TEMA Vakfı, Ankara'nın Gölbaşı ilçesinde başlatılmak istenen kömür madeni projesi için Ankara Valiliği’nin verdiği ‘ÇED gerekli değil’ kararına dava açtı.
TEMA Vakfı, Ankara'nın Gölbaşı ilçesinde başlatılmak istenen kömür madeni projesi için Ankara Valiliği’nin verdiği ‘Çevresel Etki Değerlendirmesi (ÇED) gerekli değil’ kararına dava açtı. TEMA Vakfı Ankara Temsilcisi Nevzat Özer, yaptığı yazılı açıklamada Ankara'nın Gölbaşı ilçesi Kırıklı Mahallesi’nde tarım topraklarını, suyu, geleneksel köy yaşamını geri gelmemek üzere yok edecek kömür madeni projesiyle ilgili Ankara Valiliği’nin verdiği "ÇED Gerekli Değil" kararına karşı dava açtıklarını bildirdi. Kırıklı Mahallesi'ndeki buluntuların ve Galatlardan kalan kalıntıların, en az 3 bin yıldır bu topraklarda tarım yapıldığını gösterdiğini ifade eden Özer, "Buğday, arpa, nohut yetiştiriliyor. Proje alanı, 13 bin dekarlık köy arazisinin 11 bin dekarını kapsıyor. Tarım ve hayvancılık tamamen bitecek, sular kuruyacak, yer altı ve yer üstü su kaynakları kaybedilecek, maden köyü susuzlaştıracak, su kalitesini ağır metallerle bozarak kullanılmaz hale getirecek," dedi ve sözlerine şöyle devam etti, "Bütün topraklar kaybediliyor, sular kirleniyor, toz toprak, emisyon bırakın köyü her tarafı tehdit ediyor, Çevre Şehircilik ve İklim Değişikliği Bakanlığı 'ÇED gerekli değil' kararı veriyor. Kolaylıkla verilen bu izinler; geleneksel köy kültürüne olduğu kadar, bilim, vicdan ve hukukun duvarına da çarpacak."
Afşin-Elbistan yeni bir santrali daha kaldırır mı?
Kahramanmaraş’ın Afşin ilçesindeki Afşin-Elbistan A Termik Santraline ek olarak kurulması planlanan 688 MW kapasiteye sahip iki yeni ünitenin ÇED raporu henüz açıklanmazken, Afşin-Elbistan Hayatı ve Doğayı Koruma Platformu konuyla ilgili kamuoyunu bilgilendirmek amacıyla bir panel düzenledi. Elbistan Belediye Başkan Yardımcısı Gülabi Eren’in de konuşmacı olarak katıldığı ‘Afşin-Elbistan yeni bir santrali daha kaldırır mı?’ adlı panele, bölge halkı, çeşitli sivil toplum kuruluşları ve parti temsilcileri katıldı. Panelde, Afşin-Elbistan bölgesinde kömürlü termik santrallerin genişletilmesi planlarının, ekonomik ve politik boyutları, bölge halkının sağlığı ve çevre üzerindeki olumsuz etkileri ile hukuki süreç hakkında konuşuldu. Etkinlikte, Afşin-Elbistan Hayatı ve Doğayı Koruma Platformu, TMMOB, Temiz Hava Hakkı Platformu, TEMA Vakfı, İklim İçin 350 Derneği ve Doğal Hayatı Koruma Vakfı (WWF-Türkiye) temsilcileri de yer aldı. Temsilciler, kömürlü termik santrallerin iklime, çevreye ve insan sağlığına olan olumsuz etkilerini vurgulayarak projenin iptal edilmesini ve mevcut santrallerin adil bir dönüşüm planı çerçevesinde kapatılmasını talep etti. Temiz Hava Hakkı Platformu Koordinatörü Deniz Gümüşel ise, “Termik santrallerden kaynaklı hava kirliliğinin solunum yolu hastalıklarına, astım, bronşit, KOAH ve akciğer kanserine yol açtığını biliyoruz. Ancak hava kirliliğinin bildiğimizin çok ötesinde sağlık etkileri de var. Bu etkilerden en çok bebekler ve çocuklar etkileniyor. Örneğin, 1984’ten beri işletmede olan Afşin Elbistan A santrali 16 bin 500 erken ölüme yol açarken, 9 binden fazla bebeğin de anne karnında gelişimini tamamlamadan erken doğumuna neden olmuştur. Bebeklerde doğumdan gelen akciğer fonksiyonu bozukluklarına, kalp damar hastalıklarına ve kansere yol açtığı tespit edildi,” diye konuştu.
Arin Gölü yok olma tehlikesiyle karşı karşıya
Bitlis’in Adilcevaz ilçesi sınırlarında bulunan ve ‘kuş cenneti’ olarak bilinen Arin Gölü, düzensiz sulama nedeniyle yok olma tehlikesiyle karşı karşıya. Adilcevaz ilçesinde bulunan ve yüzlerce kuş türüne ev sahipliği yapan Arin Gölü, kuraklığın yanı sıra düzensiz sulama nedeniyle kurumaya başladı. Bin 657 hektar alana sahip olan ve deniz seviyesinden bin 650 metre yükseklikte olan göl, flamingolar başta olmak üzere birçok kuş türüne ev sahipliği yapıyor. Mehmet Şakir isimli yurttaş, "Burası kuş cenneti olarak bilinen Arin Gölü. Maalesef gittikçe kuruyor. Çevredeki tüm göller, göletler hatta Van Gölü, yağışlar ile birlikte su seviyesi yükseldi ama Arin Gölü kuruma tehlikesiyle karşı karşıya kaldı," dedi.
Yeni Foça ve Foça arasındaki tüm koylar özel işletmelerce kapatılmış durumda
Kıyıların oteller ve özel işletmeler tarafından işgal edilmesine tepkiler sürüyor. Türkiye İşçi Partisi (TİP) Foça İlçe Örgütü de yazılı bir açıklama yayımlayarak ilçedeki kıyılarda yurttaşın işgallerden dolayı yürüyemediğini ve yetkililerin harekete geçme çağrısında bulundu. Foça’da yurttaşların ücret ödemeden denize ulaşması neredeyse imkansızlaştığı aktarılan açıklamada, “Yeni Foça ve Foça arasındaki tüm koylar, özel işletmelerce kapatılmış, Yeni Foça’da ise halk plajı yakınındaki işletmeler tüm plaja şezlong ve şemsiye koyarak, bırakın plajda oturmayı yürüyecek alan bırakmadılar. Anayasa’nın 43. maddesi gereği kıyıların mülkiyeti kamuya ait. Kişi ve kurumlar tarafından işgal edilemez. Ayrıca ücret ödemediği için yurttaşın plaja girişinin engellemesi de yine Anayasa'nın 23. maddesinde güvence altına alınan ‘Seyahat Hürriyeti’nin ihlaline yol açacak. Dolayısıyla, sahillere ve plajlara özel mülkü gibi davranan, yurttaşın denize ulaşmasına zorla engel olan işletmeler suç işlemekte, haksız kazanç sağlamaktalar,” denildi. Yetkililere seslenilen açıklamada, “Bu işletmelerin kıyı işgaline kayıtsız kalan yerel ve merkezi yönetimlerse bu suça ortak. İşletmelerin girişleri kapatması, yurttaşın plaja ulaşmasını engellemesi kabul edilebilir bir uygulama değil. Foça Belediyesi ve Foça Kaymakamlığı ivedi olarak işletmeleri uyarmalı, tüm yurttaşların plaj ve denize ulaşmasının önü açılmalı,” dendi.