Deniz dünyası bu şekilde dönüştükçe gerçekte nesilleri tehlike altında olan köpekbalıkları da avlarını takip ediyor ve insanların bulunduğu kıyılara yaklaşıyor.
Ekim ayının başında bir sabah Batı Avustralya’da bir sörfçü köpekbalığı saldırısına uğrayarak ortadan kayboldu. Yetkililer sörfçünün bulunması için bölgeye drone’lar ve kurtarma ekipleri gönderdi ancak cesedi bulunamadı. Kayıp sörfçünün, bu yıl ülkedeki 7. köpek balığı saldırısı kurbanı olduğu iddia edildi. CNN’in haberine göre 7 sayısı, 86 yıldır görülmemişti. Avustralya Taronga Koruma Derneği’nin verilerine göre geçen yıl ülkede ölümle sonuçlanan hiçbir saldırı yaşanmamıştı. Önceki yıllarda da sadece bir veya iki ölüm kaydedilmişti. Ülkenin 7 ölümlü köpekbalığı saldırısı kaydettiği son yıl 1934 olmuştu. Uzmanlar bu saldırılarla ilgili bir dizi olası açıklama ortaya atıyor. Ancak bunlardan en dikkat çekeni iklim krizi. Uzmanlara göre okyanuslar ısındıkça türlerin davranışları değişiyor ve balıklar da daha önce hiç gitmedikleri yerlere göç etmeye başlıyor. Deniz dünyası bu şekilde dönüştükçe gerçekte nesilleri tehlike altında olan köpekbalıkları da avlarını takip ediyor ve insanların bulunduğu kıyılara yaklaşıyor.
Tarım politikalarına karşı kampanya
Dünyanın dört bir yanındaki genç iklim aktivistleri Avrupa Parlamentosu’nda onaylanan Ortak Tarım Politikası’na karşı bir imza kampanyası başlattı. Söz konusu tarım politikasını eleştiren aktivistler, Avrupa Komisyonu’nu öneriyi geri çekmeye davet etti. İklim aktivistleri onaylanan bu politikanın zararlı tarım uygulamalarına yol açacağını, toprak verimliliğini ve biyolojik çeşitliliği kötü yönde etkileyeceğini savunuyor. Genç aktivistler “Avrupa Parlamentosu, bu feci yeni Ortak Tarım Politikası’nı kabul etmek için tüm gerçekleri bilmelerine rağmen oy kullandı, ancak Avrupa Komisyonu teklifi geri çekerek yine de durdurabilir” diyor. Aktivistler, “Henüz her şeyi kaybetmedik! Mücadelemiz de henüz bitmedi” ifadelerini kullanıyor. İlk etapta aralarında Türkiye’de gerçekleştirdiği iklim grevleriyle bilinen Atlas Sarrafoğlu‘nun da bulunduğu 100 iklim aktivistinin imzasıyla yayınlanan mektuba yaklaşık 30 bin kişi imzalarıyla destek oldu. Komisyon üyelerine sunulacak mektuba şu ana kadar Türkiye’den 47 iklim aktivisti de imzacı olarak desteklerini sundu. İmza kampanyasına katılmak isteyenler withdrawthecap.org adresi üzerinden desteklerini gösterebiliyor.
Erdoğan: Türkiye öncü bir rolde
Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan, “Birleşmiş Milletler teşkilatının daha temsili, demokratik, hesap verebilir, etkin, şeffaf, adil ve insan odaklı bir yapıya kavuşturulması, COVID-19 salgınının da teyit ettiği üzere, mecburiyet arz etmekte” değerlendirmesinde bulundu. Erdoğan, “24 Ekim Birleşmiş Milletler Günü ve Birleşmiş Milletler Teşkilatı’nın kuruluşunun 75. yıl dönümü” dolayısıyla mesaj yayımladı. Erdoğan, “Türkiye, kurallara dayalı küresel sistemin merkezinde bulunan BM’nin temsil ettiği değerlerin ve çok taraflılık ilkesinin güçlü bir destekçisi ve savunucusu” dedi. Erdoğan, Türkiye’nin, çevre sorunları, iklim değişikliği ve biyolojik çeşitlilik kaybıyla mücadelede öncü bir rol oynadığını iddia etti. BM Biyolojik Çeşitlilik Sözleşmesi’nin 16’ncı Taraflar Konferansı’na ev sahipliği yapacaklarını belirterek “Seragazı emisyonlarında tarihi sorumluluğu yok denecek kadar az olan bir ülke olarak BM İklim Değişikliği Çerçeve Sözleşmesi kapsamında hak ettiğimiz konuma ulaşma çabalarımızı sürdüreceğiz” dedi.
Eskişehir'de 70 bin hektar madenlere açılıyor
Birgün'den Mustafa Bıldırcın’ın haberine göre, Enerji ve Tabii Kaynaklar Bakanlığı’na bağlı Maden ve Petrol İşleri Genel Müdürlüğü’nün Eskişehir’de maden arama ve işletme ruhsatı için ihaleye açtığı 70 bin hektarlık araziler içinde mera, orman ve tarım arazilerinin yanı sıra köy kahvesi, fidanlık, su havzası ve mezarlık gibi alanların da bulunduğu ortaya çıktı. Maden ve Petrol İşleri Genel Müdürlüğü’nce, Eskişehir’in 149 bölgesine yönelik maden arama ve işletme ruhsatı için ihaleye açılan alanların toplam büyüklüğünün 70 bin hektar olduğu öğrenildi. Maden arama ve işletme ruhsatı ihalesi açılan alanların mera, su havzası, mezarlık ve köy kahvesi gibi bölgeleri kapsaması dikkati çekti. Eskişehir’de çevre dernekleri ve meslek odalarının da aralarında bulunduğu sivil toplum örgütlerinin yeni maden ruhsatları verilmesine karşı olduğunu ve Eskişehir Büyükşehir Belediyesi’nin de yeni ruhsat ihalelerinin iptali için girişimde bulunduğunu belirten Çakırözer, şunları söyledi: “İnsanı, doğayı ve her türlü canlıyı olumsuz etkileyecek, verimli topraklarda tarımı hayvancılığı bitirecek bu madenleri açmaktan bir an önce vazgeçelim. Önceliği tarımsal kalkınmaya verilim. Eskişehir’de verimli ova ilan edilen Alpu Ovası’na, ‘İlle de termik santral yapacağız’ inadını gördük. Her görüşten insanıyla bütün Eskişehir buna karşı çıktı. Tam bu bitti derken şimdi, Eskişehir’de 149 noktada verilecek maden ruhsatlarında yine Alpu’yu görüyoruz. Anadolu’nun gıda deposu dediğimiz Alpu’nun verimli ovalarına yeni madenler açılacak.” Son olarak, maden ruhsatı verilecek bölgelerin tarımsal kalkınmadaki önemini anımsatan Çakırözer, “ Sarıcakaya, Orta Anadolu’nun Antalya’sı. Türkiye’nin rokası, maydanozu domatesi oradan gider. Şimdi, oraya siz gidip altın madeni, gümüş madeni açmaya kalkarsanız bahçeciliği de Sarıcakaya’yı da bitirirsiniz” dedi.