büyük bir tehdit altında. Okyanus girdaplarının sirkülasyon hareketleri nedeniyle plastikler denize karışarak burada korkunç büyüklükteki çöp yığınına katılıyor. Bu çöp yığınında ise kilometrekare başına 200 bin parça çöp yoğunluğu olduğu tahmin ediliyor. Ve işler daha da kötüye gidiyor… Sargasso Denizi, kendisine dair kayıtların tutulmaya başlandığı 1954 yılından bu yana hiç olmadığı kadar sıcak, tuzlu ve asidik ve bu durumun, diğer okyanus sistemleri üzerinde ciddi ve geniş kapsamlı bir etkiye sahip olabileceği geçen yıl 8 Aralık'ta yayınlanan yeni bir çalışma ile ortaya kondu.
Mersin'in kıyı şeridinde yapılaşma başladı
Cumhuriyet’ten Şeyda Öztürk’ün haberine göre, Ulaştırma ve Altyapı Bakanlığı’nın bünyesinde bulunan Mersin Kumkuyu Yat Limanı, özel bir şirkete 30 yıllığına kiralanmıştı. Şirket, yat limanına 900’er iskele eklemek istiyor. Ayrıca proje kapsamında kıyı kesimine otel yapılması da planlanıyor. Kıyı yapıları alanını Mersin’in Erdemli Kaymakamlığı’ndan kiralayan şirket, 7 bin 532 metrekarelik alanda denizi dolduracak.
‘Asırlık zeytin ağaçlarının sökülmesine izin vermeyeceğiz’
BirGün’den Oğulcan Aydın’ın haberine göre, Hatay Dikmece’de zeytinlik ve tarım alanlarını zorla kamulaştıran TOKİ’ye karşı depremzedelerin direnişi sürüyor. Çevre, Şehircilik ve İklim Değişikliği Bakanlığı yöneticileri, Antakya Belediye Başkanı İzzettin Yılmaz, Hatay Valisi Mustafa Masatlı ve TOKİ yetkilileri, dün Dikmece’ye giderek incelemelerde bulundu. İncelemenin ardından yetkililer, yöre halkıyla bir araya geldi. Yöre halkı, Hatay 3. İdare Mahkemesi tarafından alınan yürütmeyi durdurma kararını da yetkililere hatırlattı. Görüşmenin ardından BirGün’e konuşan yurttaşlar, yetkililerin taleplerine sessiz kaldığını söylediler. Yöre halkından Meryem Kutlu, “Zeytinliklerimiz buradan çıkarılmak isteniyor, onlar bizim geçim kaynağımız ve de kültürümüz. Asırlık zeytin ağaçlarının sökülmesini istemiyoruz, izin de vermeyeceğiz. Bizi görmezden gelmeyin,” diyerek yetkililere seslendi.
2030’da dünyada satılan araçların %60’ından fazlası elektrikli olacak
Uluslararası Enerji Ajansı’nın (IEA) son raporuna göre, yenilenebilir enerji kaynaklarının oranı hızla artarken, elektrikli arabaların sayısı ve yaygınlığı da 2030 sonuna kadar büyük bir artış gösterecek. ‘Dünya Enerji Görünümü’ raporuna göre, 2030 sonuna kadar dünyadaki elektrikli otomobil sayısı 10 kat artacak. 2030’a gelindiğinde dünyada satılan araçların %60’ından fazlası elektrikli olacak. Elektrikli otomobil satışları 2022 yılında 10 milyonu aşarak 10,3 milyona ulaştı. 2021’de dünyada altı buçuk milyon otomobil satılmıştı. Son analizlere göre 2023’de satılan elektrikli otomobil sayısı 13,9 milyona ulaşacak. 2024’de bu ivmenin yükselerek devam etmesi bekleniyor. Elektrikli araba satışında Çin’in çok büyük bir üstünlüğü bulunuyor. 2022’de 10,3 milyon otomobilin altı milyonu yani %58’i Çin’de satıldı. 2023’de de Çin’in %58 oranını koruyarak sekiz milyona ulaşması bekleniyor. Avrupa ülkelerinde de elektrikli araçların oranı artıyor. 2023’de dünyada satılan dört elektrikli otomobilden birisi yani %24,5’i Avrupa ülkelerinde satıldı. Çin, Avrupa ve ABD dışında kalan ülkelerdeki elektrikli araba satışının payı sadece %6,5. İskandinav ülkelerinde de elektrikli otomobillerin payı rekor derecede yüksek. 2022’de Norveç’te satılan 100 otomobilden 79’u elektrikli. İsveç ve İzlanda’da da bu oran %30’un üzerinde. Almanya’da elektrikli otomobillerin payı 2022’de %18 olurken, Fransa’da ise %13’te kaldı. Avrupa’da bataryalı elektrikli otomobil satış payının en düşük olduğu ülke ise Türkiye. Türkiye İstatistik Kurumu'na (TÜİK) göre, 2022’de Türkiye’de trafiğe kaydı yapılan otomobiller içinde elektrikli araçların payı %1,4 oldu. Trafikteki toplam elektrikli otomobil sayısı ise Kasım 2023 itibarıyla 69 bin 914. 2022 sonunda bu sayı 14 bin 552 idi.