Kuyucuk Gölü Kuş Cenneti'ne su taşındı, kuşlar tekrar kendini gösterdi

-
Aa
+
a
a
a

Kuyucuk Gölü Kuş Cenneti'ne sondajlarla su taşınınca kuşlar bir bir gelmeye başladı.

Fotoğraf: KuzeyDoğa Derneği

Yapay adaya sahip, Doğu Anadolu'nun ilk Ramsar Alanı, Yaban Hayatı Geliştirme Sahası, Doğu Anadolu'nun ilk Avrupa Seçkin Turizm Cenneti olan Kuyucuk Gölü Kuş Cenneti, yıllardır kuş sesine hasret kaldı. 230'un üzerinde kuş türünün tespit edildiği gölde bu yıl, Vali Türker Öksüz'ün talimatı ve Sulak Alan Komisyonu'nun çabalarıyla Kuyucuk Köyü'nde vurulan sondajla göle su taşındı. Doğal kaynak suyu 1,2 kilometrelik borularla göle taşınınca suya hasret kalan kuşlar bir bir gelmeye başladı ve adete görsel bir şölen sundu.

Boz ayıların takibinde

Baharın gelişiyle birlikte kış uykusundan uyanan Boz ayılar Kars'ın Sarıkamış ormanlarında KuzeyDoğa Derneği ekibi tarafından vericilerle takip edilmeye devam ediyor. Türle ilgili yapılan çalışmalar ve çiftleşme döneminde olan boz ayılar veya yavruları ile ormanda karşılaşılınca ne yapılması gerektiğini de kapsayan video hazırlandı. Videoyu izlemek için KuzeyDoğa Derneği Youtube kanalını ziyaret edebilirsiniz.

Hava kalitesi ölümlerin önüne geçti

Yayımlanan bir araştırmaya göre, koronavirüs pandemisiyle mücadele kapsamındaki karantinalar nedeniyle Avrupa’da artan hava kalitesi, 11.300 erken ölümün engellenmesine eşdeğer sağlık faydaları sağladı. Araştırmacılar, geçen ay boyunca yüz milyonlarca insanın evde kalmasının hava kirliliğinin neden olduğu veya daha da kötüleştirdiği hastalıklar üzerindeki olası etkiyi tahmin ettiler. Çalışmayı yürüten Helsinki merkezli Enerji ve Temiz Hava Araştırmaları Merkezi’nin (CREA) baş analisti Lauri Myllyvirta, “Bunu, Avrupa’daki herkesin bir ay boyunca sigarayı bırakmasıyla karşılaştırabilirsiniz” dedi. Myllyvirta, “Analizimiz, halk sağlığı ve yaşam kalitesi için fosil yakıtların sürdürülebilir bir şekilde hızla azaltılmasıyla elde edilebilecek muazzam faydaları vurguluyor” dedi.

Yeni termik müdahalesi

Muğla’nın İkizköy ilçesi yeni bir termik santral müdahalesiyle karşı karşıya kaldı. İlçede yer alan zeytin ağaçları, Yeniköy Termik Santrali’ne kömür taşıma bandı yapmak için 1 Mayıs’ta geçerli olan sokağa çıkma yasağı fırsat bilenerek kesilmeye çalışıldı. Kesimler, İkizköylülerin müdahalesi ile durduruldu ancak İkizköylüler yaptıkları açıklamada kesimi yapan kişilerin “Yarın jandarmayla tekrar geliriz” diye tehdit ettiklerini belirtti. Bölgedeki birkaç çam ağacı ise kesilmekten kurtarılamadı.

Vahşi yaşam kendine yer buluyor

Koronavirüs salgını sırasında insanların kendilerini karantinaya alması ve ekonomik faaliyetlerini yavaşlatmasıyla birlikte vahşi yaşam da kendine yer bulmaya başladı. Şehirlerdeki gürültü kirliliği yerini kuşların cıvıltılarına, okyanuslardaki su altı gürültüleri ise yerini balinaların şarkılarına bıraktı. Kanada’da yer alan Vancouver limanı yakınlarındaki Ocean Networks Kanada tarafından işletilen deniz dibindeki gözlemevlerinden gelen sualtı ses sinyallerini inceleyen araştırmacılar gemilerin neden olduğu düşük frekanslı seslerde önemli bir düşüş olduğunu tespit etti. Guardian’da yer alan habere göre Araştırmanın yürütücülerinden ve aynı zamanda Dalhousie Üniversitesi’nden okyanus bilimci David Barclay, “Genellikle, bu frekanstaki sualtı gürültüsünün deniz memelileri üzerinde etkileri olduğunu biliyoruz” dedi. Araştırmacılar, bunun balinalar ve diğer deniz memelileri için de iyi haber olabileceğini tahmin ediyor. Yaşanan olayı “devasa bir insan deneyi” olarak tanımlayan Barclay, bu sayede okyanus trafiğindeki azalmanın deniz yaşamı üzerindeki etkisini anlamak için bilim insanlarına bir kapı aralandığını söyledi. Son zamanlarda koronavirüs salgınıyla birlikte dikkat çeken bir başka olay ise özellikle şehirlerde daha fazla duyulur hale gelen kuş sesleri oldu. Kuş gözlemleri gerçekleştiren British Trust for Ornithology’den Paul Stancliffe’ye göre, şu anki gürültü eksikliği şarkı söyleyen kuşların potansiyel eşler ve rakipler tarafından duyulmasına yardımcı olabilir ve böylece üreme başarılarını artırabilir.

Bu arada Belçika’nın Wallonia bölgesinden yetkililer yaptıkları açıklamada bir nehirdeki binlerce balığın Fransa sınırından akan kirlilik nedeniyle öldüğünü söylediler ve Fransız yetkililerini uyarı vermede çok geç kalmakla suçladılar. Fransa sınırına bitişik Wallonia, sorunun şeker pancarı rafinerisindeki bir sızıntıdan kaynaklandığını ancak şirket ile ölü balıklar arasında doğrudan bir kanıt bulamadıklarını belirtti.