Gezegenin Geleceği: 17 Ekim 2019

-
Aa
+
a
a
a

Greenpeace Akdeniz, Türkiye’de her geçen gün güç kaybeden tarımın yeniden güçlenmesi için “Çiftçiyi Koru Tarımı Kurtar” projesi başlattı. 

Fotoğraf: Greenpeace
Gezegenin Geleceği: 17 Ekim 2019
 

Gezegenin Geleceği: 17 Ekim 2019

podcast servisi: iTunes / RSS

Greenpeace Akdeniz, Türkiye’de her geçen gün güç kaybeden tarımın yeniden güçlenmesi için “Çiftçiyi Koru Tarımı Kurtar” projesi başlattı. Hedef, belediyelerin ürünün tarladan sofraya uzanan yolculuğunda aracıları ortadan kaldıracak üretici pazarları kurmasını sağlamak. Bu sayede hem üretici emeğinin karşılığını alacak hem de halk daha sağlıklı gıdaya ulaşacak. Aynı zamanda ekolojik tarım uygulamaları iklim değişikliğiyle mücadeleye katkı sunacak. Greenpeace’in "Ekolojik Tarım Raporu"na göre bozuk bir gıda sistemiyle yaşıyoruz. Hem insanların hem de gezegenin iyiliği için bu sistemin acilen değiştirilmesi gerekiyor; bunun çözümü de ekolojik tarımdan geçiyor.  Raporda tanımlandığı şekliyle ekolojik tarım, insanların temel ihtiyaçlarını karşılamak için güvenli ve sağlıklı gıdanın yetiştirildiği; tarım ve gıda üzerindeki kontrolün uluslar ötesi işletmelerin değil yerel toplulukların elinde olduğu bir sistem. Bu sistemin merkezinde de insanlar ve çiftçiler yer alıyor. Greenpeace Akdeniz Gıda ve Tarım Proje Sorumlusu Berkan Özyer şöyle konuştu: “Bugün artık çıkmaza girmiş tarımdaki sorunlardan en çok etkilenenler kuşkusuz çiftçiler. Çiftçi Kayıt Sistemi’ne kayıtlı çiftçi sayısı son 15 yılda, 600 bin azaldı. Üreticileri müreffeh halde tarlada tutmak, Türkiye’nin gıda ve tarım sorunlarına çözüm için olmazsa olmaz bir adım. Bunun yolu da üreticilerin aracısız şekilde doğrudan halkla buluştuğu üretici pazarlarından geçiyor. Belediyeleri üretici pazarları kurmaya, mevcutların sayısını artırmaya ve her türlü denetimi yaparak bu pazarları sürdürülebilir kılmaya çağırıyoruz. Böylece hem üretici kazanacak, hem de halk daha sağlıklı gıdaya ulaşacak.”

 

İngiltere Merkez Bankası’nın Başkanı Mark Carney The Guardian’a, iklim kriziyle mücadele adına gereken küresel dönüşümün finansal bir çöküşle sonuçlanabileceğini söyledi. Carney, emisyonların azaltımı adına gereken eylemler geciktirildiği için, finansal çöküş riskinin de arttığını söylüyor. Carney, aşırı hava olaylarındaki artıştan devlet düzenlemelerinin de etkisiyle fosil yakıt şirketlerinin varlık değerindeki potansiyel düşüş gibi, küresel ısınmanın finans sektörü üzerinde yarattığı tehlikeleri ele alıyor. The Guardian, geçtiğimiz hafta küresel karbon emisyonlarının üçte birinden sorumlu 20 şirketi açıklamıştı. İngiltere Merkez Bankası, iklim krizine yönelik ciddi anlamda gereken önlemler alınmadığı takdirde, 20 trilyon dolarlık mal varlığının yok olabileceğini söylüyor. Öte yandan Carney, özellikle İngiltere ekonomisi için büyük bir potansiyel sunan, seragazı emisyonlarını sıfırlama yönündeki çalışmaların büyük kazançlar yaratabileceğini de ifade ediyor. Carney, iklim krizine adapte olmayanların batmasının kaçınılmaz olacağını da belirtiyor. Carney, “Sıfır emisyon hedefine ulaşmak için eyleme geçmeliyiz. Eylemsizlik beraberinde hoş olmayan sonuçları da getirebilir. Bankacıları genelde alıntılamam; ancak James Gorman, ‘Eğer gezegenimiz olmazsa, pek de iyi bir finans sektörümüz de olmaz’ demişti. Ve haklıydı” diyor. Carney büyük şirketlere, küresel regülatörlerin kendi kurallarını belirlemeden ve şirketleri bu kurallara tabi tutmadan önce, iklim risklerini bildirmek adına kendi kurallarını belirlemek için iki yılları kaldığını söylemişti.

