Çanakkale’de çevre kirliliğine yol açan projelere bir yenisinin eklemek istenmesine karşı bölge halkı harekete geçti.
Çanakkale’de çevre kirliliğine yol açan projelere bir yenisinin eklenmek istenmesine karşı bölge halkı harekete geçti. Lapseki ilçesinde tarım cennetinin ortasında yapılmak istenen kurşun - çinko madenine karşı köy muhtarları dilekçe verdi. Yapılması planlanan; Çataltepe maden projesine ilişkin Çevresel Etki Değerlendirmesi (ÇED) raporu Çevre, Şehircilik ve İklim Değişikliği Bakanlığı sitesinde yayımlandı. Evrensel gazetesinin haberine göre, bölgedeki köylerin muhtarları bakanlığın Çevresel Etki İzin Denetim Genel Müdürlüğü’ne dilekçeler göndererek madene karşı olduklarını iletti. Madenin tarım ve hayvancılıkla geçinen yöre halkının su kaynaklarını, havasını, toprağını kirleteceği ve halk sağlığı sorunlarına yol açacağı belirtildi. Çataltepe, Nusratiye, Beypınar, Doğandere ve Dişbudak köylerine çok yakın olan maden işletmesinin bölgeyi yoğun bir toz kirliliğine maruz bırakacağı dile getirildi. Nusratiye Göleti su havzasının da kirleneceğine vurgu yapıldı. Dilekçelerde tüm bu nedenlerden dolayı maden işletmesine ÇED olumsuz belgesi verilmesi ve verilen izin/ruhsatların geri alınması talep edildi. Maden işletmesinin kurulmak istendiği alan tarımsal üretimi ve hayvancılık faaliyetleri nedeniyle ‘Türkiye’nin Hollanda’sı’ olarak niteleniyor.
‘Yurttaş ekokırım yasasını yapıyor'
İklim Adaleti Koalisyonu, 'Yurttaş ekokırım yasasını yapıyor' kampanyası kapsamında İstanbul Adliyesi önünde açıklama gerçekleştirdi. 'Karıncanın kardeşi var, onu size ezdirmeyiz' pankartının açıldığı protestoya çok sayıda ekolojist katıldı. Açıklamayı, Aslı Kahraman ve Oruç Karaçık okudu. Açıklamada geri döndürülemez tahribata yol açan doğa katliamlarının 'ekokırım suçu' kapsamında değerlendirilmesi için iki yıldır mücadele edildiği belirtildi. Açıklamada şu ifadelere yer verildi, “28 Kasım’da, 28 bin imzalı dilekçeyle yurttaşların hazırladığı Ekokırım Yasa Teklifi Meclis’e sunuldu. Ekokırım Yasası ve Uluslararası Ceza Mahkemesi’nde Ekokırımın 5’inci Suç olarak kabul edilmesi yaşamsal. Hem Türkiye'de hem de dünya genelinde yaşam savunucuları ve dayanışmanın sonucu, geçtiğimiz Kasım ayında Avrupa Birliği'nin(AB)27 ülkesi, ekokırıma benzer suçların, yasalaştırılması amacıyla karar aldı. İki yıl içinde, doğaya karşı sonucu bilinerek icra edilen, ağır tahribatlar yaratan, geniş alana yayılmış ve bir sonraki kuşakları etkileyecek şekilde geri döndürülemez nitelikli faaliyetlere neden olan kişiler, ceza hukuku kapsamında yargılanacak. Atılan bu adımın tüm dünya ülkelerine ve Türkiye'ye örnek olmasını umuyor, yasaların yazılı birer belge olarak kalmaması uygulamada etkili sonuçlar doğurmasını umut ediyoruz,” dendi.
Çevre ve İklim Değişikliği programına ayrılan bütçe tepki çekiyor
DEVA Partisi İstanbul Milletvekili ve Doğa ve Çevre Politikaları Başkanı Evrim Rızvanoğlu, 2024 yılının bütçesinin görüşüldüğü TBMM Genel Kurulu’nda söz alarak, çevre ve iklim değişikliği üzerine konuştu. “Bakanlığın adında, ‘çevre’ var, ‘iklim değişikliği’ var, keza görev tanımında da var. Ancak, ne Bakan’ın gündeminde ne de Bakanlığın bütçesinde çevre ve iklim değişikliği var!” diyen Rızvanoğlu, “Siz, iklim değişikliği ile mücadeleyi önemsemeyebilir, hatta kalkınmamızın önüne geçiyor diye düşünebilirsiniz. Ancak ekonomik istikrarımızı, toplumsal refahımızı ve ulusal güvenliğimizi doğrudan etkileyen bu konuyu yokmuş gibi davranamazsınız,” sözleriyle iktidarın çevre ve iklim değişikliği konusunda politika üretmemesini eleştirdi. Çevre ve İklim Değişikliği programı için ayrılan bütçenin sadece 13 milyar 434 milyon lira yani bütçenin %0,121’i olduğunu vurgulayan Rızvanoğlu, “Anlaşılan o ki, sayın Bakan için görev alanındaki konular, kendi hemşehri spor kulübünün maç kazanması kadar önemli değil! İklim mücadelesinde biraz samimi iseniz kafanızı kaldırıp etrafınızda neler oluyor bir bakın,” diye konuştu. İktidarın iklim değişikliği ile mücadele etmemesinin sonuçlarını sıralayan Rızvanoğlu, şu ifadeleri kullandı, “Eğer siyasi iradeleri olsaydı, iklim değişikliği performans endeksinde yani iklim karnesinde bir yılda tam dokuz sıra gerilemezdik. Eğer siyasi iradeleri olsaydı, iklim değişikliği ile mücadelede en önemli yutak alanlarımız olan ormanlar hektar hektar ranta açılmazdı,” dedi.
İller Bankası aracılığıyla çevre yatırımları
Çevre, Şehircilik ve İklim Değişikliği Bakanı Mehmet Özhaseki, İller Bankası (İLBANK) aracılığıyla çevre yatırımları için bu yıl yerel yönetimlere 17 milyar 179 milyon lira destek sağlandığını, önümüzdeki yıl bu alandaki desteği 62 milyar liranın üzerine çıkartmak istediklerini bildirdi. İçme suyu, içme suyu arıtma, atık su şebeke, atık su arıtma, yağmur suyu, yenilenebilir enerji, katı atık tesisleri ve buna benzer birçok iş için İller Bankası tarafından 21 yılda 10 bin 471 projeyi desteklediklerini belirten Özhaseki, bu projelere banka kaynaklarıyla 40 milyar 182 milyon lira, dış finansman kaynakları ile 73 milyar lira olmak üzere 113 milyar 182 milyon liralık destek sağladıklarını kaydetti. Türkiye ve dünyayı tehdit eden iklim değişikliğine karşı yerel yönetimlerle güçlü bir mücadele sürdürüldüğünü anlatan Özhaseki, şöyle devam etti, "Sadece konut ve iş yerlerimizi değil, aynı zamanda altyapılarımızı da çevreye duyarlı ve iklim dostu inşa etmekte kararlıyız. Bu anlamda İller Bankamız aracılığıyla yerel yönetimlere çevre yatırımları için bu yıl 17 milyar 179 milyon lira finansman desteğinde bulunduk. 2024 yılı için sadece çevre yatırımlarına sağlanan desteği 62 milyar liranın üzerine çıkartmak istiyoruz. Sayın Cumhurbaşkanımızın ortaya koydukları 2053 Net Sıfır Emisyon ve Yeşil Kalkınma Devrimi'ne ulaşmak için yerel yönetimlerimizle çalışmaya devam edeceğiz."