Kongo Cumhuriyeti, karbon kredilerine daha kolay erişim istiyor

-
Aa
+
a
a
a

Kongo Cumhuriyeti Çevre Bakanı, iklim değişikliğini sınırlamak için hayati önem taşıyan yağmur ormanlarına ve turbalıklara ev sahipliği yapan ülkelerin, ekosistemlerini korudukları için onları ödüllendirecek bir mali program olan karbon kredilerine daha kolay erişim istediğini söyledi.

Gezegenin Geleceği: 09 Mayıs 2023
 

Gezegenin Geleceği: 09 Mayıs 2023

podcast servisi: iTunes / RSS

Kongo Cumhuriyeti Çevre Bakanı, Reuters’e verdiği bir demeçte, iklim değişikliğini sınırlamak için hayati önem taşıyan yağmur ormanlarına ve turbalıklara ev sahipliği yapan ülkelerin, ekosistemlerini korudukları için onları ödüllendirecek bir mali program olan karbon kredilerine daha kolay erişim istediğini söyledi. İtalya’dan biraz daha büyük olan Kongo Cumhuriyeti, çok daha büyük ve çok daha fazla nüfusa sahip Demokratik Kongo Cumhuriyeti ile dünyanın en büyük tropikal turbalıklarını ve Afrika’nın gezegeni ısıtma potansiyeli olan karbondioksit gazını tutan en büyük yağmur ormanını paylaşıyor. Birleşmiş Milletler (BM) iklim anlaşmaları tarafından kurulan egemen kredi piyasaları, bu tür ülkelerin ormanlar ve turbalıklar dahil ekosistemleri korumak için mali ödül aramasına izin verecek şekilde tasarlandı. Kongo Cumhuriyeti Bakanı Arlette Soudan-Nonault, egemen karbon piyasasına erişimin, ülkenin yri safi yurt içi hasılasını %40’a kadar artırmaya, enerji geçişini ve sürdürülebilir istihdam yaratmayı finanse edebileceklerini söyledi. Ancak Dünya Bankası gibi çok taraflı finans kurumlarının kredi verme prosedürlerini basitleştirmesi gerektiğini de sözlerine ekledi. Dünya Bankası ise bu talebe henüz yorum yapmadı. Kredi piyasaları, özel şirketler tarafından alınıp satılan, daha yaygın olarak görülen gönüllü karbon kredilerinden çok daha katı düzeyde gözetim ve inceleme gerektiriyor.

Küresel Limit Aşım Günü 28 Temmuz’da

Dünya çapında ise Küresel Limit Aşım Günü’nün (Earth Overshoot Day) bu yıl, geçen yıl olduğu gibi 28 Temmuz’da gerçekleşeceği öngörülüyor. Söz konusu gün, insanların tükettiği doğal kaynakların, Dünya’nın o yıl söz konusu kaynakları yeniden üretebilme sınırını aşmasına işaret ediyor. ABD merkezli çevre koruma ve sivil toplum kuruluşu Küresel Ayak İzi Ağı (Global Footprint Network), insanların tüketiminin çevreye etkilerini küresel ve ulusal düzeyde onlarca yıldır hesaplıyor. Söz konusu günün 2022’de tekabül ettiği 28 Temmuz tarihi, şu ana kadar kaydedilen en erken tarih olma özelliğini taşıyor. Bir ekosistemin insanlar tarafından kullanılan biyolojik materyalleri üretme ve insanlar tarafından üretilen atık maddeleri emme kapasitesi, ‘biyokapasite’ olarak anılıyor. Dünya’nın biyokapasitesi, 1970 yılında insanlığın yıllık kaynak talebini karşılamak için fazlasıyla yeterliydi. Ancak geride bıraktığımız yarım yüzyıllık sürede, gezegenimizin tüketim alışkanlıklarımızı tatmin etmek için gerekli olan kaynakları karşılayamayacağı noktaya gelmiş bulunuyoruz. Yapılan bilimsel hesaplamalara göre, insanlığın, mevcut yaşam tarzını sürdürebilmek için 1,7 gezegene ihtiyacı var. Yalnızca Almanya özelinde ise tam üç gezegene ihtiyaç olması dikkat çekiyor. DW Türkçe’nin aktardığına göre, tüm bu tüketim trendinin bedelini, akademik dünyada “Küresel Güney” olarak adlandırılan, gelişmekte olan Latin Amerika, Afrika ve Asya ülkeleri ödemek zorunda kalacak. Söz konusu bedeli ödeyenlerden biri de aşırı tüketimin iklim krizini pekiştirmesi nedeniyle gelecek nesiller olacak.

