Avrupa'da 207 bin 380 megawatt karasal rüzgar enerjisi gücüne ulaşıldı.
WindEurope’un raporlarına göre, geçen yıl Avrupa'da 14 bin 50 megavat karasal rüzgar enerjisi gücü, sisteme bağlandı. Böylelikle, geçen yıl sonunda Avrupa'da 207 bin 380 megavat karasal rüzgar enerjisi gücüne ulaşıldı. Deniz üstü yani offshore rüzgar enerjisi kapasitesi ise 28 bin megavatı aştı. Bu dönemde karasal rüzgar enerjisi gücünde en çok kurulumu 2 bin 104 megavatla İsveç gerçekleştirdi. İsveç'i 1925 megavatla Almanya takip etti. Geçen yıl 1400 megavat kurulu gücü, sistemine dahil ederek 2016'daki rüzgar enerjisi kurulum rekorunu kıran Türkiye ise Avrupa'da yeni kurulumlar listesinde 3. sırada yer aldı. Türkiye'yi 1192 megavatla Fransa, 1139 megavatla Rusya takip etti. Türkiye, geçen yıl sonunda ulaştığı 10 bin 750 megavat karasal rüzgar kapasitesiyle önceki yıla göre 2 basamak yükselerek, Avrupa'da kurulu güç sıralamasında da 3. sıraya yerleşti. Türkiye'nin 2021'de rüzgar enerjisinden ürettiği elektrik, toplam elektrik üretiminin ortalama yüzde 10'unu karşıladı. Ayrıca, rapora göre Türkiye, dünyanın en yüksek kapasiteli karasal rüzgar türbinlerinin kullanıldığı ülkelerden biri oldu. Öte yandan, WindEurope'a göre ülkede 2022-2026 yıllarında en az 6 bin megavat karasal rüzgar enerjisi kurulu gücünün sisteme dahil edileceği tahmin ediliyor.
KuzeyDoğa Derneği, 2018 yılından beri aralıksız gerçekleştirdiği kar üstünde kurt ve vaşak izi sürme faaliyetini 2022 Şubat ayında Prof.Dr. Josip Kusak, Emrah Çoban, Morteza Naderi, Neslihan Güven ve Gül Tutar'dan oluşan ekiple gerçekleştirdi. Bu kış, 2020 yılında uydu vericisi takılan 2 kurt ve 2021 yılında vericilerle takibe alınan 5 kurt ve 2 vaşağın arkalarında bıraktıkları izleri kar üzerinde takip edildi. 7 tasmalı kurdun da izlerini tespit edildi. KuzeyDoğa İzlerinden yola çıkarak sürülerdeki sosyal statüleri belirledi, her grup ve sürüdeki kurtların toplam sayılarını tespit etti. Ayrıca tasma ile takip etmediği 2 diğer farklı kurt sürüsünü ve yalnız gezen diğer kurtların da kar üzerindeki izlerini haritaya işledi.KuzeyDoğa Derneği iki hafta boyunca arazide 48 saat geçirdiği çalışmayı gerçekleştirmek için zorlu kış şartlarında 1899 km yol kat etti. Bu yıl, şimdiye kadar kaydettiği en büyük kurt sürüsünü de kayıt altına aldı. 7 ya da 8 bireyden oluşan sürü, Sarıkamış/Kars – Şenkaya/Erzurum sınırındaydı. 2021’de uydudan takibe aldığı 2 vaşağa ise maalesef ulaşamadı. Kardan dolayı kısıtlı hareket imkanı olduğundan dolayı, iki vaşaktan da veri alınamadı. Araştırmcılar havaların düzelmesinin ardından, vaşakların da peşine tekrar düşeceklerini belirttiler.
Afrika ülkeleri, potansiyel yatırımları okullardan ve hastanelerden uzaklaştırıp ülkeleri daha da derin bir yoksulluğa sürüklemekle tehdit eden iklim krizinin etkileriyle başa çıkmak için her yıl milyarlarca dolar harcamak zorunda. Düşünce kuruluşu Power Shift Africa’nın araştırmasına göre, aşırı hava koşullarıyla uğraşmak, yalnızca Etiyopya’da GSYH’nin %6’sına yakın bir maliyete sahip ve bu da iklim hasarını onarmak amacıyla, her 20 dolarlık milli gelir için 1 dolardan fazla harcamaya denk geliyor. Afrika, iklim krizine neden olan sorumluluklarda en az paya sahip olmasına rağmen, en kötü etkilenen bölgelerden biri. Afrika ülkeleri, iklim bozulmasına uyum sağlamak için GSYH’lerinin ortalama %4’ünü harcayacak. Bu ülkeler arasında dünyanın en yoksul insanlarına ev sahipliği yapanlar var. Sierra Leone vatandaşlarının her biri yılda yaklaşık 0,2 ton karbondioksit emisyonu yaparken ABD vatandaşları bundan 80 kat daha fazla karbondioksit üretiyor. Ancak Sierra Leone yılda 90 milyon dolar harcamak zorunda kalacak. Zengin ülkeler, 2009 yılında, yoksul ülkelerin seragazı emisyonlarını azaltmalarına ve iklim bozulmasının etkileriyle başa çıkmalarına yardımcı olmak için yılda 100 milyar dolar sağlama sözü vermişti. Ancak şimdiye kadar bu hedefin gerisinde kaldılar ve sağlanan fonların çoğu, ülkelerin uyum sağlamasına yardımcı olmak yerine rüzgar santralları ve güneş panelleri gibi emisyonları azaltmaya yönelik projelere gitti. Nijerya’daki Alex Ekwueme Federal Üniversitesi’nde iklim değişikliği ve kalkınma merkezi direktörü Chukwumerije Okereke, zengin ülkelerin bulgulara ve IPCC raporuna yanıt vermesi gerektiğini söyledi: “İklim değişikliğine neredeyse hiç katkıda bulunmayan Afrika, bu etkiden orantısız bir pay almaya devam ederken, iklim değişikliğinin başlıca nedeni olanlara bakmamak hem sorumsuzluk hem de ahlaksızlık. Hararetli sözlerin zamanı çoktan geçti. Dünyanın önde gelen iklim kirleticilerinden acil, ölçekli ve uzun vadeli desteğe ihtiyacımız var.”