Eskişehir’in Alpu ilçesindeki verimli tarım arazileri üzerine kurulmak istenen termik santral ihalesi iptal edildi
Merhaba, Birgün gazetesinden Diren Kur'un haberine göre, Kuzey Ege’nin doğasıyla büyüleyen adası Bozcaada, 2020 yılına gelindiğinde araçlardan arınacak. Çanakkale’nin Kuzey Ege Denizi’ndeki turizm cenneti Bozcaada’ya her geçen yıl artan ilgi, ada üzerindeki yükü de fazlalaştırıyor. Yaz mevsiminde araç yoğunluğu da artan adada, 4 yıl önce merkez bölgesi araç trafiğine kapatılmıştı. Şimdi ise Bozcaada´nın tamamının araçsız olması hedefleniyor. Belediye Başkanı Hakan Can Yılmaz, “Araçsız Bozcaada hayal değil, artık hepimiz için hayati bir zorunluluktur” dedi. Yılmaz, bu senenin projeyle ilgili keşif senesi olduğunu anlattı. Yılmaz, bu köklü kararın bir seferde oturtulamayacağını, akademik çalışmaların ve altyapı çalışmalarının titizlikle sürdürüldüğünü söyledi. Yılmaz, “Biz uzun soluklu bir proje olarak görüyoruz. Bir akademik çalışma sonucunda belirlenecek takvimle önümüzdeki birkaç sene içerisinde bütün altyapı çalışmalarını tamamlayarak çok güçlü bir toplu taşıma sistemini hayata geçireceğiz” ifadelerini kullandı.
40 profesör, kamu sağlığı alanında çalışan uzmanlar ve kraliyet kolejlerinin eski başkanlarının da aralarında olduğu 1000’den fazla doktor, çevre krizine karşı şiddetsiz sivil itaatsizlik çağrısında bulundu. Doktorlar, Guardian gazetesine yazdıkları mektupta hükümet politikalarının “çok yetersiz” olduğunu belirterek, politikacıları ve medyayı ekolojik krizin aciliyetinin gerçekleriyle yüzleşmeye ve eyleme geçmeleri çağrısı yaptı. Mektupta şu ifadeler kullanıldı: “Duyarlı profesyoneller olarak en savunmasız toplulukları ilerleyen çevresel felaketlere sürükleyen mevcut politikaları onaylayamayız. Özellikle artan sıcaklıkların sağlık üzerindeki etkilerinden, toplumsal çöküş ve kitlesel göçten endişe duyuyoruz.” Doktorlar, mektuplarında İsveçli iklim aktivisti Greta Thunberg ve Britanya’da iklim eylemleri başlatan Yokoluş İsyanı’nın protesto eylemlerini de desteklediklerini kaydetti: “Hükümetler, çevresel çöküşü tehlikeye atan yetersiz politikaları uygularken kendi sorumluluklarını görmezden geliyorlar. Bu noktada şiddetsiz doğrudan eylem sorumlu bireyler için makul bir seçim haline geliyor.” Mektubu imzalayan doktorlardan bazıları, iklim krizini hasta bir insana benzetiyor. Sheffield’den pratisyen hekim olan Aarti Bansal, “Gezegenin ateşi var ancak insanların aksine yaşam sistemleri çöküyor. Bu ateşin kontrolden çıkmasını engellemek için 10 yılımız var ve herhangi bir acil durumda harekete geçtiğimiz gibi bunu çocuklarımıza ve dünyadaki bütün yaşama borçluyuz” diye konuştu. Jones, dünya çapından doktorların ve tıp uzmanlarının iklim krizine karşı harekete geçtiklerini ve acil değişim çağrısı adına güçlü sesler olabileceğini belirterek şunları söyledi: “Çevre krizinin aynı zamanda bir sağlık krizi olduğuna dair farkındalık artıyor. Kibarlık artık bir anlam ifade etmiyor ve eylemsizlik ihmalkarlıktır. Çocuklar gelecekleri adına ayaklanıyorlar. Bizim de onlarla birlikte doğrudan harekete geçmemiz gerekli.”
Eskişehir’in Alpu ilçesindeki verimli tarım arazileri üzerine kurulmak istenen termik santral ihalesi iptal edildi. Odunpazarı Belediye Başkanı Kazım Kurt, gelişmeyi “Gözümüz aydın Eskişehir” anonsuyla duyurdu. Alpu Ovası’na kurulması planlanan kömürlü termik santrale yöre halkı ve çevre örgütlerinin büyük tepkisi vardı. Daha önce de defalarca ertelenen ihale süreci bu kez iptal edildi.Verilen tüm izin ve işlemler hakkında dava açılan proje, döviz üzerinden alım garantisiyle özel sektöre devredilecekti. Öncelikle projenin yer seçimindeki hatalara değinen TEMA Vakfı Yönetim Kurulu Başkanı Deniz Ataç, planlanan termik santralin yeri ile ilgili şunları söylemişti: “Proje yer seçimi olarak iki temel yanlışı barındırıyor; birincisi Alpu Ovası’nın “büyük ova” olması ikincisi de maden sahası içinde 1. derece arkeolojik sit alanları bulunmasıdır. Diğer yandan bölge için önemli bir simge olan, 5.000 yıldır bilinen ve kullanılan lüle taşının rezervlerinin büyük bölümü Eskişehir sınırları içinde bulunuyor. Projenin kül depolama sahalarının yapılacağı bölgede lüle taşı rezervleri var. Önemli bir kültür mirasımızı kaybetme tehlikesi ile karşı karşıyayız. Ayrıca bu bölge su varlıkları açısından da kırılgan özellikler gösteriyor. Buna rağmen termik santral gibi çok büyük miktarlarda su tüketen bir projenin burada yapılması planlanıyor. Bu durumun su varlıklarına ciddi tehdit oluşturacağını düşünüyoruz."
Polonya, Macaristan ve Çekya, Avrupa Birliği’nin karbon salımını azaltmayı amaçlayan yeni iklim değişikliğiyle mücadele hedefini reddetti. AB liderleri, birliğe üye tüm ülkelerin 2050’ye kadar salımı sıfır seviyesine indirmesini umuyordu. Ancak geçtiğimiz hafta Brüksel’de düzenlenen zirvede, 28 üye ülkeden 25’i karbon hedeflerini desteklemesine rağmen, Macaristan, Polonya ve Çekya’nın AB’nin 2019-2024 yıllarını kapsayan stratejik programını veto ettiği ortaya çıktı. Independent’in haberine göre, zirvenin ardından, 2050’ye kadar net sıfır salım hedefine yapılan atıf taslak sonuç metninden çıkarıldı. Bunu yerine metne bir dipnot eklenerek, “Üye devletlerin büyük bir çoğunluğu için net sıfır karbon ayak izinin 2050’ye kadar sağlanması gerekiyor” dendi. Hedefin reddi, küresel sıcaklık artışını 2 derecenin altında tutmayı amaçlayan Paris İklim Anlaşması’nın uygulanmasına bir darbe olarak görülüyor. Finlandiya’nın 1 Temmuz’da AB dönem başkanlığını devralmasıyla birliğin karbon hedefinin tekrar gündeme gelmesi bekleniyor. İklim değişikliğiyle mücadele konusunda kararlılığıyla bilinen Finlandiya hükümeti kısa bir süre önce kendi karbon hedefi için daha yakın bir tarih olarak 2035’i belirledi. Çevreci gruplar, üç ülkenin veto kararına tepki göstererek AB liderlerine, sonbaharda yapılacak Birleşmiş Milletler iklim zirvesi öncesinde acil bir toplantı düzenleme çağrısı yaptı.