Her yıl bahardan yaz sonuna kadar Kars'ta konaklayan leylekler, kış mevsimini daha sıcak bölgelerde geçirmek üzere göç için kanat çırptı. Yaz mevsimini Kars Çayı ve Selim ilçesine bağlı Karahamza Köyü'nün çayırlık alanında geçiren leylekler, kışı sıcak bölgelerde geçirmek için dönüş yoluna geçti.
Her yıl bahardan yaz sonuna kadar Kars'ta konaklayan leylekler, kış mevsimini daha sıcak bölgelerde geçirmek üzere göç için kanat çırptı. Yaz mevsimini Kars Çayı ve Selim ilçesine bağlı Karahamza Köyü'nün çayırlık alanında geçiren leylekler, kışı sıcak bölgelerde geçirmek için dönüş yoluna geçti. KuzeyDoğa Derneği Bilim Koordinatörü Emrah Çoban, AA muhabirine yaptığı açıklamada, kuşların göç etmeye başladıklarını söyledi. Bunun da ilk habercisinin sulak alanlarda toplanan leylekler olduğunu söyledi. Çoban, bu göçün takibi için KuzeyDoğa Derneği, Iğdır Üniversitesi ve İspanya'dan gelen bir halkalama uzmanı ile çalışma başlattıklarını söyledi. Ayrıca "Iğdır'da yavru leyleklerin ayağına Türkiye halkaları takıldı. Bu halkalarla leyleklerin hangi ülkelere ne zaman göç ettikleri takip edilecek. Bu takibin sonunda kuşların bizim ülkemize geri gelip gelmediği, göç yolunda nelerle karşılaşıyorlar bunlar ortaya çıkacak." dedi.
Brezilya’da yerli kadınlar, Amazon’daki orman yangınlarından sorumlu tuttukları Bolsonaro hükümetini protesto etmek için yerli kadın yürüyüşünü gerçekleştirdi. Yangınların son bulmasın için uluslararası toplumun desteğini talep eden kadınların mesajı: “Doğa ananın katliamı hepimizin sorunu.” Dünyanın akciğerlerinden biri olarak görülen Amazon ormanlarının büyük bölümünü kapsayan Brezilya’da orman yangınlarının sayısı bu yıl şimdiden rekor seviyeye ulaştı. Ülkede yangınların gerçekleştiği Amazon ormanı, emdiği karbon miktarı düşünüldüğünde dünyanın küresel ısınmaya karşı en önemli değerlerinden biri. Uzmanlar, yangınlarda her dakika bir futbol sahası büyüklüğünde bir ormanlık alanın yok olduğunu belirterek, yangınların durdurulamaması halinde Amazonlar’ın dev bir bozkıra dönüşerek karbondioksit yaymaya başlayacağını söylüyor. Brezilya’yı ormansızlaşmayla mücadeleye sırtını çevirmekle suçlayan Norveç ve Almanya Amazon’un korunması için yaptığı mali yardımları keserken, Fransa Cumhurbaşkanı Emmanuel Macron konunun G7 zirvesinde gündem maddesi olması gerektiğini açıklamıştı. Macron, zirve sonucunda, G7 ülkeleri olarak Amazonlar’daki orman yangınlarının söndürülebilmesi için 20 milyon avro destekte bulunacağını açıkladı: “Bu sadece söz konusu ülkeler için değil aynı zamanda tüm insanlık için bir dram.” Öte yandan İrlanda ve Fransa, Amazon yangınları ile ilgili harekete geçilmemesi durumunda, Güney Amerika ülkeleri ile kurulan ticaret anlaşmasını onaylamayacaklarını açıkladı. Amazon ormanlarındaki yangının en çok etkilediği insanlar arasında bölgedeki yerli halk da var. Amazonlar bir milyondan fazla yerliye ve temas kurulmayan 100 kabileye ev sahipliği yapıyor. Yerlilere göre bu yangınlar “tesadüf” değil. Geçtiğimiz hafta, binlerce Yerli kadın başkent Brasília’da yangınları protesto etmek için yürüdü.
