Muğla’da yapılacak ulaşım amaçlı iskele projesine ilişkin ÇED sürecinin başladığı ilan edilmesi Meclis’e taşındı.
CHP Muğla Milletvekili Avukat Gizem Özcan, Çevre, Şehircilik ve İklim Değişikliği Bakanlığı tarafından 8 Mart 2024 tarihinde, Muğla’nın Marmaris ilçesi Adaköy Mahallesi’nde yapılacak ulaşım amaçlı iskele projesine ilişkin Çevresel Etki Değerlendirmesi (ÇED) sürecinin başladığını ilan etmesini Meclis’e taşıdı. Özcan, Çevre, Şehircilik ve İklim Değişikliği Bakanı Mehmet Özhaseki’nin yanıtlaması talebiyle soru önergesi verdi. “Hangi bilimsel çalışma, rapor ve tetkik sonucunda böyle bir projeye ihtiyaç olduğu tespit edildi?” diye soran CHP’li Özcan, “Başlayan ÇED süreci, 6 milyon lira bedel ile kazıklı sistem iskeleye dair. Söz konusu proje alanının 5 bin 300 metre kuzeyinde Marmaris, 3 bin 500 metre batısında İçmeler, bin 200 metre batısında Keçi Adası, 3 bin metre doğusunda Marmaris Yat Limanı, 3 bin 800 metre doğusunda Adaköy, 2 bin 270 metre doğusunda Nimara Mağarası, bin 300 metre güneydoğusunda Akvaryum Koyu, bin 600 metre güneydoğusunda Fosforlu Mağara, bin 650 metre kuzeydoğusunda Bedir Adası yer almakta. Böyle güzelliklerle dolu bir doğanın ortasına iskele yapılarak özel şirket eliyle yapılaşmaya açılması buraya adeta bir hançer saplamak demek!” dedi.
‘Uskumruköy’de beton santrali istemiyoruz’
İstanbul’un Sarıyer ilçesindeki Uskumruköy mevkiine inşa edilen beton santraline karşı yurttaşlar, 40. kez bir araya geldi. “Nedeni ne olursa olsun, ekokırım faaliyetleri görmek istemiyoruz. Kendi ülkesini sömüren, sömürülmesine yol veren bir yönetim istemiyoruz,” diyen Kuzey Ormanları savunucuları, beton santralinin önünde basın açıklaması okudu ve ‘Beton santrali istemiyoruz’ sloganları attı. Yapılmak istenen beton santrali inşaatı faaliyetlerine gerekli izinler tamamlanmadan başlanmış olması, yerel halk ve çevre savunucuları tarafından 40 haftadır protesto ediliyor. Santralin, özellikle doğal ekosistem üzerinde olumsuz etkilere neden olacağı, Kuzey Ormanlarını tehdit edeceği ve İstanbul’un yaşam kalitesini düşüreceği belirtiliyor. Uskumruköy Platformu, beton santrali inşaatı önünde yaptığı basın açıklamasında, santralin tüm Marmara’ya ve Türkiye’ye geri dönüşü olmayan zararlar vereceğini ifade ederek, “Dile getirildiği gibi İliç tek değil ve halihazırda faaliyet gösteren binlerce maden sahası ve taş ocağı on küsür yıllık işletme ömürlerinin ardından ormanlardan, verimli tarım arazilerinden geriye devasa kraterler, zehirli topraklar ve kanserojen su havzaları bırakmaya devam ediyor,” dedi. “İktidar sahipleri, yerli yabancı sermaye ortakları namına çalışarak satışa konu olabilecek her şey satılır mantığıyla, talanın önündeki engelleri kaldırmayı görev edindi. Yıkıma sürükledikleri ekonomiye bir nebze de olsa soluk getireceğini düşünen makam sahiplerini uyarıyoruz; başka İliçler, iş cinayetleri istemiyoruz. Sahte denetimler istemiyoruz. Bilimin objektifliğine koymayan, sahte, kopyala yapıştır ÇED raporları istemiyoruz, ‘ÇED gerekli değil’ ibaresi görmek istemiyoruz. Nedeni ne olursa olsun, ekokırım faaliyetleri görmek istemiyoruz. Kendi ülkesini sömüren, sömürülmesine yol veren bir yönetim istemiyoruz.” Yapılmasına karşı çıkılan beton santrali, Uskumruköy Gümüşdere hattı köylerinde yaşayan, çiftlikleri, seraları ve bahçeleri ile doğa içinde yaşamayı tercih eden nüfusu doğrudan etkileyebilir. Santralden yayılacak kirlilik ve gürültünün, insan sağlığına ve bölgedeki diğer canlılara zarar vereceği, ayrıca yer altı suları ve tarım alanları üzerinde kalıcı olumsuz etkiler yaratacağı da ifade ediliyor.
Britanya Yaban Hayatı Fotoğraf Ödülü Ryan Stalker’ın
Britanya Yaban Hayatı Fotoğraf Ödülü’nü bu yıl, çok sayıda midyenin yapıştığı bir futbol topunu çektiği fotoğrafıyla Ryan Stalker kazandı. Amatör ve profesyonel fotoğrafçıların 14 bin fotoğraf gönderdiği yarışmayı kazanan Stalker, aynı zamanda Sahil ve Deniz Yaşamı kategorisinin de kazananı oldu. Stalker fotoğrafı hakkında, “Suyun yüzeyinde sadece bir top gözüküyor fakat suyun altında bir hayvan kolonisi vardı,” dedi ve ekledi, “Dorset’te kıyıya vuran bu futbol topu, Atlantik Okyanusu’nu boydan boya geçmiş. Denizdeki çöp sayısının artması, işgalci türlerin kıyımıza gelme riskini de artırıyor.” Yılın Genç Yaban Hayatı Fotoğrafçısı Ödülü’nü ise Max Wood kazandı. Kraliyet Kuşları Koruma Derneği tarafından desteklenen bu ödül, gençlerin doğaya daha fazla ilgi göstermesini hedefliyor.
Hem doğal kaynakları koruma endişesi, hem de ekonomik fırsatları değerlendirme isteği arasında bir denge
Bosna'nın kuzeydoğusunda yer alan tepelerde yaşayan halk, çevresel yıkım korkularıyla Avrupa'nın yeşil dönüşüm için ihtiyaç duyduğu kritik minerallerin devasa yataklarından elde edilecek zenginlik umutları arasında sıkışmış durumda. Zira bölge halkı, hem doğal kaynakları koruma endişesi, hem de ekonomik fırsatları değerlendirme isteği arasında bir denge kurmaya çalışıyor. Bosna Hersek'in Sırp bölgesine bağlı Lopare kenti civarında tahmini olarak 1,5 milyon ton lityum karbonat, 94 milyon ton magnezyum sülfat ve 17 milyon ton bor bulunuyor. Kimi uzmanlara göre, potansiyel ezber bozucu olarak görülen bu maden yatakları, 1990'lı yıllarda yaşanan savaşın ardından ekonomisi büyük ölçüde durgunlaşan Bosna Hersek'in bu yoksul bölgesi için bulunmaz bir nimet olabilir. Bosna'nın aşırı milliyetçi Sırp lideri Milorad Dodik, ülkenin Sırp Cumhuriyeti entitesinde yer alacak projeyi ‘kaçırılmaması gereken bir kalkınma fırsatı’ olarak nitelendirdi. Ancak geniş bir açık ocak maden olması öngörülen projeye karşı yükselen yerel halk muhalefeti ve çevresel sonuçların yarattığı korku nedeniyle projenin fişinin çekilmesi ihtimali de hayli yüksek.