Birleşik Krallık‘ta geniş çaplı bir metan gazı sızıntısı tespit edildi.
Yeşil Gazete’de yer alan habere göre, Birleşik Krallık‘ta geniş çaplı bir metan gazı sızıntısı tespit edildi. Uydu tarafından görüntülenen metan gazı sızıntısı, Wales and West Utilities tarafından işletilen bir gaz hattında, üç aylık bir süre içinde meydana geldi. Araştırmacılar sızan metan gazı miktarının 7 bin 500 eve bir yıl boyunca enerji sağlayabileceğini belirtti. Uydu tespitinin metan gazı sızıntılarının hızlıca tespit edilerek daha erken durdurabilme imkanı sağladığını belirten uzmanlar, metan gazının CO2’den 28 kat daha fazla ısıtma potansiyeline sahip olduğunu ve küresel ısınmadaki artışın yaklaşık %30’undan sorumlu olduğunu ifade ediyor. BBC’nin aktardığına göre, Cheltenham’daki bir boru hattında meydana gelen sızıntı, Leeds Üniversitesi’ndeki araştırmacılar tarafından tespit edildi.
‘İnciraltı'ndaki rant hikayesi bitmeli!’
Çevre, Şehircilik ve İklim Değişikliği Bakanlığı’nın 14 Mayıs seçimlerinden önce askıya çıkardığı İnciraltı Turizm Merkezi, 1/5000 ölçekli Koruma Amaçlı Nazım İmar Planı ve 1/1000 ölçekli Koruma Amaçlı Uygulama İmar Planı mahkemelik oldu. Türk Mühendis ve Mimar Odaları Birliği (TMMOB) İzmir İl Koordinasyon Kurulu ‘İnciraltı'ndaki Rant Hikayesi Bitmeli!’ başlıklı bir basın açıklaması yaparak İzmirlileri davaya müdahil olmaya davet etti. TMMOB İzmir İl Koordinasyon Kurulu Sekreteri Aykut Akdemir tarafından okunan açıklamada şu ifadeler yer aldı, “İnciraltı, İzmir ölçeğinde değişken süreçleri ile son 40 yıla damgasını vurarak önemli bir mücadele alanına dönüşmüş doğal bir değer. Değişen otoritelerin İnciraltı'nı ranta kurban etme konusunda gösterdikleri kararlılık, TMMOB olarak İnciraltı'nı zenginleşme aracı haline getirmeme mücadelesi olarak karşılığı her dönem buldu. Daha öncesinde bu alana ilişkin alınmış ve kesinleşmiş mahkeme kararları yokmuş gibi tartışılan İnciraltı planı süreçleri, bu alanı bugünkü tartışmalara getiren uzun hikayesini görmezden gelmekten öteye gidemeyecek.” Rant nedeniyle tarım alanlarının imara açıldığına dikkat çeken Aykut Akdemir, “Aslında İnciraltı, bu kentin geçmişteki üst ölçekli planlarında, tarımsal niteliğinin korunması ve buna ek olarak geliştirilmesi gereken bir alan olarak öngörülmüş ve gelişme baskısından korunması istendi. Ancak ülkemizde birçok alanda olduğu gibi mekansal politikalarda da bir dönüm noktasını oluşturan 80'li yıllarla birlikte, kentsel rantlara endekslenen ekonomik beklentiler kent politikalarını şekillendirdi. 1989’da ilk kez ‘Turizm Merkezi’ sınırı belirlenerek yetki Turizm Bakanlığı’na verilmiş ve bu sınır süreç içerisinde adım adım genişletildi. Bu süreçle paralel olarak bölgede parçacıl planlar yapılmaya başlanmış ve İnciraltı sürece yayılmış şekilde yapılaşmaya konu edilmeye çalışıldı. Tüm bu süreç İnciraltı'ndaki ‘imar beklentisi’ni doğurmuş ve bu beklenti zamanla sistematik olarak büyütülmüştür,” diye konuştu.
Karbon kredi sistemi aşırı çevresel etkiler yaratıyor
Amazon ve Kongo havzaları gibi kritik ekosistemlerin etkili bir şekilde korunması için dünyanın önde gelen karbon standardını işleten Verra tarafından sertifikalandırılan yağmur ormanı karbon kredileri konusunda farklı bir yaklaşımın benimsenmesi gerektiği bildirildi. The Guardian’ın aktardığına göre, dünyadaki yağmur ormanlarının yok edilmesini durdurmak, Birleşmiş Milletler’in (BM) iklim ve biyolojik çeşitlilik hedeflerini tutturmak açısından acil bir durum olarak görülüyor. Kaliforniya Üniversitesi’ne bağlı Karbon Ticareti Projesi tarafından yayınlanan raporda, karbon kredi sisteminin aşırı çevresel etkiler yarattığı vurgulanarak, bazı projelerin hassas orman toplulukları için koruma sağlamada başarısız olduğu belirtildi. Bu durum, fosil yakıt emisyonlarına eşdeğer olmadıkları için şirketlerin karbon dengeleme iddiaları için karbon kredileri kullanmalarını uygunsuz kılıyor. Şirketler ve insanlar, karbon dengeleme yoluyla, sera gazı emisyonlarının ortadan kaldırılması veya başka yerlerde, çoğunlukla da gelişmekte olan ülkelere ödeme yaparak kendi emisyonlarını telafi ettiğini öne sürüyor. Karbon Ticareti Projesi tarafından yapılan yeni bir değerlendirme, yağmur ormanlarını koruma amaçlı karbon kredileri üretmeye yönelik mevcut sistemin amaca uygun olmadığını ve sömürülmeye açık olduğunu ortaya çıkardı. Araştırmacılar, Verra’nın yağmur ormanı karbon kredi sisteminin dayanıklılık, orman karbon muhasebesi, topluluk korumaları, ormansızlaşma sızıntısı ve temel noktalar olmak üzere beş kalite faktörünü değerlendirdi ve tüm alanlarda büyük eksiklikler buldu. Denetleyiciler, kredilerin çoğunluğunun iklim üzerinde olumlu bir etki yaratmadığını, projelerin ormansızlaşmanın başka yerlere gitme riskini sürekli hafife aldığını ve Verra’nın kredi üretme konusundaki kendi kurallarını uygulamada sıklıkla başarısız olduğunu belirtti. Raporda, projelerin zararı önlemeyi amaçlayan önlemlere rağmen savunmasız toplulukların yerinden edilmesine veya mülksüzleştirilmesine yol açtığı belirtildi.
İstanbul'da barajlar %18 küçüldü
Yıldız Teknik Üniversitesi (YTÜ) tarafından yapılan araştırma ile İstanbul'a su sağlayan barajların yüzey alanının geçen yıla göre %18 küçüldüğü, bunun da yaklaşık 1700 futbol sahası büyüklüğünde olduğu tespit edildi. YTÜ İnşaat Fakültesi Harita Mühendisliği Uzaktan Algılama ekibi, yağışların azalmasıyla yaşanan kuraklığın ardından kente su sağlayan barajlardaki yüzey alanı küçülmesinin tespiti için çalışma yaptı. Bu kapsamda, Terkos, Sazlıdere, Alibey, Büyükçekmece, Ömerli, Darlık, Elmalı, Pabuçdere ve Kazandere Barajları, Sentinel uydusu ile görüntülenerek son durum belirlendi. Uydu görüntülerinde barajlarda geçen yıla göre yüzey alanı küçülmesinin %18 olduğu ortaya çıktı. Çalışma yapılan barajlarda, yaklaşık 1700 futbol sahası ölçüsündeki alanın küçüldüğü tespit edildi.