Kaplumbağanın peşinde: Türkiye‘den Adriyatik‘e yolculuk

-
Aa
+
a
a
a

Tuba adlı caretta caretta deniz kaplumbağası, Türkiye‘den Adriyatik‘e kadar izlenen ilk deniz kaplumbağası oldu. 

Fotoğraf: Yeşil Gazete
Gezegenin Geleceği: 31 Ağustos 2022
 

Gezegenin Geleceği: 31 Ağustos 2022

podcast servisi: iTunes / RSS

Muğla Dalyan‘daki Deniz Kaplumbağası Araştırma Kurtarma Rehabilitasyon Merkezi‘nin (DEKAMER), TUI Care Vakfı desteğiyle 28 Ağustos 2019’da uydu takip cihazı takarak denize bıraktığı Tuba adlı 25-30 yaşlarındaki caretta caretta deniz kaplumbağası, uydu takip cihazıyla Türkiye‘den Adriyatik‘e kadar izlenen ilk deniz kaplumbağası oldu. Göç, beslenme ve kış alanlarının belirlenmesi için takip edilen Tuba’nın, kumsala ya da başka yönlere nasıl yöneldiği, yerin manyetik alanından, akıntının yönünden nasıl etkilendiği de izleniyor. Takip cihazı sayesinde rotası haritadan 7 milyon 300 bin kez görüntülenen ve yolculuğunun nasıl devam edeceği merakla beklenen Tuba, 3 yılda 17 bin 500 kilometre yol kat etti. Bu kadar uzun yola rağmen üzerine takılan takip cihazından veri akışı sağlanabilen Tuba, uzmanlar için beklentilerin ötesinde veri sağladı ve en uzun süreyle izlenen kaplumbağa oldu. Dalyan İztuzu plajından kumsala bırakıldıktan sonra iki ayını Marmaris açıklarında geçiren daha sonra bir ayda Yunanistan‘a ulaşan Tuba, Malta, İtalya, Bosna-Hersek, Arnavutluk, Karadağ ve Hırvatistan kıyılarına uğradı. Tuba, yeni verilere göre İtalya’nın güneyindeki Lecce şehri denizi açıklarında bulunuyor.

Urmiye Gölü yok olmanın eşiğinde

İran Araştırmaları Merkezi tarafından yayımlanan İran’da Kronik Su Sorunu adlı rapora göre, ülke dünyanın en kurak bölgelerinden birinde yer alıyor. Kurak, yarı kurak iklim koşulları görülen ve yıllık ortalama 242 milimetre yağış alan ülkenin yüzde 91’ine Türkiye ortalamasından daha az yağış düşüyor. Ülkenin su potansiyelinin yüzde 91’i tarım, yüzde 2’si sanayi sektöründe kullanılırken, nüfuslarının toplamı 37 milyonu bulan 11 şehirde su sıkıntısı yaşanıyor. Özellikle son yıllarda nüfus artışı, suyun tarım ve sanayi sektörlerinde yoğun kullanımı, iklim değişikliğine bağlı olarak yağışların azalması ve buharlaşmanın artması gibi nedenlerle Urmiye başta olmak üzere Gavkhouni, Bakhtegan, Enzeli ve Hamun gibi göller yok olma tehlikesiyle karşı karşıya. Son tespitler, barındırdığı ekosistemle uluslararası öneme sahip olan ve UNESCO Biyosfer Rezervleri listesinde yer alan Urmiye Gölü’nün yüzde 95’inin kuruduğunu gösteriyor. Bu durum ise sadece Urmiye Havzası değil, çevre ülkeler için de tehlike arz ediyor. Kuruyan gölün içerdiği yüksek orandaki tuzun, hava koşullarıyla taşınması nedeniyle İran’ın yanı sıra Türkiye, Ermenistan, Azerbaycan ve Irak gibi çevre ülkelerin toprak verimliliği risk altına giriyor. Anadolu Ajansı’na konuşan Türkiye Su Enstitüsü Politika Geliştirme Koordinatörü Tuğba Evrim Maden, Urmiye Gölü’nün de bulunduğu İran’ın kuzeybatısında köylülerin en önemli gelir kaynağı olan tarım ve hayvancılığın, çevresel bozulma nedeniyle baskı altında olduğunu belirtti. Urmiye Gölünün kuruması nedeniyle ortaya çıkan tuz birikintilerinin, toprağın ve suyun kalitesini olumsuz yönde etkilediğini vurgulayan Maden, su kalitesindeki bozulmanın kısıtlı miktardaki yer altı su kaynaklarının kullanım oranlarını artırdığını söyledi. Gölün yüzde 32’si, 2014 yılına kadar da yüzde 90’ı kurudu. Tuğba Evrim Maden konuyla ilgili şunları dile getirdi:

Suyun yüzey alanı 2014’ten sonra yağışlardaki artış ve barajlardan daha fazla su bırakılmasıyla biraz arttı fakat 2020’den sonra su seviyesi tekrar düşerek göl alanının yüzde 95’i kurudu. Özellikle tarımsal sulamadaki artış göl üzerinde olumsuz etkilere neden oldu. Havzadaki sulanan tarım alanı 1975 yılından 2011’e dek 1,265 kilometrekareden 5 bin 525 kilometrekareye çıkarak 40 yılda neredeyse 5 kat artış gösterdi. Suyun azalması neticesinde tarım alanları da azalarak 2018’de yaklaşık 4 bin 850 kilometrekareye düştü. Bu çalışmaları dikkate aldığımızda iklim faktörü yani sıcaklığın artması ve yağışın azalması, gölün kurumasında sadece yüzde 20 rol oynadı. Gölün kurumasındaki asıl pay yüzde 80’le insan faktörüdür.

Pakistan sel felaketinin izlerini silmek için mücadele ediyor

BBC’den Farhat Javed’in haberine göre, Pakistan'da meydana gelen sellerde binden fazla kişi hayatını kaybetti, en az 700 bin ev yıkıldı, milyonlarca kişi yolların kapanması ve köprülerin yıkılması nedeniyle mahsur kaldı. Genelkurmay Başkanı Kamar Cavid Bajwa, yıkımı onarmanın yıllar alabileceğini söyledi. Felaketten en kötü etkilenen eyaletler Belucistan ve Sind ama Hayber Paktunkwa eyaletinde de büyük yıkım var. BBC Urdu Servisi ekibi en az 10 köprünün yıkıldığı bu dağlık eyaletteki Manur Vadisi'nde felaketin etkisini gördü. Pakistan'ın meşhur turistik bölgelerinden Kagan Dağları'nda dev seller Manur Vadisi’ni silip süpürürken en az 15 kişinin öldüğü düşünülüyor. Sel nedeniyle bu güzel vadiyi bölgedeki en büyük yerleşim merkezine bağlayan betonarme köprü de yıkılmış. Bu yüzden nehrin öte yanında kalan köylerin sakinlerinin dış dünya ile bağlantısı kesilmiş ve yardım bekliyorlar.