 

Şimdiye kadar 196 ülke ve Avrupa Birliği olmak üzere 197 tarafın imzaladığı Paris İklim Anlaşması son olarak Rusya Federasyonu’nda da yürürlüğe girdi. Birleşmiş Milletler İklim Değişikliği Çerçeve Sözleşmesi Sekreteryası internet sitesindeki bilgilere göre anlaşma anlaşma Rusya’da da yürürlüğe girdi. Böylelikle insanlık tarihinin en geniş katılımlı anlaşmasının yürürlükte olduğu ülke sayısı 186’ye ulaşırken, Avrupa Birliği ile birlikte anlaşmayı yürürlüğe sokan taraf sayısı 187’e ulaştı. Anlaşmanın ulusal meclisleri tarafından onaylanmadığı ülke sayısı ise 10’a geriledi. Ne yazik ki bu ülkeler arasinda hala Türkiye var!

 

Japonya'da  6 bölgede etkisini göstermeye başlayan Hagibis Tayfunu sonucu hayatını kaybedenlerin sayısı 19'a yükseldi. Japon basınında yer alan haberlere göre, meteoroloji birimi, tayfunun etkili olduğu bölgelerde toplam can kaybının 19 olduğunu, yaklaşık 100 kişinin yaralandığını ve kayıp 16 kişiyi arama çalışmalarının sürdüğünü açıkladı. Meteoroloji birimi, Hagibis'in son 60 yılın en şiddetli tayfunu olabileceği uyarısında bulunmuştu. Küresel iklim krizi derinleşerek devam ediyor.

 

Önceki gün Kazdağları’nda Kirazlı Altın Madeni’nin 13 Ekim 2019 itibarıyla sona eren işletme ruhsatı uzatılmaması ve şirketin de tüm inşaat faaliyetlerini askıya aldığını açıklamasından sonra, yaşanan süreçle ilgili gelişmelerin yakından takip edilmesine devam ediliyor. Konuya dair açıklama yapan Ekoloji Birliği, “Bu durumda, şirket artık orada bir saniye bile duramaz. Güvenlik kulübelerini ve görevlilerini alarak acilen alanı boşaltmalı. Aksi takdirde işgalci konumda olacak” sözleri ile ortaya çıkan hukuksal duruma dikkat çekmiş ve uyarıda bulunmuştu. Ekoloji Birliği, Çanakkale Valiliği ile Tarım ve Orman Bakanlığı’nı da acilen alanı boşalttırıp teslim almaya, mahkemeleri de alan ile ilgili durum tespiti ve yaratılan doğa tahribatının sorumluları hakkında yasal işlem yapmaya çağırarak, “Bizler, konunun yasal anlamda da takipçisi olacağız” dedi. Ekoloji Birliği ve Çanakkale Valiliği ile Tarım ve Orman Bakanlığı’na konuyla ilgili yasal işlemleri başlatarak gereğinin yapılması için çağrıda bulundu. Ekoloji Birliği, şirketin bu durumda Kirazlı’yı terk etmesi gerektiğini, yoksa işgalci durumda görüleceğini belirtti.