“Ormanlar, nehirler sermaye değiller.”
Rize İkizdere’de yaşanan doğa talanı sonlanmıyor. Cimil Yaylası’nda yapılacak maden arama çalışmasına “Dur” demek için İstanbul'dan yola çıkan İkizdere Çevre Derneği üyeleri İkizdere’ye ulaştı. Yaşam savunucuları 29 Ekim Cumhuriyet Bayramı vesilesiyle İkizdere'den Cimil'e düzenlenen yürüyüşe katıldı. Evrensel’in haberine göre, yaşam savunucuları özel bir şirketin taşocağı yapım çalışmalarını sürdürdüğü Eskincedere Vadisi’nde yaşanan doğa katliamını protesto etmek amacıyla şantiye önünde basın açıklaması gerçekleştirmek istedi. Jandarma, yaşam alanı savunucularını kamyonların geçiş güzergâhını kapattıkları gerekçesiyle engellendi. Jandarma komutanı açıklama yapmak isteyenleri tehdit etti. Yöredeki direnişin sembol isimlerinden Ayşe Baş, jandarmanın engellemesine tepki göstererek, "Bir konuşma yapalım. Bizim de sesimizi duyulsun. Gelin benim evimi görün, su nasıl akıyor. Bizi mahvettiler, başka kimseyi mahvetmesinler" dedi. Bütün engellemelere rağmen şantiye önünde "Ormanlar, nehirler sermaye değiller"sloganları atıldı. Açıklamanın ardından İkizdere yeni pazar yerine geçildi. Burada İkizdere Çevre Derneği İkinci Başkanı Halit Yılmaz doğa katliamının tüm hızıyla devam ettiğini belirterek sözlerine şöyle devam etti:
HES yapım aşamalarında halkımıza yalan söylenerek “derelerin kurutulmayacağı, gerekli can suyunun verileceği” taahhüt edilmesine rağmen bugün derelerin durumunu hepiniz görüyorsunuz. Ardından taş ocakları ile doğamız, ormanlarımız talan edilirken aynı yalanlar devreye sokuldu. Bu taş ocakları artık İkizdere’nin her yerinden görünen kara bir leke, bir yıkım alanı oldu.
İklim Eyleminin Durumu 2022
Birçok kuruluşun ortaklaşa hazırladığı “İklim Eyleminin Durumu 2022” başlıklı yeni bir rapor, iklim krizinin yaratacağı en kötü yıkımlardan kaçınmak için gelişmiş dünyada et tüketiminin haftada yaklaşık iki hamburger eşdeğerine düşürülmesi ve toplu taşımanın mevcut hızından yaklaşık altı kat daha hızlı genişlemesi gerektiğini öne sürdü. Araştırmaya göre, mevcuta kıyasla yaklaşık altı kat daha hızlı bir şekilde ormansızlaşma oranlarının düşürülmesi ve kömür kullanımının sonlandırılması gerekiyor. Çimento ve çelik gibi ağır endüstriler, emisyonlarını azaltmada yeterince hızlı hareket etmiyor, ayrıca yenilenebilir enerji ve elektrikli araçların daha hızlı benimsenmesi önem arz ediyor. En çok endişe duyulan göstergeler; yenilenebilir enerji lehine azaltılması gereken bir dönemde hızla artan gaz kullanımı, emisyon azaltma teknolojisinin yeterince benimsenmediği çelik üretimi, binek otomobillerle yapılan yolculuklar, mangrov ormanlarındaki kayıp oranı ve tarımdan kaynaklanan emisyonlar. Raporun hazırlanmasına yardımcı olan Climate Analytics’in CEO’su Bill Hare, dünya çapında elektrik üretimi için artan gaz kullanımı konusunda uyardı:
Özellikle endişe verici olan, düşük maliyetli ve daha sağlıklı alternatiflerin mevcudiyetine rağmen fosil gazdan üretilen elektrikteki artış. Salgın ve Rusya’nın Ukrayna’yı işgali gibi şoklardan kaynaklanan kriz, fosil yakıt bağımlılığının sadece iklim için kötü olmadığını, aynı zamanda ciddi güvenlik ve ekonomik riskleri de beraberinde getirdiğini çok net bir şekilde gösterdi.
Enerji krizi
Enerji krizi, Ukrayna’daki savaş, Batı’nın Rusya’ya yönelik yaptırımları ve Rusya’nın Avrupa’ya gaz ihracatını düşürmesine paralel olarak derinleşiyor. Uzmanlar, enerji fiyatlarının bu yıl artmaya devam edeceğini öngörüyor. Dünya Bankası’nın Ekim 2022 tarihli “Emtia Piyasaları Görünüm Raporu”nda bu yıl için artış beklendiği bildirildi. Enerji fiyatlarının bu yıl yaklaşık yüzde 60 yükseleceği tahmin ediliyor. Yükselen emtia fiyatlarının enflasyonist baskıları uzatabileceğinin vurgulandığı raporda, petrol, doğalgaz ve kömürün oluşturduğu enerji emtia fiyat endeksinde geçen yıla kıyasla yüzde 59,1 yükselme beklendiği kaydedildi. Bireysel tüketime yönelik yenilenebilir enerjiye yatırım yapanlar bu nedenle çok daha iyi durumda. Artık daha fazla beklememek gerekiyor.
Hava kirliliğinin yarattığı erken ölüm riski
Dünya Sağlık Örgütü (DSÖ) verilerine göre, her yıl 7 milyon insan hava kirliliği nedeniyle erken ölüm riskiyle karşı karşıya kalıyor. Uzmanlara göre hava kirliliğinin temel nedenleri arasında ulaşım yer alıyor. Büyük şehirlerin karşılaştığı en önemli sorunlardan biri olan trafik yoğunluğu hava kirliliğini etkiliyor. TÜİK (Türkiye İstatistik Kurumu) verilerine göre İstanbul'da Ağustos ayı itibariyle trafiğe kayıtlı toplam 4.587.836 araç bulunuyor. Her geçen gün trafiğe katılan yeni araçlarla birlikte hava kirliliği riski de artıyor. Uzmanlar trafik sorununa hava kirliliği açısından da çözüm bulunması gerektiğini belirtirken, sürücüler İstanbul trafiğine çözüm bulunamayacağını savunuyor. Trafiğin her geçen gün arttığını belirten İstanbul Ticaret Üniversitesi Ulaştırma Merkezi Müdürü Prof. Dr. Mustafa Ilıcalı şöyle dedi:
Sıkışıklık indeksine baktığımız zaman, trafik oranı bir yıl içinde yüzde 40'tan yüzde 55'e çıkmış. Bu da trafikte yüzde 30 artış demek. Her gün trafiğe yüzlerce araç kaydoluyor. İstanbul'daki toplam araç sayısı 4.5 milyon civarı. Türkiye'deki araçların beşte biri kadar. Sıkışıklıktan dolayı muazzam bir zaman kaybı var. Yakıt tüketimi artıyor. Yapılan bir araştırmada, hava kirliliğinden ölüm riskinin trafik kazasından yedi kat fazla olduğu görüldü.