Laboratuvarda üretilmiş etin satışına izin verildi

-
Aa
+
a
a
a

Amerika’da laboratuvarda üretilmiş bir etin insanların yemesi amacıyla satılmasına ilk kez izin verildi.

Gezegenin Geleceği: 22 Kasım 2022
 

Gezegenin Geleceği: 22 Kasım 2022

podcast servisi: iTunes / RSS

BBC’de yer alan habere göre, Amerika’da laboratuvarda üretilmiş bir etin insanların yemesi amacıyla satılmasına ilk kez izin verildi. Amerikan Gıda ve İlaç İdaresi yani FDA'in hücre kültürlerinden üretilen tavuğun satışına onay verdi. Kurum, sürecin “çok dikkatli değerlendirildiğini” açıkladı. Laboratuvar üretimi tavuk, özel bir şirket tarafından çelik tanklar içinde canlı hayvandan alınan hücrelerle elde edildi. Firmanın yöneticisi Uma Valeti “Birçok şüpheci bakışın bulunduğu bir ortamda, bugün bir tarih yazarak, FDA’den üretilmiş et onayı alan ilk şirket olmayı başardık” dedi. Ancak firmanın raflara ürün getirebilmesi için aşması gereken bazı engeller bulunuyor. Etlerin üretileceği merkezin de resmî bir onay alması gerekiyor. Ancak Valeti, gelinen noktanın “besin tarihinde bir dönüm noktası olduğunu” söyledi. Benzer ürünleri geliştirmeye çalışan besin start-up’ları bulunuyor. Daha çok firmanın başarısı, karbon salımı, başta su olmak üzere canlı hayvan endüstrisinde kullanılan diğer kaynakların korunması anlamına geliyor. Üretilmiş etlerin gelecekte pazarda önemli bir orana ulaşması bekleniyor. Aralık 2020'de Singapur, tamamen laboratuvarda üretilmiş protein satışına onay veren ilk ülke olmuştu. Merkezi San Francisco'da olan bir girişimcilik şirketi, laboratuvarda ürettiği tavuk etini Singapur'da satışa çıkarabilmişti. Yapılan iki araştırma, 2030 itibarıyla laboratuvarda et üretimi maliyetinin normal et üretimiyle yarışabilir hâle geleceğini ortaya koymuştu. Laboratuvarda üretilen etin 2040'ta küresel et piyasasının yüzde 35'ini oluşturmasını öngörülüyor.

Kömür ocağı çalışması için ÇED başvurusuna red

Cumhuriyet’ten Şeyda Öztürk’ün haberine göre, Aydın’ın Bozdoğan Örentaht Mahallesi’nde bir şirket, 638 bin 72 hektar ruhsatlı alan içindeki 78 hektar alanda etkili olacak kömür ocağı çalışması için çevresel etki değerlendirmesi (ÇED) başvurusunda bulundu. 110 futbol sahası büyüklüğündeki alan için başvurunun incelenmesi sonucunda valilik, ÇED Yönetmeliği’nin 17. maddesi gereğince “ÇED gerekli değil” kararı verdi. 3 milyon 200 bin TL değerindeki proje kapsamında, yıllık 2 milyon ton ocak kazısı yapılması planlanıyor. Sahadan yıllık 1 milyon ton kömür üretileceği ve hafriyat atığı olan pasanın ise 1 milyon tonu bulacağı düşünülüyor. Proje alanının içinde yerleşim alanı bulunmuyor ancak en uzak hane, alana yaklaşık 65 metre mesafede. Proje sahasının içinde orman ve tarım alanlarının yer alması dikkat çekiyor. Orman Bölge Müdürlüğü’nden “orman izni” alınacağını belirten şirket, kesilecek ağaç sayısının beş katı kadar ağaç dikileceğini öne sürdü. İçinde kaynadığımız kendi kazanımızın kömürünü çıkarmaya devam ediyoruz.

Meriç Nehri’nde beyaz köpüklenme meydana geldi

Meriç Nehri'nin bazı bölümlerinde köpüklenme görüldüğü iddiası üzerine sudan numune alındı. Kuraklık nedeniyle debisi düşen Meriç Nehri'nin, Edirne'de Dr. Mehmet Müezzinoğlu Köprüsü kesiminde beyaz köpüklenme oluştu. İnceleme yapan ekipler, sudan numune aldı. Nehrin su akışının yavaşladığı kıyı kesimlerinin bazı bölgelerinde yosun birikintisi ve plastik atıklar gözlendi. Türkiye’nin neredeyse bütün akarsuları tarımsal kaynaklı azot ve fosfor kirlilik yüküyle karşı karşıya, bunun yanında da plastik kirliliği almış başını gidiyor. İnsanlık doğayı çöplüğe çevirdi ve git gide daha da kirletiyor.

“Savaş en büyük ekolojik yıkım”

Yeşil Gazete’nin aktardığı haberde, Türkiye’den otuzun üzerinde ekoloji örgütü Türk Silahlı Kuvvetleri’nin (TSK) İstiklal’deki bombalı saldırıdan günler sonra Kuzey Suriye ve Irak‘ta başlattığı hava saldırısına karşılık “Savaş en büyük ekolojik yıkım” başlıklı ortak bir açıklama yaptı. “Doğa ve yaşam savunusunun sınır tanımayan anlayışıyla, yeryüzünün bir bütün ve tüm canlıların yaşam hakkı olduğunun altını bir kez daha çiziyoruz. İnsanlığın ve doğanın ihtiyacı daha fazla bomba, daha fazla kimyasal, daha fazla ölüm değildir” denilen açıklamada mevcut sürece kapitalizmin savaş politikalarıyla geldiği vurgulandı. Yakın tarihte tüm dünyada yüz milyona yakın insanın öldüğü ve silah üretiminin ortaya çıkardığı ekolojik yıkımın büyük sorunlarıyla karşı karşıya olunduğu belirtildi. Saldırıya ilişkin şunlar kaydedildi:

19 Kasım gecesi Rojava’ya karşı başlatılan ve devam eden hava saldırılarında şu ana kadar hastanelerin, sağlık ocaklarının ve elektrik tesislerinin vurulduğunu, onlarca sivilin hayatını kaybettiğini, yüzlerce insanın yaralandığını ve tabii ki sayısı belirsiz hayvanın zarar gördüğünü öğrenmiş bulunuyoruz… Doğanın ve yaşamın en temel ihtiyacının barış olduğunu bilen biz doğa ve yaşam savunucuları, iktidarın savaş politikalarının ve bugün gerçekleştirilen Rojava saldırısının karşısında, barışın ve halkların kardeşliğinin yanındayız… Muhalefet partilerini, sendikaları, demokratik kitle örgütlerini, meslek odalarını, ekoloji örgütlerini, ulusal ve uluslararası alandaki tüm doğa ve yaşam savunucularını cesaretle hakikati ve barışı savunmaya çağırıyoruz.