Artvin Hopa'dan yeni bir mantar türü fark edildi.
Artvin Hopa'daki ormanlık arazide 2014 yılında saha incelemesine çıkan Isparta ISUBÜ Atabey Meslek Yüksekokulu Öğretim Görevlisi Oğuzhan Kaygusuz, daha önce hiç görmediği bir mantar türü fark etti. Mantardan örnek alan Kaygusuz, 6 yıl boyunca Danimarka'nın Kopenhag Üniversitesi'nden Prof. Dr. Henning Knudsen, Brezilya'nın Sao Paulo Federal Enstitüsü'nden Prof. Dr. Nelson Menolli ve Tokat Gaziosmanpaşa Üniversitesi'nden Prof. Dr. İbrahim Türkekul ile çalışma yürüttü. Çalışma sırasında Danimarka ve Brezilya'daki laboratuvarlarda incelemelerde bulunuldu. Keşfedilen yeni türle benzer olan mantar koleksiyonları üzerinde araştırmalar yapıldı. Araştırma sonunda toplanan mantar örneklerinin dünyada ilk defa görülen bir türe ait olduğu tespit edildi. Mantar, öğretim görevlisi Oğuzhan Kaygusuz tarafından yalnızca Türkiye'de yetiştiği için ‘Pluteus Anatolicus’ ismi ile tescil edildi. Kaygusuz, 2020 yılında da, sadece Aydın’ın Kuşadası'nda yetiştiği için ‘Volvarille Turcica’ ismi ile tescillenen beyaz bir mantar türü daha keşfetmişti. Keşif, ABD’nin bitki bilimleri alanında yayın yapan dünyaca ünlü dergisi ‘Mycologia‘da da yayımlandı. Oğuzhan Kaygusuz, DHA’ya şunları söyledi: “Ülkemiz Avrupa-Sibirya, Akdeniz ve İran-Turan olmak üzere 3 farklı bitki coğrafyasına özgü türlere ev sahipliği yapıyor. Türkiye'de 2 bin 500'ün üzerinde mantar türü yetişiyor. Bu sayı her geçen gün yeni buluşlarla da artıyor. Artvin'de keşfettiğimiz 'Pluteus Anatolicus' ile bunlara bir yenisi daha eklendi.”
"Radyoaktif kirli su okyanusa boşaltılmasın"
Japonya'da Fukuşima Eyaleti Tarım Kooperatifleri ve Ormancılar Birliği’nin Fukuşima’daki 43 yerel yönetimin desteğini alarak başlattığı kampanya, Japonya genelinde hükümetin planına itiraz eden 450 bin yurttaş tarafından imzalandı. Nükleer felaket sadece meydana geldiği coğrafyada sınırlı kalmaması nedeniyle kampanya Nükleersiz Asya Forumu'nun kurucuları tarafından dünya genelinde imzaya açıldı. Ülkemizde Nükleersiz.org tarafından Türkçeleştirilerek yaygınlaştırılan kampanyayı şimdiye dek 72 dernek ve platform imzalamış bulunuyor. Fukuşima Nükleer santral tesisi sahasında biriktirilen ve miktarı bugün 1 milyon 240 bin tona ulaşan radyoaktif kirli suyun okyanusa boşaltılmaması için kampanya önemli. Zira bu radyoaktif suyun bölge insanlarının temel gıda maddeleri arasında bulunan balık ve kabuklu deniz hayvanlarını kontamine etmesi çevre ve insan sağlığı üzerinde büyük risk anlamına geliyor. Bu açıdan kampanya, biriktirilmiş olan radyoaktif sudaki temel bazı radyoaktif elementlerin yarılanma ömürlerini önemli ölçüde tamamlayana kadar muhafaza edilmesini ve bu talebi toplanan imzalarla Japon hükümetine iletmeyi sağlıyor. Kampanya aynı zamanda Fukuşima Nükleer Felaketi'nin benzeri başka nükleer felaketlerin yaşanmaması için de dünya genelinde tüm hükümetlere nükleer santral projelerinden vazgeçmeleri ayrıca var olan nükleer santrallerini kapatmaları yönünde çağrı yapıyor. Bireysel imzaların change.org üzerinden alındığı kampanyanın imzacısı olmayı dileyen kurum ve inisiyatifler de Nükleersiz.org ile iletişime geçebilirler.
Çin, 2025'te yenilenebilir enerjiyi artıracak
Çin Devlet Konseyi parti sekreteri Li Keqiang Pekin’deki Ulusal Parti Kongresi’nin Büyük Salon’unda ülkenin iklim değişikliği konusunda güçlü bir şekilde hareket edeceğini açıkladı. Ülkenin 14. beş yıllık planı, 2025 itibariyle yenilenebilir enerji kullanımını artırmanın yolları ile dolu. Pekin emisyonlar için sert bir hedef belirlemedi ve 2030’dan itibaren zirveye çıkmasını beklediği tarihi de ileri götürmedi. Açıklanan tek karbon hedefi 2016’dakiyle aynı olan GSYH başına emisyonlarını beş yılda %18 azaltmak oldu. Pekin Greenpeace’de kıdemli küresel politika danışmanı Li Shuo, “İklim kriziyle mücadele etmek için Çin’in emisyon artışını çok daha düşük bir seviyeye getirmesi gerekiyor. Emisyonları 2025’ten önce zirveye çıkarmak sadece mümkün değil, aynı zamanda gerekli de” dedi. BloombergNEF analisti Jonathan Luan, Cuma günkü açıklamada sayısal bir GSYH hedefinin olmamasının, hükümetin belirli hedefleri karşılamak için enerji yoğun endüstrilere güvenmekten vazgeçmek istediğinin bir işareti olabileceğini söyledi. Plan, rüzgar ve güneş enerjisi için geniş tabanlı destek sunuyor ve hidrojen ve enerji depolaması için daha fazla gelişme vaat ediyor; ancak fosil yakıtların kullanımında bir azaltım taahhüdünde bulunmuyor. İklim bilimcileri, Çin’in mütevazı hedeflerinin emisyonlardaki artışı yeterince hızlı yavaşlatmayacağından endişe ediyor. Çin, Aralık ayında Xi tarafından belirlenen 2030 itibariyle %25 temiz enerji hedefine doğrusal bir yol çizerse, 2025 yılına kadar ancak %20,7’ye ulaşacak.
Öte yandan Türkiye Elektrik İletim A.Ş. (TEİAŞ) Şubat ayı kurulu güç verilerini yayınladı. Verilere göre Türkiye’nin elektrik üretim kapasitesi geçtiğimiz Şubat ayında 439 MW artarken, yılın tamamındaki artış ise 819 MW. Bu artışta fosil yakıtlara dayalı kapasitenin payı 20,5 MW. İlk iki aydaki artışta en büyük pay 359,80 MW ile rüzgar enerjisi santrallerinin olurken, ikinci sırada 202 MW ile güneş enerjisi santralleri, üçüncü sırada ise 174,90 MW ile barajlı hidroelektrik santralleri geldi.