İngiltere’nin başkenti Londra’da hizmet veren taksi şirketi 125 adet elektrikli taksi satın aldığını açıkladı. Açıklamada bunun Londra’daki temiz hava mücadelesi katkı için yapıldığı ifade edildi. Halihazırda filosunda 100 elektrikli araç olan şirketin tüm siparişleri teslim alması ile elektrikli araç sayısı 225 adede ulaşacak. Şirket gelecek üç yıl içinde bu rakamı 1.000’e çıkarmayı hedefliyor. Bununla birlikte bu araçlar şimdiye kadar 6.800 ton karbondioksit salımını engellerken, taksi sürücülerinin de yakıt masraflarında 4 milyon pound tasarruf yapmalarını sağladı.
Birleşik Krallık hükümet verilerine göre, Birleşik Krallık’da elektrik üretimi için kullanılan kömür oranı geçtiğimiz aylarda düşüşe geçti. Verilere göre Birleşik Krallık’da en çok kirliliğe neden olan enerji santrallari, 2019’un ikinci çeyreğinde toplam üretilen elektriğin % 0.7’sini oluşturuyor. Elektrik şebekelerine enerji sağlamak için kullanılan kömür miktarının geçen senenin aynı aylarına oranla üçte iki düştüğü söyleniyor. Bir hükümet sözcüsü, kömür kaynaklı enerji üretiminin, Birleşik Krallık’ın sıfır emisyon ekonomisine doğru gitmesiyle “yakında uzak bi anı olarak kalacağını” söylüyor. Sözcü, “Geçtiğimiz yıl enerji üretimimizin yarısından fazlasını oluşturan, dünyada öncü olan düşük karbonlu enerji sektörümüz ve iklim değişikliğine olan negatif katkımızı 2050 yılında tamamen sonlandırmayı planlıyoruz. Bu sayede de kömür kullanımında düşüş elde edebildik” dedi. Birleşik Krallık elektrik sektörü 2025 yılına kadar kömür santrallerini tamamen kaldırma yolunda ilerliyor. Türkiye’de ise Enerji ve Tabii Kaynaklar Bakanlığı’nın verilerine göre 2018 yılında kömüre dayalı santralların toplam elektrik üretimi içerisindeki payı %37,3 oranında ve kömüre dayalı santrallardan yaklaşık 120 TWh elektrik üretilmiş. Birleşik Krallık 2019 yılında şimdiye kadar, 3000 saatten fazla enerji tüketimi için kömür enerjisi kullanmadı, bu oran 2017’deki kömürsüz enerji kullanımının beş katından fazla. Aynı zamanda hükümet verilerine göre yenilenebilir enerji, İskoçya’da bulunan Beatrice rüzgar santralinin hayata geçirilmesiyle, 2018’in ikinci çeyreğine oranla %12 artış göstermiş.
Geçtiğimiz Şubat ayında Danıştay 6. Daire, özel bir şirketin Amasra’ya termik santral kurmak için aldığı ÇED olumlu kararını bir kez daha bozmuş, Zonguldak İdare Mahkemesi de 20 Ağustos’ta termik santralin kömür hazırlama tesisi için verilen ÇED olumlu kararını iptal etmişti. Hukuksal gelişmelere rağmen termik santral kurma isteğinden vazgeçmeyen şirketin İstanbul’da bulunan ofisi önünde iklim aktivistleri bir araya geldi. Şirketin önüne “İklim Suç Mahalli” şeridi çeken aktivistler “Bartın için, iklim için termik santrale hayır!” pankartı açtılar. Pankart önünde açıklama yapan aktivistler, iklim krizi çağında yeni termik santral çalışmalarına başlanmaması gerektiğini, havayı, suyu, toprağı, yaşamı zehirleyen çalışır durumdaki termik santrallerin de bir an önce kapatılmaları gerektiğini söylediler. Aktivistler Türkiye dahil dünyanın dört bir yanında gençlerin eylemleriyle herkesi iklim için bir an önce harekete geçmeye davet ettiklerini belirtti. Son olarak “Ya sıfır karbon gelecek, ya sıfır gelecek!” diyen aktivistler, herkesi 20 Eylül’de gerçekleşecek küresel iklim grevine destek vermeye çağırdılar.