İklim krizi kentlerde daha büyük felaketlere yol açıyor

-
Aa
+
a
a
a

İklim krizi nedeniyle daha sık karşılaşılan aşırı hava olayları, kentlerde daha büyük felaketlere yol açıyor.

Gezegenin Geleceği: 20 Mart 2023
 

Gezegenin Geleceği: 20 Mart 2023

podcast servisi: iTunes / RSS

İklim krizi nedeniyle daha sık karşılaşılan aşırı hava olayları, altyapı ve alınan önlemlerin yetersizliği nedeniyle kentlerde daha büyük felaketlere yol açıyor. Kentlerin daha dirençli hale getirilmesi için gerekli adımlar da atılmadığı için bedeli de daha fazla can ve mal kayıplarıyla ödeniyor. Yükselen küresel sıcaklıklar, aşırı hava olaylarında değişimlere neden oldu. Kuraklık ve sel olayları dünya ısındıkça yoğunlaşıyor ve bilim insanlarının uzun süredir tahmin ettiği ve insanlar tarafından da giderek daha görünür hale gelen bu eğilimin arkasında sağlam veriler var. Nature Water dergisinde pazartesi günü yayımlanan bir araştırmaya göre, son 20 yılda gezegendeki sel ve kuraklık olaylarında keskin bir artış yaşandı. Araştırma, yer altı suyu, yüzey suyu, kar, buz ve toprak nemi dahil olmak üzere dünyanın su depolarındaki ince değişiklikleri ölçmek için kullanılan NASA’nın Yerçekimi Kurtarma ve İklim Deneyi’nden alınan uydu verilerine dayanıyor. Çalışmanın ortak yazarlarından olan ve aynı zamanda NASA’da görevli hidrolog Matthew Rodell, “İklim değişikliğinin kuraklık ve sellerinin şiddetini ve sıklığını artırdığına dair güçlü kanıtlar sağlayan verilere sahip olunduğunu,” söylerken, “Bunun ileride daha da fazlalaşacağının bir işareti,” olduğunu söyledi. Yalnızca geçen yıl, Pakistan’ın üçte birini sular altında bırakan yıkıcı seller ve ABD’nin güneybatısında devam eden büyük kuraklık ciddi zarara neden oldu. Bu yıl ise, Kaliforniya’nın sular altında kalması ve Freddy Tropikal Siklonu nedeniyle Mozambik’te kısa bir sürede bir yıllık yağışın yağması önemli örnekler. Araştırmaya göre, dünyadaki en yoğun seller ve kuraklıklar 2015 yılında yılda üç yerine yaklaşık dört oranında daha sık meydana gelmeye başladı.

