Muğla’da halk, yaşam alanlarını savunmak için birlik oldu.
Muğla’nın yüzde 59’unun maden aramaya ruhsatlandırılmasına, çimento fabrikasına, kıyıların sermaye güçleri tarafından yağmalanmasına, Akbelen’in termik santrale kurban edilmesine, Datça’nın yat limanına açılmasına karşı halk, yaşam alanlarını savunmak için Muğla’da bir araya geldi. Mehmet Ali Eren Parkı’nda toplanan kitle, “Muğla için çok geç olmadan yaşam alanlarımızı savunuyoruz” yazılı ortak pankart açtı. Evrensel’in aktardığına göre mitingde 83 kurum adına ortak basın açıklaması okundu. Çevre katliamlarının hem Muğla’da hem Türkiye’de hem de dünyanın birçok yerinde devam ettiğinin ifade edildiği açıklamada, “Muğla’da ortalamanın üstünde kötü bir durum var. Kâr üzerine kurulu sistem yani kapitalist sistem bizi geçim araçlarımızdan yoksun bırakarak kendini sürdürmek istiyor. Yoksulluğa, geçinememeye, yaşam alanlarımızdan edilmeye hayır diyoruz, kabul etmiyoruz” dendi. “Kabul edilemez kararlar halkı yoksullaştırdığı gibi canından da ediyor” ifadesine yer verilen açıklamada, Amasra’da yaşamını yitiren maden işçileri anıldı.
Küresel İklim Durumu raporu
Dünya Meteoroloji Örgütü (WMO) tarafından her yıl BM İklim Zirvesi başında yayımlanan, yıllık Küresel İklim Durumu raporu Şarm-El-Şeyh’te açıklandı. Çalışmaya göre son sekiz yıl, sürekli artan sera gazı konsantrasyonları ve biriken ısı nedeniyle kayıtlara geçen en sıcak sekiz yıl olma yolunda ilerliyor. WMO’nun 2022’de “Küresel İklimin Geçici Durumu” raporuna göre, aşırı sıcak hava dalgaları, kuraklık ve yıkıcı seller bu yıl milyonlarca kişiyi etkiledi ve milyarlarca dolara mal oldu. Başlıca sera gazları olan karbondioksit, metan ve azot oksit konsantrasyonları 2021 yılında bir kez daha rekor seviyelere ulaştı. Metan konsantrasyonundaki yıllık artış kayıtlara geçen en yüksek seviyeydi. Önemli izleme istasyonlarından elde edilen veriler, üç gazın atmosferik seviyelerinin 2022’de de artmaya devam ettiğini gösteriyor. Emisyonların artmaya devam etmesi nedeniyle iklim değişikliğinin belirtileri ve etkileri giderek daha dramatik bir hâl alıyor. Okyanus ısısı, değerlendirilen en son yıl olan 2021’de rekor seviyelerdeydi ve ısınma oranı özellikle son 20 yılda yüksekti. Okyanusun gelecekte de ısınmaya devam etmesi bekleniyor. Bu, yüz ila bin yıllık zaman ölçeklerinde geri döndürülemez bir değişim. WMO Genel Sekreteri Prof. Petteri Taalas, “Isınma ne kadar büyük olursa, etkileri de o kadar kötü olur. Şu anda atmosferdeki karbondioksit seviyeleri o kadar yüksek ki, Paris Anlaşması’nın 1,5 derecelik alt sınırına ulaşılması çok zor” dedi.
Rusya’dan gelen çevreci grup İzmir’de çevre temizliği yaptı
Rusya’dan gelen çevreci grup İzmir Seferihisar koylarında çevre temizliği yaptı. Çevreciler bölgede metal, alüminyum, plastik, cam gibi atık maddeleri topladı. İki gün boyunca Seferihisar’da önce çöpleri toplayan Rus çevreciler sonra bu çöpleri ayrıştırarak doğaya daha fazla zarar vermemesi için geri dönüşüm kutularına iletilmesini sağladı. Rus çevreciler tarafından toplanan ve ayrıştırılan çöpler Seferihisar Belediyesi’nin desteğiyle geri dönüşüm noktalarına ulaştırıldı.
Geri dönüşüm fabrikaları sağlık sorunlarına yol açıyor
Evrensel’den Mukadder Akyol’un haberine göre, Mersin’de yerleşim alanlarına yakın kurulan sanayi sitesindeki geri dönüşüm fabrikalarına dikkat çeken Çevre Mühendisi Cihan Ersoy, “Fabrikalardan yayılan emisyonların rüzgârla yerleşim yerlerine taşınması bölgede astım hastalığını tetikliyor” uyarısında bulundu. Mersin’de yerleşim yerlerine yakın kurulan geri dönüşüm fabrikaları, sağlık başta olmak üzere birçok sorunu da beraberinde getiriyor. 7 yıl önce mahallelerin bulunduğu alana kurulan sanayi sitesinde yakılan plastiklerin yaydığı zehirli duman, doğayı ve halkı birçok yönden olumsuz etkiliyor. Kemalpaşa ve Yalınayak mahallelerindeki halk, yaşadıkları sıkıntıları anlatırken, çevre mühendisi Cihan Ersoy ise konuya ilişkin değerlendirmelerde bulundu. 15 yıldır Kemalpaşa Mahallesi’nde yaşayan Yasemin Kaya, mahalleleri sanayi sitesine yakın olduğu için nefes dahi alamadıklarını belirterek şu tepkide bulundu:
Sanayi sitesindeki fabrikaların çoğu ruhsatsız işletiliyor, belediye bunlara el atsın. Kokudan uyuyamıyor, nefes alamıyoruz. Atıklar yakıldığında etrafı kapkara dumanlar sarıyor. Mahalle çöplük içinde ama kimse gelip bakmıyor. Defalarca şikayet etmemize rağmen hiçbir önlem alınmadı. Şikayetlerimiz neticesinde atıklar artık gündüz değil gece yakılıyor. Bu zehri solumak zorunda değiliz.
Cihan Ersoy ise, dünya genelinde yıllık 180 milyon civarında çöp olduğunu ve Türkiye’ye dışarıdan yıllık 650 ton plastik atık geldiğini aktardı. Yurtdışından gelen çöplerin büyük bir kısmının Adana’da işlendiğini ve bunun Mersin’e de yansıdığını belirten Ersoy şöyle dedi:
Plastikler iki kez geri dönüştürülebilen yapıdadır ve bundan sonra da özelliğini kaybettiği için atık vasfında değerlendiriliyor. 500 yıl kadar etkisini gösterebilen bir atıktan söz ediyoruz. Toplatıldıktan sonra en fazla atığın yüzde 20’sini alabiliyoruz, ayrıştırılan kısımlar temizlendikten sonra bir parçalama ünitesine getirilip kırpıldıktan sonra geri dönüşümle tekrardan hazır hâle getiriliyor. Bu yıkama ünitesinde gerek kimyasal gerek evsel atıklar olabilir. Ya da tarımsal zirai araçların atıkları bulunabilir. Bunları kaynağında ayrıştırmak gerekiyor ama maalesef Türkiye’de henüz böyle bir teknoloji yok.