Dünya Bankası, Kayıp ve Zarar Fonu’nun geçici ev sahibi olarak hareket etmesine yönelik bir planı onayladı.
Dünya Bankası yönetim kurulu, bankanın iklim değişikliğinden etkilenen gelişmekte olan ülkelere mali destek sağlayacak Kayıp ve Zarar Fonu’nun geçici ev sahibi olarak hareket etmesine yönelik bir planı onayladı. Daha zengin ülkeler, sel ve kuraklık gibi aşırı hava olaylarının etkilerini karşılamaya yardımcı olacak bir fon oluşturmanın, karbon emisyonlarıyla iklime zarar verme sorumluluğunu kabul etmeleri anlamına geleceğinden endişe ediyorlardı. Yine de yıllarca süren tartışmaların ardından, 2022’de Mısır’daki iklim müzakerelerinde bir ‘Kayıp ve Zarar’ fonu üzerinde prensipte anlaşmaya varıldı ve 2023’ten itibaren aralarında İtalya ve Hollanda’nın da bulunduğu ülkeler bu fona yönelik taahhütlerde bulunmaya başladı. Dünya Bankası’nın başlangıçta fona ev sahipliği yapma planı, Dünya Bankası başkanını atayan ABD de dahil olmak üzere bağışçılar üzerinde etkiye neden olacağı endişesiyle bazı ülkeler tarafından eleştirilerle karşılanmıştı. Fona dört yıl boyunca finansal aracılık fonu olarak Dünya Bankası’nın ev sahipliği yapacağı ve fon yönetim kurulunun bankadan bağımsız kalacağı, kendi yönetişim yapısını ve finansman kararları üzerindeki kontrolünü koruyacağı belirtildi.
Ataköy sakinlerinden çağrı
Ataköy 1. Kısım Koruma ve Güzelleştirme Derneği’nin çağrısı ile İstanbul Büyükşehir Belediyesi’nin Saraçhane’de bulunan binası önünde bir araya gelen mahalleliler, İstanbul’un %70'i kendiliğinden yıkılıyorken, Ataköy’deki binaların eski olduğu söylemleriyle bölgeyi dönüşüme sokma gayretinin rantın ta kendisi olduğunu belirterek, topladıkları imzaları ilgililere ulaştırdı. Ataköy’ün zamanın ötesinde planlanmış, Cumhuriyet döneminin mimari değişimlerini yansıtan bir panorama olduğunu belirten dernek başkanı Prof. Dr. Ayfer Kaynar, bölgelerinin koruma altına alınması yönündeki adımların atılması ve güçlendirme yönünde prensiplerin uygulamaya geçmesi için İstanbul Büyükşehir Belediyesi’den de, Bakırköy Belediyesi’nden de artık net bir duruş sergilemesini beklediklerini söyledi. İstanbul Büyükşehir Belediyesi’nin Saraçhane binası önünde yapılan basın açıklamasında, mahalleli adına konuşan Prof. Dr. Ayfer Kaynar, kamusal alanları ranta açmak üzere planlanan ve kanun gücünü arkasına alan aklın 21. yüzyılda daha da şiddetlenerek vücut bulduğunu ifade etti. Son dönemde kentsel dönüşüm adı altında veya deprem riskini bahane eden rant odaklı tehditlerle karşı karşıya kalındıklarını söyleyen Kaynar, Ataköy’ün modern mimari eser olarak yeşili ile birlikte korunması talebi ile bir araya geldiklerine dikkat çekti. Kaynar, “Eski olan her şeyi yıkmak, hem sosyal, hem de ekonomik açıdan uygun doğru bir yaklaşım değil. Ataköy 1-2-3 ve 4. kısımların koruma altına alınması yönünde adımlar atmasını, güçlendirme yönünde prensipleri uygulamak için gerekli finansmanı bulmasını istiyoruz. Bu finans, yerel kaynaklardan bulunacağı gibi, 1. ve 2. kısmın literatüre geçen özelliklerinden dolayı uluslararası kuruluşlardan da sağlanabilir. Güçlendirme meselesinde çalışan dernekler var. Güçlendirmenin çok önemli ve uzmanlık gerektiren bir iş olduğunu söylediler. Belediyenin bu kurumlardan danışmanlık almasını ve profesyonelce yapılmasını istiyoruz,” dedi.
Ormanlık alanlara girişler 15 Haziran - 30 Eylül 2024 tarihleri arasında yasaklandı
Ankara Valiliği, orman yangınlarının önlenmesine yönelik tedbirler kapsamında ormanlık alanlara girişlerin 15 Haziran - 30 Eylül 2024 tarihleri arasında yasaklandığını bildirdi. Orman alanlara giriş yoğunluğunun artması ve ülke genelinde meydana gelen orman yangınları açısından meteorolojik şartların devam etmesi nedeniyle girişlerin yasaklandığını duyuran valilik açıklamasında, ‘Dikkatsizlik neticesinde gelişen orman yangınlarını önlemek amacıyla aşağıdaki kararlar alındı’ ifadelerine yer verildi. Valilik, "Ormanlık/mesire alanlarında insan ve araç yoğunluğunun artması ve ülkemiz genelinde orman yangınları açısından yüksek risk taşıyan meteorolojik şartların devam etmesi nedeniyle orman yangını çıkış nedenleri arasında yer alan anız yakma, tarla çalışmaları, bağ-bahçe temizliği, çöplerin yakılması, enerji nakil hattı arızaları, piknik, çoban ateşi, yıldırım, kasıt, ihmal veya dikkatsizlik neticesinde gelişen orman yangınlarını önlemek amacıyla bu kararlar alındı,” diye açıkladı.
‘Doğaya, geleceğe ne kadar saygı duyulduğu bu duruşmada belli olacak’
Muğla'nın Milas ilçesi sınırları içerisinde yer alan Akbelen Ormanı'nın kesim izninin uzatılmasına karşı İkizköylüler’in açtığı iptal davası bugün Muğla 1. İdare Mahkemesi'nde görülecek. Dava öncesi İkizköylü yurttaşlar, yayınladıkları videolarla Akbelen Ormanı’nı korumak için beş yıldır verdikleri mücadeleyi anlattı. İkizköy Muhtarı Nejla Işık, “Şu an Akbelen oyuluyor, dinamitler patlatılıyor, su kaynaklarımız yok oluyor; zeytinliklerimiz, hayvanlarımız, sebzelerimiz tozun içinde. Buna rağmen bu köyden gitmemek için inat ediyoruz. Herkesi bu sesi yükseltmeye 13 Haziran'da Muğla 1. İdare Mahkemesi önüne bekliyoruz,” dedi. İkizköylülerin avukatlarından İpek Sarıca ise, şirketin orman kesim izninin 28 Aralık 2021'de bittiğini söyleyerek, “İznin bitiş tarihinden önce Orman Bölge Müdürlüğü'ne başvuru yapılması gerekiyor. Fakat bu izin ile ilgili yürütmeyi durdurma kararı var iken şirket kesim için başvuru yapmış. Müdürlük ise başvuruyu alıyor ve işlem yapmadan askıda bekletiyor. Başvuru konusu hukuksuz bir işlem ve bu işleme dayanarak kesim iznini uzatma kararı veriliyor. O kararla Akbelen Ormanı katledildi ve ekokırım suçu işlendi. Duruşmada bu iznin iptal edilmesini isteyeceğiz. Doğaya, geleceğe ne kadar saygı duyulduğu bu duruşmada belli olacak. Bu hukuksuzluğa karşı hep birlikte olmak gerekiyor” diye konuştu.