Fotokapanlar sayesinde yaban hayatı kayıt altına alınıyor

-
Aa
+
a
a
a

"Büyük Etoburların Araştırılması Projesi" kapsamında, fotoğraf ve video çekebilen 45 fotokapan yerleştirildi. 

Fotoğraf: KuzeyDoğa Derneği
Gezegenin Geleceği: 5 Eylül 2022
 

Gezegenin Geleceği: 5 Eylül 2022

podcast servisi: iTunes / RSS

Kuzey Doğa Derneği tarafından 2006 yılında başlatılan "Büyük Etoburların Araştırılması Projesi" kapsamında, Allahuekber Dağları Milli Parkı ormanlık alanı, Hamamlı, Komdere, Suludere, Cıbıltepe, Acısu, Handere mevkileri ile Keklik Vadisi bölgesine fotoğraf ve video çekebilen 45 fotokapan yerleştirildi. Yaban hayatın kayıt altına alındığı çalışmayla hem bilimsel araştırmalar yapılıyor hem de hayvanların korunması sağlanıyor. Fotokapan görüntülerine bugüne kadar birçok bozayı, vaşak, kurt, domuz tilki, tavşan ve kızıl sincap yansıdı.

Türkiye, Avrupa’da kömür santrallerini kapatma kararı almamış beş ülkeden biri

Orman yangınları, seller ve sıcak hava dalgalarıyla etkisini her geçen gün daha fazla artıran iklim krizini durdurmak için bir eylem çağrısı da Ekosfer Derneği’nden geldi. Ekosfer Derneği, iklim değişikliğine yol açan sera gazı emisyonlarının en önemli kaynaklarından biri olan kömür santrallerinin kapatılması için “Tarih Ver” adlı bir imza kampanyası başlattı. Çevre ve Enerji Bakanlığı’na mevcut kömür santrallerinin kademeli bir şekilde kapatılması için çağrıda bulunan dernek, Türkiye’nin Avrupa’da kömür santrallerini kapatma kararı almamış beş ülkeden biri olduğunu hatırlattı. Avrupa’da kömürlü termik santrallerini ne zaman kapanacağını henüz açıklanmayan diğer ülkeler ise Bosna Hersek, Kosova, Polonya ve Sırbistan. Türkiye’de kurulu gücü 100 megavatın üzerinde, 30’a yakın kömürlü termik santral olduğunu belirten Ekosfer Derneği Yönetim Kurulu Üyesi Barış Eceçelik, konuyla ilgili şunları söyledi:

Fosil yakıt kaynaklı karbondioksit emisyonlarının yüzde 42’si de kömürden geliyor. İklim krizini durdurmak istiyorsak, fosil yakıtların yol açtığı sera gazı emisyonlarını azaltmalıyız. Bunun için de termik santralleri kapatmamız şart. Türkiye isterse bu santralleri önümüzdeki 10-15 yıl içinde rahatlıkla kapatabilir. Kömürlü santrallerin ürettiği elektrik de yenilenebilir enerji santralleri ve enerjiyi verimli kullanarak ikame edilebilir. İklimin yanı sıra çevre ve insan sağlığı da korunmuş olur.

“Karbon Nötr Türkiye Yolunda İlk Adım, Kömürden Çıkış 2030” raporu Türkiye’nin isterse 2030 yılında bile kömürden vazgeçebileceğini ve bunu nükleer enerji ve doğalgaz gibi bir başka kirli kaynağa başvurmadan yapabileceğini gösteriyor. Ekosfer Derneği, Türkiye’nin sorumluluğu oranında üzerine düşeni yapmaması halinde telaffuz edilen net sıfır emisyon hedefine ulaşılamayacağı ve etkisini giderek arttıran aşırı hava olaylarının durdurulamayacağını söylüyor.

Türkiye, zehirli uçak gemisi São Paulo'nun ülke sularına girmesini yasakladı

Türkiye, verdiği şartlı izni iptal ettiğini açıklandıktan hemen sonra Brezilya yetkili kuruluşu IBAMA (Brezilya Çevre ve Yenilenebilir Doğal Kaynaklar Enstitüsü), São Paulo'nun Brezilya'ya ivedilikle geri dönmesi için ihracatçı firmaya yazılı bir uyarı gönderdi. Ancak bugüne kadar Aliağa’ya doğru ilerlemeye devam eden geminin rotasında herhangi bir değişiklik görülmedi. Greenpeace konuyla ilgili açıklama yaptı:

2 Eylül, Kazablanka açıklarına doğru seyreden gemi, Cebelitarık Boğazı’ndan sadece birkaç gün uzaklıkta. Basel Konvansiyonu’na göre gemi, Cebelitarık Boğazı’ndan geçişini ihracat öncesinde Fas, İspanya ve İngiltere hükümetlerine bildirmeli ve gereken izinleri almalıydı ancak bu prosedürler yerine getirilmedi. BAN ve NGO Shipbreaking Platformu, potansiyel bir illegal atık vakasına dair bulgularını, İngiltere’de Basel Konvansiyonu yetkili kişisi olan Christopher King’e iletmişti. Yaşanan gelişmelerin ardından 26 Ağustos günü Greenpeace, bulguları desteklemek adına İngiltere’de Çevre, Gıda ve Kırsal İlişkiler Bakanı Steve Double’a gönderdiği mektupla konuyu tekrar gündeme getirdi. Kurulan diplomatik diyaloglar sonucunda Cebelitarık yönetimi zehir gemisinin İngiliz-Cebelitarık karasularına (BGTW) girmesine izin verilmeyeceğini açıkladı.

Fosil yakıtların kullanımı iklim kriziyle mücadelenin önüne geçiyor

Fosil yakıtlar için küresel ölçekte kamu sübvansiyonları, 2021’de neredeyse iki katına çıkarak 700 milyar dolara ulaştı. Yapılan analizler de bunun iklim kriziyle mücadeleyi engellediğini gösteriyor. Fosil yakıt şirketleri devasa kâr oranlarına ulaşırken, hükümetler yurttaşlarını artan enerji fiyatlarından korumaya çalıştıkça sübvansiyonlar da artış gösterdi. Sübvansiyonların çoğu tüketiciler tarafından ödenen fiyatı düşürmek için kullanıldı. Bu durum düşük gelirlileri hedeflemek yerine daha fazla enerji kullanmaları nedeniyle zengin hanelere yarar sağlıyor. Ukrayna’daki savaşın enerji fiyatlarını yükseltmesi nedeniyle sübvansiyonların 2022’de daha da artması bekleniyor. OECD ile birlikte analizi hazırlayan Uluslararası Enerji Ajansı direktörü Fatih Birol, fosil yakıt sübvansiyonlarını sürdürülebilir bir geleceğin önündeki engel olarak tanımladı ve ekledi:

Temiz enerji teknolojileri ve altyapısına yapılan yatırımların artması, günümüzün küresel enerji krizinin tek kalıcı çözümü. Bunun yanı sıra tüketicilerin yüksek yakıt maliyetlerine maruz kalmasını azaltmanın da en iyi yolu.

697 milyar dolar; fiyat indirimleri, devlet finansmanı ve vergi indirimleri dahil olmak üzere açık sübvansiyonları kapsıyor. Örtülü sübvansiyonları içeren tahminler, yani fosil yakıtların neden olduğu iklim ve hava kirliliği hasarının maliyeti ise çok daha yüksek. Uluslararası Para Fonu’na göre 2020’de bunlar 5,9 trilyon dolar veya dakikada 11 milyon dolardı. Enerji krizinde petrol şirketleri son derece kârlı bir dönem geçiriyor.