BM Biyolojik Çeşitlilik Sözleşmesi 15. Taraflar Toplantısı’nda (COP15), biyolojik çeşitlilik kaybını durdurmak ve tersine çevirmek için tarihi bir anlaşmaya imza atıldı.
Dünyanın en büyük mercan kayalıkları olan Avustralya'daki Büyük Set Resifi üzerinde çalışan bilim insanları mercan larvalarını dondurmak ve saklamak için yeni bir yöntem denedi. İlk denemelerde başarılı olan yöntemin iklim değişikliği tehdidi altındaki Büyük Set Resifi'ndeki mercan kayalıklarının yeniden canlandırılmasına yardımcı olması bekleniyor. Küresel ısınma nedeniyle okyanus sıcaklıklarının yükselmesi, çok hassas ekosistemler olan mercan kayalıklarının istikrarını tehdit ediyor. Bunun önüne geçmek için bilim insanları mercanları soğutularak donduruyor ve daha sonra doğal yaşama yeniden bırakmak için saklıyor. Ancak hâlen uygulanmakta olan yöntem lazerler gibi komplike ekipmanlar gerektiriyor. Bilim insanları yeni geliştirilen daha ucuz ve hafif soğutma tertibatı "cyromesh" sayesinde mercanların daha iyi korunabileceğini belirtiyor. Bir çeşit soğutma kafesi olan bu tertibat ilk kez Büyük Set Resifi'nden toplanan mercan larvalarını dondurmak için aralık ayında Avustralya Deniz Bilimleri Enstitüsü'nün laboratuvarında denendi. Kullanılan larvalar, denemenin denk geldiği çok kısa süreli olan yıllık döllenme döneminde toplandı. Denemeler Avustralya Deniz Bilimleri Enstitüsü, Smithsonian Ulusal Hayvanat Bahçesi ve Koruma Biyolojisi Enstitüsü, Büyük Set Resifi Vakfı ve Resif Yenileme ve Uyum Programı'nın bir parçası olan Avustralya Taronga Koruma Toplumu'nun araştırmacıları tarafından gerçekleştirildi.
COP15’te tarihi anlaşma
Montreal’de gerçekleşen BM Biyolojik Çeşitlilik Sözleşmesi 15. Taraflar Toplantısı’nda (COP15), biyolojik çeşitlilik kaybını durdurmak ve tersine çevirmek için tarihi bir anlaşmaya imza atıldı. Anlaşma, 2030 yılına kadar doğanın kritik eşikten dönmesini ve 1,5 derece hedefinin hayatta kalmasını sağlayacak bir rota çiziyor. Buna göre 2030 yılına kadar kara ve denizlerin yüzde 30’u korunacak ve yine aynı tarihe kadar her yıl 30 milyar dolar finansman sağlanacak. Biyoçeşitlilik Sözleşmesi’ni (CDB) onaylamayan ABD ve Vatikan hariç yaklaşık 200 ülke, Dünya’nın ekosistemlerinin yok edilmesini durdurmak için on yılda bir yapılan antlaşmayı imzalamış gibi görünüyor, ancak anlaşma imzalanırken Çin, kimi Afrika devletlerinin itirazlarını yok saydı. Demokratik Kongo Cumhuriyeti, zirveye başkanlık yapan Çin’in sunduğu nihai antlaşmayı mevcut biyoçeşitlilik fonu (GEF) dışında yeni bir fon yaratılmadığı için bloke etti. Çin, Brezilya, Endonezya, Hindistan ve Meksika gibi GEF’in büyük alıcıları ve kimi Afrika devletleri nihai anlaşmanın bir parçası olarak daha fazla koruma bütçesi istedi. Ancak birkaç dakika sonra Çin’in Çevre Bakanı ve COP15’te başkan olan Huang Runqiu, anlaşmanın kabul edildiğine dair sinyal verdi. Kamerun, Uganda ve Demokratik Kongo Cumhuriyeti’nden müzakereciler, anlaşmanın imzalanmış olduğuna inanmadıklarını belirttiler. Tartışmalara rağmen anlaşma, 8 milyar insan nüfusuna ulaşılan Dünya için önemli çıktılar barındırıyor.
Kızıldeniz'den su sağlama projesi
Ürdün Planlama Bakanlığı'ndan yapılan yazılı açıklamada, Kızıldeniz'den su sağlayacak proje ve finansmanına ilişkin bilgi verildi. Projeyle tuzdan arındırılan yıllık yaklaşık 300 milyon metreküp suyun Akabe'den diğer illere ulaştırılacağı aktarıldı. Ürdün'ün Kızıldeniz suyunu arıtarak ülkenin bütün illerine ulaştırmayı planladığı su projesinin maliyetinin ilk aşamada yaklaşık 1 milyar dolar.amamının ise 4 milyar 200 bin dolara ulaşması tahmin ediliyor. Suudi Arabistan, Irak, Suriye ve İsrail'le komşu olan 10 milyonu aşkın nüfusa sahip Ürdün, küresel su endeksine göre dünyanın su konusundaki en fakir ikinci ülkesi.
Tokyo’da büyük binalara güneş paneli yerleştirilecek
2050 yılına dek net sıfır karbon hedefine ulaşmayı taahhüt eden Japonya’da yeni bir karar alındı. Tokyo Metropol Valiliği Meclisi’nde kabul edilen karar uyarınca başkent Tokyo’da sıfır karbon hedefi kapsamında, 2025 sonrası inşa edilecek büyük binalarda güneş paneli şartı aranacak. Başkent Valisi Koike Yuriko yaptığı açıklamada, kent geneli güneş paneli kurulabilecek binaların yüzde 4’ünün hâlihazırda bu panellere sahip olduğunu belirtti. Valilik, 2000 yılındaki karbon emisyonu seviyeleri kıyaslandığında, 2030 yılına kadar seragazı emisyonlarını yarıya indirmeyi hedefliyor.
Maliyeti az deniz tuzu pili üretildi
Yeşil Gazete’den Merve Akman’ın haberine göre, elektronik cihazlarınız yakında ultra ucuz deniz tuzu piliyle çalıştırılabilir. Araştırmacılar, lityumun dört katı enerji depolama kapasitesine sahip yeni ve ucuz bir pil ürettiler. Deniz suyundan işlenebilen bir tür erimiş tuz olan sodyum kükürtten üretilen pil, düşük maliyetli ve mevcut seçeneklerden daha ekolojik. Bu, Sidney Üniversitesi’nden Araştırmacı Dr. Shenlong Zhao’ya göre, yenilenebilir enerji için “büyük bir atılım”. Zhao, “Sodyum pilimiz lityuma göre dört kat daha fazla depolama kapasitesi sağlarken maliyetleri önemli ölçüde azaltma potansiyeline sahip” dedi.