Temiz Hava Hakkı Platformu, Dünya Astım Günü’nde astıma davet çıkaran kömürlü termik santralların kapatılması çağrısında bulundu.
Temiz Hava Hakkı Platformu, Dünya Astım Günü’nde astıma davet çıkaran kömürlü termik santrallerin kapatılması çağrısında bulunarak “Bugün termik santrallere #izinvermeyin demek için çok doğru bir gün” dedi. Platform, özellikle Türkiye’de çevre yatırımlarını tamamlamadan çalışan termik santrallerinin astım riskini artırdığını vurguladı. Temiz Hava Hakkı Platformu Koordinatörü Buket Atlı “Tanınan altı yıl boyunca çevre yatırımlarını tamamlamamış olan kömürlü termik santrallere iki yıl daha ek muafiyet verecek yasa teklifi 2019 yılında, toplanan yüz bin imza ve sivil toplum kuruluşlarının tepkileri sonucu veto edilmişti. Ancak, Ocak 2020’de kapatılan santraller, çevre ve halk sağlığı için yapmaları gereken yatırımlar tamamlanmadığı halde tekrar açıldı ve çalışmaya devam ediyor” ifadelerini kullandı. Atlı, “Halk sağlığını korumak amacıyla santrallere daha fazla muafiyet verilmeyeceği söylenmiş olmasına rağmen, gerekli yatırımlarını tamamlamamış santrallere geçici izinler ve ek süreler verilerek havamızı kirletmelerine göz yumuluyor” bilgisini paylaştı. Atlı, “Santrallerin bacalarından çıkan emisyonların Çevre ve Şehircilik Bakanlığı tarafından sürekli izlendiği belirtiliyor, fakat Kahramanmaraş, Manisa ve Kütahya gibi illerimizden vatandaşların çektiği ve gözle bile görülebilecek kadar koyu renkli dumanların çıktığı videolar geliyor” ifadelerini kullandı.
Yüzlerce kilometreyi uzağı da kirletiyor!
Greenpeace Akdeniz’in hazırladığı hava kirliliği modellemesi, kömürlü termik santrallerin sadece bulundukları şehirler için değil, yüzlerce kilometre ötedeki şehirler için de nasıl bir sağlık sorunu oluşturduğunu ortaya koydu. Modellemeden yola çıkılarak hazırlanan simülasyon, kömürlü termik santrallerden salınan partikül maddelerin tüm Türkiye’ye yayıldığını gözler önüne serdi. Modellemede, Sağlık ve Çevre Birliği’nin (HEAL) hazırladığı “Türkiye’de Kronik Kömür Kirliliği” raporunda yer alan 100 MW ve üzeri kurulu güce sahip 28 kömürlü termik santralin neden olduğu Partikül Madde (PM) 2.5 kirlilik dağılımı incelendi. Dünya Sağlık Örgütü tarafından kanserojen bir madde olarak tanımlanan PM2.5’un, Greenpeace tarafından 2020'de gerçekleştirilen bir modellemede, Türkiye'deki çocukluk çağı astımı ile bağlantılı olduğu ortaya konulmuştu. Özellikle kömürlü termik santraller, PM 2.5 kaynaklarının başında geliyor. DSÖ’nün hazırladığı rehberler, partikül maddelerin boyutlarına göre günlerce havada asılı kalabileceğini ve hava koşullarına bağlı olarak binlerce kilometre mesafe katedebileceğini gösteriyor. Çin’de 2015 yılında yapılan bir çalışma, PM 2.5’un ülkedeki hava koşullarına bağlı olarak gözlem yapılan iki gün içinde 2000 km uzağa taşınabileceğini tahmin ediyor.
Küresel ısınma tahminleri 0,2°C azaldı
İklim Liderleri Zirvesi’nde ABD’nin yeni iklim hedefleri açıklaması ve geçen eylül ayından bu yana açıklanan diğer taahhütlerle, İklim Eylemi Takipçisi (Climate Action Tracker)’ın küresel ısınma tahminleri 0,2°C azaldı. Paris Anlaşması’na yönelik taahhütler ve hedefler doğrultusunda, yüzyıl sonuna kadar ısınmanın 2,4°C olacağı görülüyor. Net sıfır hedeflerini açıklayan ABD, Çin ve yine benzer iklim hedeflerini açıklayan ancak henüz bunları resmi olarak Birleşmiş Milletler İklim Değişikliği Çerçeve Sözleşmesi sekreteryasına sunmayan diğer ülkeler tarafından da bu hedeflerin tam olarak uygulandığı varsayıldığında, yani iyimser hedefler senaryosuna göre 2100 yılına kadar küresel ısınma artışı 2.0 °C'ye kadar düşebilir. Küresel sera gazı emisyonlarının %73'üne neden olan 131 ülke, net sıfır hedeflerini benimsedi veya planlıyor.
Fransa'da beklenen yasa kabul edildi
Fransa’da iklim değişikliğini ve küresel ısınmayı önlemeye yönelik düzenlemeleri içeren yasa tasarısı Ulusal Meclis’te kabul edildi. Ulusal Mecliste haftalardır tartışılan iklim yasa tasarısı, 77’ye karşı 332 oyla kabul edildi. Tasarı, trenle 2,5 saatten az sürede seyahat imkanı olan mesafeler için iç hat uçuşlarının kaldırılması ve çevreyi tahrip edenlere yönelik yeni düzenlemeler içeriyor. İklim krizi ile mücadelede Fransa’da karbon emisyonlarını 2030’da 1990 yılı seviyelerine göre %40 azaltmayı hedefleyen tasarının haziran ayında Senatoda ele alınması bekleniyor. Diğer yandan kampanyacılar, yasa tasarısındaki önlemleri karbondioksit salımında kısıtlı etkisi olacağı ve yeterli olmadığı gerekçesiyle eleştiriyor.
"Ekonomimizi dönüştürmeliyiz"
AB Komisyonu Başkan Yardımcısı Frans Timmermans, düşük karbonlu bir ekonomi yaratmanın maliyet ve faydalarını adil bir şekilde paylaşmak için sosyal politika ve iklim politikası birleştirilmezse, dünyanın popülist politikaların ve fosil yakıt çıkarları tarafından ateşlenen, işlerini kaybetmekten korkan insanların tepkisiyle karşılaşacağını söyledi. Timmermans, “Bu sadece acil bir mesele değil, zor bir mesele. Ekonomimizi dönüştürmeliyiz. Çok büyük faydaları var, ancak bu çok büyük bir zorluk. En büyük tehdit ise sosyal kısmı. Bunu düzeltmezsek, çocuklarımız su ve yiyecek için savaşacaklar” dedi. Timmermans Guardian’a verdiği röportajda, “İster fosil yakıtlarda ister geleneksel ekonomik çevrelerde olsun, menfaatlerinin etkilendiğini gördükleri için değişiklik istemeyenler arasında bir ittifak kurulması benim büyük risk gördüğüm bir yer. Hızlı hareket etmemiz gerektiğini anlayanlarla, sosyal meseleyi bütün bunların içinde en önemli konu haline getirmeliyiz. Gerçekten iklim hareketindeki herkesi geçmişte yaptıklarından daha fazla sosyal meseleye odaklanmaya davet ediyorum. Çünkü bu, en büyük engel haline gelebilir” dedi.