IPCC, iklim değişikliği bilimindeki en son gelişmeleri değerlendiren bir dizi rapor sunacak.
Hükümetlerarası İklim Değişikliği Paneli (IPCC), İstanbul’da düzenlenen toplantısında Yedinci Değerlendirme Döngüsü için bir dizi bilimsel rapor üzerinde fikir birliğine vardı. IPCC, Yedinci Değerlendirme Döngüsü sırasında iklim değişikliği bilimindeki en son gelişmeleri değerlendiren bir dizi rapor sunacak. 120 hükümetten 300’den fazla delege, İstanbul’da sona eren panelin 60. Genel Kurul Oturumu’nda IPCC’nin yeni dönem için bilimsel çalışma yapısına karar verdi. Dört gün süren toplantı sırasında yapılan görüşmelerde hükümetler, Yedinci Değerlendirme Raporu kapsamında üç çalışma grubunun hazırlayacağı raporları kabul etti. İlki, ‘Fiziksel Bilim Temeline ilişkin Çalışma Grubu I Raporu’; ikincisi, ‘Etkiler, Uyum ve Savunmasızlık ile ilgili Çalışma Grubu II Raporu’ ve sonuncusu ise ‘İklim Değişikliğinin Azaltımına İlişkin Çalışma Grubu III Raporu’. Yedinci Değerlendirme Raporu’nun Sentez Raporu, çalışma grubu raporlarının tamamlanmasının ardından üretilecek ve 2029 sonlarında yayımlanacak. Heyet, bir önceki döngüde, iklim değişikliği ve şehirler hakkında bir özel rapor ve kısa ömürlü iklim zorlayıcıları hakkında bir metodoloji raporu hazırlamaya karar vermişti. Bilim insanlarından ayrıca karbondioksit giderme teknolojileri, karbon yakalama, kullanımı ve depolanması hakkında bir metodoloji raporu sunmaları da istendi. Ayrıca, etkiler ve adaptasyona ilişkin 1994 IPCC teknik kılavuzlarının yanı sıra uyum göstergeleri, ölçütleri ve kılavuzlarının revizyonu, Çalışma Grubu II Raporu’yla birlikte geliştirilecek ve ayrı bir ürün olarak yayımlanacak.
‘Şehircilik meteorolojisi Türkiye’de uygulanmıyor’
Meteoroloji Mühendisleri Odası’ndan Cumhuriyet’e yapılan yazılı açıklamada, dünyadaki gelişmelerin Türkiye’de uygulanmamasının mesleki sıkıntılara yol açtığına dikkat çekildi. 1970’li yıllarda ABD ve Avrupa’da yaşama geçirilen ‘şehircilik meteorolojisi’ Türkiye’de uygulanmıyor. Bu da çok önemli sorunlara neden oluyor. Açıklamada, “Şehir ve bina denilince sadece inşaat, elektrik, makine ve Gölcük depreminden sonra jeoloji mühendisleri akla geliyorsa, tüm uğraşımıza rağmen meteoroloji bilimi ve meteoroloji mühendisleri imar kanununda ve şehircilik çalışmalarında yer alamıyorsa, her yağmurda sonra şehir selleri oluşmasına, evlerin sular altında kalmasına, derelerin taşmasına ve bu nedenle can ve mal kayıplarının oluşmasına, sürekli kirli hava solumamıza, hem ısınma hem de soğutmaya daha fazla paralar ödememize şaşırmamalıyız,” dendi. Meteoroloji mühendislerinin istihdam sorununa da değinilirken, “Bakanlığa bağlı ‘İklim Değişikliği Başkanlığı’nda bir tane bile meteoroloji mühendisinin olmayışı da ayrıca değerlendirilmeli. İklim uzun yıllar - en az 30 yıl - meteorolojik koşulların bir ortalaması iken, ‘iklim değişikliği’ konusunda çalıştığını iddia eden bir başkanlıkta nasıl bir meteoroloji mühendisi istihdam edilmez, anlamak mümkün değil,” dendi. Devlet kurumlarının çok sayıda meslek grubuna yaptığı gibi, meteoroloji mühendisleri ile de ortak çalışma yürütmemesinin eleştirildiği açıklamada, “Daha önceden yayınlanacak yeni kanun ve yönetmeliklerde meslek odalarının görüşleri sorulurken, uzun zamandır bu yönde bir istek söz konusu olmadı,” deniyor.
Antik virüsler büyük bir hastalık salgınına yol açabilir
Yeşil Gazete’de yer alan habere göre, bilim insanları, Arktik’teki yani Kuzey Kutup Dairesi’nin üzerinde kalan bölgede permafrost tabakasında donmuş halde bulunan antik virüslerin, Dünya’nın ısınan iklimi tarafından serbest bırakılabileceğini ve büyük bir hastalık salgınına yol açabileceği uyarısı yaptı. Bu ‘Methuselah’ adı verilen mikropların ya da halk arasında adlandırıldığı üzere ‘zombi virüslerinin’ neden olabileceği bir salgının erken vakalarını tespit etmek için Arktik İzleme Ağı oluşturuldu. Ağ sayesinde ek olarak olası bir salgını kontrol altına almak amacıyla enfekte kişilere karantina ve uzman tıbbi tedavi sağlanması ve bu kişilerin bölgeyi terk etmesinin önlenmesine yönelik çalışmalar yapılıyor. 2014 yılında Sibirya’da canlı virüsleri izole eden ve binlerce yıldır permafrostta gömülü olmalarına rağmen tek hücreli organizmaları hala enfekte edebildiklerini gösteren bilim insanları, geçen yıl yayımlanan daha ileri araştırmalarda, Sibirya’daki yedi farklı bölgeden birkaç farklı viral suşun varlığını ortaya çıkardı ve bunların kültür hücrelerini enfekte edebildiğini gösterdi. Bir virüs örneği, yaklaşık 50 bin yaşındaydı. Şu anda donmuş toprakta bulunun bunun gibi virüslerin insanlarda hastalıkları tetikleyebileceği düşünülüyor. Permafrost, kuzey yarımkürenin beşte birini kaplıyor ve uzun süre sıfırın altındaki sıcaklıklarda olan topraktan oluşuyor. Bilim insanları bazı katmanların yüz binlerce yıldır donmuş halde kaldığını biliyor. Bu alanların tamamı çözüldükçe bu gibi virüslerin ortaya çıkmasına neden olabilir.
COP29 komitesine 12 kadın eklendi
Azerbaycan’ın sadece erkeklerden oluşan COP29 İklim Zirvesi Organizasyon Komitesi, uluslararası bir skandala neden olmuştu. Bunun üzerine Azerbaycan Cumhurbaşkanı, ülkesinin ev sahipliği yapacağı COP29 Küresel İklim Zirvesi’nin daha önce tamamı erkeklerden oluşan organizasyon komitesine 12 kadın ekledi. ‘She Changes Climate’ isimli kampanya grubu, komitenin tamamının erkeklerden oluşmasını eleştirmiş, ‘İklim değişikliği dünyanın yarısını değil tüm dünyayı etkiliyor’ açıklamasında bulunmuştu. Azerbaycan’ın yeni hamlesi ise bu ve benzer tepkilerin ardından geldi. Tarihi Paris Anlaşması 2015’te imzalandığında Birleşmiş Miletler’in İklim Şefi Christiana Figueres, tamamı erkeklerden oluşan komiteyi ‘şok edici ve kabul edilemez’ olarak nitelendirmişti