Avrupa’nın yeni plastik çöplüğü: Türkiye

-
Aa
+
a
a
a

Avrupa’nın yeni plastik çöplüğü haline gelen Türkiye’de plastik atıklar çok büyük bir çevre sorunu yaratttı.

Gezegenin Geleceği: 23 Kasım 2020
 

Gezegenin Geleceği: 23 Kasım 2020

podcast servisi: iTunes / RSS

Çin’in plastik atık ithalatını yasaklamasının ardından Avrupa’nın yeni plastik çöplüğü haline gelen Türkiye’de plastik atıklar çok büyük bir çevre sorunu yaratttı. Greenpeace’in Adana’da çektiği görüntüler, ithal edilen plastiklerin bir kısmının doğaya atıldığını ya da yakıldığını gözler önüne serdi. Bölgede hayvancılık yapan Mustafa Akar, atıkların yakılması nedeniyle hayvancılık yapmakta zorlandığını, hatta hayvanlarının zehirlendiğini belirterek, “Bu gördükleriniz onda biri, yüzde biri bile değil” dedi. Bölgede çiftçilik yapan Adem Koç ise "Arazimize pamuk ekiyoruz tozdan kaldıramıyoruz. Hastalık, ilaçtan başa çıkamıyorum. Buna bir çözüm olması lazım" diye ekledi.  Çukurova Üniversitesi Su Ürünleri Fakültesi’nden Doç. Dr. Sedat Gündoğdu, plastik atıkların hem doğayı kirlettiğine hem de canlı yaşamına zarar verdiğine dikkat çekti.  Greenpeace Akdeniz Program Direktörü Deniz Bayram, Türkiye’nin kendi plastik atığı ile baş edemezken plastik atık ithal etmesinin kabul edilemez olduğunu belirterek acilen plastik atık ithalatının yasaklanması  gerektiğini ifade etti. 

"Görünmez atıklar azaltılmalı"

21-29 Kasım 2020 tarihlerindeki Avrupa Atık Azaltım Haftası'nda "Görünmez Atık" başlığıyla sürdürülebilir kaynak ve atık yönetimi gündeme taşınıyor.  İstanbul Teknik Üniversitesi Öğretim Üyesi ve Sürdürülebilir Üretim ve Tüketim Derneği, SÜT-D Başkanı Prof. Dr. Filiz Karaosmanoğlu, ''görünmez atıklar üretimlerde oluşarak, küresel ısınmaya neden olan sera gazı emisyonlarına neden oluyor, iklim değişimine, iklim maliyetine etki ediyor.'' açıklaması yaptı. Prof. Karaosmanoğlu, ''üreticiler, tüketiciler, karar vericiler, hepimiz görünmez atıkları azaltmak için harekete geçmeliyiz, daha sürdürülebilir yaşamalıyız’’ dedi. Dr. Karaosmanoğlu “Sürdürülebilir üretim ve tüketim yapmalıyız. Tüketim davranışlarımızı değiştirmeliyiz. Yaşamımızdaki ürünler için ömür uzatma, yeniden kullanma, onarım, kiralama, paylaşma, ikinci el satın alma, bilinçli satın alma, verimli kullanma hep gündemimizde olmalı. Yeni iş modelleri de şart” dedi. 

Tek cümlelik e-postalar emisyonu artırıyor

Dünyanın her bölgesinde çevreyi korumak için aranan çözümlere yeni bir yol eklendi. Bir ingiliz şirketi tarafından yapılan araştırma, günde sadece teşekkür etmek için atılan yada tek cümlelik e-postalardan bile vazgeçilse karbondioksit emisyonu 16 bin ton azaltacağını ortaya koydu. Araştırmada en çok gönderilen on e-postadan altı tanesi, 'İyi akşamlar', 'Şerefe', 'Takdir edildi', 'Teşekkür ederim', 'LOL' ve 'Bunu aldın mı?' olduğunu açıklayan şirket, İngilizlerin yüzde 49'unun her gün gereksiz e-posta gönderdiğini itiraf ettiğini ortaya çıkardı. Financial Times’ın raporu, yakında hepimizin günde bir tane daha az e-posta göndermeyi görev bileceği ve gereksiz tek satırlık mesajları ortadan kaldıracağımızı ortaya koydu. Önümüzdeki yıl Glasgow'da yapılacak 2021 Birleşmiş Milletler İklim Değişikliği Konferansı’na katılacak bir yetkili, bunu yapmanın "çok fazla karbon tasarrufu sağlayacağını" söyledi. "Yılda 16 bin 433 ton karbon tasarrufu sağlanabilir" ifadelerini kullanan yetkili, bu rakamın Londra'dan Madrid'e 81 bin 152 kez uçuşa veya 3 bin 334 dizel arabanın yaktığı miktara eşdeğer dedi. Bir e-posta veya başka bir şey gönderildiğinde enerji sarf eden elektronikler aletlerden sinyaller ilerler, wifi yönlendiricisi de sinyali kablolarla yerel santrale iletir. O yerel santral bir telekom şirketine ait olur ve o sinyaller teknoloji şirketinin ana merkezine gider. Bu işlemlerin hepsi de elektrik gerektiren büyük işlemler ve karbon salarlar.

Validebağ Gönüllüleri tepkili

Validebağ Korusu Gönüllüleri, Validebağ Korusu’nun yaklaşık ¾’lük bölümünün Üsküdar Belediyesi’ne tahsis edilmesi üzerine Koru’da birtakım yapılaşma projeleri geliştiren belediyenin girişimlerine karşı tepki gösterdi. Konuyla ilgili açıklama yapan gönüllüler, ‘’2020 Nisan ayında Validebağ Korusu’nun mülkiyetini elinde bulunduran Milli Emlak Genel Müdürlüğü, Koru’nun 261.005 m2’lik bölümünü bakım ve onarım yapılması gerekçesi ile 2 yıl için Üsküdar Belediyesi’ne tahsis etti. Belediye, ısrarlı sorularımıza Haziran ayında verdiği yanıtta, Koru’da yürüyüş yolları, çocuk oyun alanları ve fitness alanları yapmak istediklerini belirtti. Biz bunların 1. Derece doğal SİT alanında yapılmasının doğru olmadığını, bu nedenle karşı olduğumuzu bildirdik. Ekim ayı içinde Üsküdar Belediyesi tarafından yayınlanan bir broşürde ise, Koru’da açık hava sineması, festival alanı, 500 araçlık otopark, amfitiyatro, yoga-pilates alanı, izci eğitim alanı, köpek gezdirme alanı, 1.600 m. bisiklet parkuru, 1.800 m. koşu parkuru, piknik alanları, meyva bahçeleri, kır bahçesi ve tuvalet yapımından söz edilmekte. Bu sayılan tesislerin gerek inşaat faaliyetleri, gerekse çekecekleri insan ve araç trafiği, Validebağ Korusu’nu 1.derece doğal ve tarihi SİT alanı olmaktan, hatta koru olmaktan çıkaracak. Sadece Validebağ Gönüllüleri’nin değil, Validebağ Havzası’nda yaşayan onbinlerce duyarlı mahalle sakininin ve onlarca uzmanın görüşü de bu yönde. Üsküdar Belediyesi’nden sadece, asli görevi olan çöpleri toplamasını ve ağaçların bakımını yapmasını talep ediyoruz. Validebağ Korusu yeşil, doğal ve bir bütün olarak gelecek nesillere kalsın.’’ dedi.