Geri dönüştürülebilirler ulusal servetimiz

İstanbul Teknik Üniversitesi Öğretim Üyesi ve Sürdürülebilir Üretim ve Tüketim Derneği (SÜT-D) Başkanı Prof. Dr. Filiz Karaosmanoğlu, ‘Geri Dönüştürülebilirler Ulusal Servetimiz’ vurgusu ile 18 Mart 2023 günü kutlanan Küresel Geri Dönüşüm Günü’ne özel açıklamalarda bulundu. Prof. Dr. Karaosmanonoğlu “Üretirken, tüketirken her yerde farklı atık çıkar. Yaşamımızda faydalı kullanım ömrünü tamamladıktan sonra atık olan ahşap, akü, cam, elektrikli-elektronik eşyalar, kâğıt, metal, plastik, taşıt, tekstil, yağlar gibi geri dönüştürülebilirler kıymetli ham maddeler... Hava, su, kömür, petrol, doğal gaz ve minerallerden sonra yedinci doğal kaynak olarak kabul edilen geri dönüştürülebilirler, ülkemizin döngüsel ekonomisi için yerli ham maddemiz, ulusal servetimizdir. Küresel Geri Dönüşüm Günü 2023 temasının Yaratıcı İnovasyon seçildiğini belirterek her birimizin, kentlerimizin, iş dünyasının geri dönüştürülebilirler için yaratıcı fikirler üretmesi mühim,” diyerek ülkemizde geri dönüştürülebilirler ile değer yaratan, yeşilimizi, mavimizi koruyanları Sürdürülebilir Üretim ve Tüketim Derneği olarak selamladı. Prof. Dr. Karaosmanoğlu, “Atığımızı yönetmek hepimizin görevi. Atıkları doğaya sokarsak çevreyi kirletirken, iklimimizi değiştirerek biyoçeşitliliğimizi yok ederiz. Faydalı kullanım ömrünü tamamlayan ürünler ve ambalajları çöp değil, her biri sanayimiz için geri dönüştürülebilirler, yerli ham maddeler olarak kabul ederiz. Geri dönüştürülebilirler endüstrimize işlenmek için girerse, yaratacağı istihdam ve katma değer ile döngüsel ekonomimizde ulusal servetimiz olur,” dedi. Uluslararası Geri Dönüşüm Bürosu (BIR) verilerine göre dünyamızın ham madde ihtiyacının %40’ı geri dönüştürülebilirler ile karşılanırken, 1,6 milyon kişi istihdam edilip her yıl bu sektöre 20 milyon dolar yatırım yapılıyor. Küresel Gayrisafi Yurt İçi Hasıla’ya katkının ise gelecek on yılda 400 milyar dolar değeri geçeceği öngörülüyor. “Bu ekonomik katkı yanında misli ile önemli etkinin gezegenimizdeki sürdürülebilir yaşamda olduğunu vurgulamak gerekli,” diyen Prof. Dr. Karaosmanoğlu, geri dönüştürülebilirler işlendiğinde sera gazı emisyonlarında yılda 700 milyon ton üzerinde, diğer deyişle havacılık kökenli salımları dengeleyecek kadar emisyon azaltımı, iklim değişikliği mücadelesine katkı başarılıp, atıkların su ve kara ekosistemlerimizdeki tahribatı, biyoçeşitlilik kaybı önleniyor,” bilgisini verdi. Prof. Dr. Karaosmanoğlu, “Atıklarımızı atmayalım, ayrı toplayalım, atıkla değer yaratalım,” çağrısı yaptı.

1030 sıra dışı hava olayı

Meteoroloji Genel Müdürlüğü’nün (MGM) hazırladığı Türkiye 2022 Yılı İklim Değerlendirmesi Raporu’na göre geçtiğimiz yıl 1030 sıra dışı hava olayı yaşandı. Aşırı hava olayları, özellikle son 20 yıldır artış eğilimi gösteriyor. Geçtiğimiz yıl meydana gelen olağan dışı hava olayları ile 2022, Türkiye’de tüm zamanların en çok aşırı hava olayı görülen yılı oldu. 2021’de 1024, 2020’de ise 984 sıra dışı hava olayı meydana gelmişti. Fosil yakıt kullanımına bağlı, insan eliyle yaratılan iklim krizinin kuraklık, fırtına, çığ, seller, aşırı sıcaklar ve şiddetli yağışlar gibi aşırı hava olayları üzerinde sıklaştırıcı ve şiddetlendirici bir etkisi bulunuyor. Aşırı hava olayları beklenmedik, olağan dışı, iklimsel ve mevsimsel olmayan şiddetli hava koşullarının yaşanması anlamına geliyor.

Kuzey yarım kürenin ilk kiraz hasadı

Kuzey yarım kürenin ilk kiraz hasadının yapıldığı Manisa'nın Şehzadeler ilçesine bağlı Sancaklıbozköy Mahallesi'nin üreticileri, yaklaşık 1 ay sonra gerçekleştirilecek hasat için son hazırlıklarını yapıyor. Ağaçların bembeyaz çiçeklerle süslendiği kiraz bahçelerinde üreticiler, ağaçlarına ve topraklarına gerekli bakımları yaparak dünya sofralarına kiraz meyvesini gönderecek. Hassas bir ağaç türü olan kiraz ağacı da küresel ısınma nedeniyle tehlikeli günler geçiriyor. Kuraklık nedeniyle bazı çiftçilerin kirazları tamamen kururken, bölge halkı zeytin, kayısı ve incir gibi alternatif ürünlere yöneldi.