2023 yılında yeryüzünün kaynaklarını en hızlı tüketen ülkesi Katar

Kalkınma alanında faaliyet gösteren Berlin merkezli sivil toplum kuruluşu INformation, KOordination, Tagungen’de (INKOTA) danışman olarak görev yapan Lara Louisa Siever, 2022 yılında yaptığı bir değerlendirmede, “Almanya, dünyadaki en büyük beşinci hammadde tüketicisi. Mineral ve metallerinin %99’a yakınını Küresel Güney ülkelerinden ithal ediyor,” demişti. Almanya, diğer gelişmiş ülkelerin çoğu gibi listenin ilk sıralarında yer alıyor. Örneğin Fransa, söz konusu sınırı Almanya’dan bir gün sonra aşarken Yunanistan, Birleşik Krallık ve Japonya ise kaynaklarını gelecek haftalarda tüketmiş olacak. 2023 yılında yeryüzünün kaynaklarını en hızlı tüketen ülke ise Katar. Katar, yenilenebilir kaynaklarının tamamını 10 Şubat itibarıyla tüketmiş bulunuyor. Berlin’de yaşayan iklim aktivisti Tadzio Müller ise Almanya’nın geçmişte ‘iklim erdemi açısından örnek ülke’ olarak görüldüğünü hatırlattı. Müller, “Bu mitin devlet seviyesinde izlenen siyasi stratejilerle hiçbir alakası yok, aksine güçlü toplumsal hareketlerle alakası var,” dedi.

Türkiye’nin elektrik kurulu gücü büyümesini sürdürdü

Enerji ve Tabii Kaynaklar Bakanlığı’nın verilerine göre, Türkiye’nin elektrik kurulu gücü Mart sonu itibarıyla 104 bin 348 MW’a, güneş enerjisi kurulu gücü ise 9 bin 820 MW’a ulaştı. Güneş enerjisinde 2014’te 40 MW olan kurulu güç, yaklaşık 10 yılda 10 bin MW’a yaklaşarak büyümesini sürdürdü. Güneş enerjisinin Türkiye’nin elektrik kurulu gücündeki payı da %9,41’e ulaştı. Ağırlıklı olarak lisanssız santrallerin oluşturduğu güneş enerjisi kurulu gücü ‘dağıtık’ yapısıyla öne çıkarken, Türkiye’nin 78 ilinde farklı ölçekte güneş enerjisi santralı bulunuyor. Türkiye’nin 35 ili 100 MW ve üzeri, 23 şehri ise 10-100 MW arasında güneş enerjisi kapasitesine sahip. Rize, Hakkari ve Artvin’de ise güneş enerjisi santralı bulunmuyor. Öte yandan, Enerji ve Tabii Kaynaklar Bakanlığınca hazırlanan Türkiye Güneş Enerjisi Potansiyeli Atlası’na göre, ortalama yıllık toplam güneşlenme süresi 2 bin 741 saat olan Türkiye’de ortalama yıllık toplam ışınım değeri, metrekare başına 1527,46 kWh hesaplanıyor. Türkiye, coğrafi konumu nedeniyle güneş enerjisi potansiyeli yüksek olarak kabul ediliyor.

Muğla’nın Bodrum ilçesinin Gölköy Mahallesi'ndeki Cennet Koyu'nda yürüyüş yapanlar, sahilde ölü yunus olduğunu fark etti. Haber verilmesi üzerine bölgeye Bodrum Belediyesi ile İlçe Tarım ve Orman Müdürlüğü ekipleri geldi. Ekipler, herhangi bir yara izi bulunmayan yunusu, incelemek üzere götürdü.