Afrika ülkeleri ölümcül sıcak hava dalgaları, şiddetli yağışlar, seller, siklonlar ve uzun süreli kuraklıklar nedeniyle gayri safi yurt içi hasılalarının ortalama %2 ila 5’ini kaybediyor.
Yeni bir rapora göre, Afrika ülkeleri ölümcül sıcak hava dalgaları, şiddetli yağışlar, seller, siklonlar ve uzun süreli kuraklıklar nedeniyle gayri safi yurt içi hasılalarının ortalama %2 ila 5’ini kaybediyor. Dünya Meteoroloji Örgütü’nün (WMO) Pazartesi günü yayınladığı raporda, Afrika’nın iklim değişikliğinden giderek daha fazla etkilendiği ve birçok ülkenin bütçelerinin %9’unu iklim aşırılıklarıyla mücadeleye ayırmak zorunda kaldığı belirtildi. Afrika, diğer kıtalara kıyasla çok daha düşük sera gazı emisyonu üretmesine rağmen, sıcaklıklar küresel ortalamadan daha hızlı artıyor. WMO’nun ‘Afrika’da İklim Durumu 2023’ raporuna göre, Sahra Altı Afrika’nın değişen iklime uyum sağlamasının önümüzdeki 10 yılda yaklaşık 30-50 milyar dolara mâl olacağı belirtilirken, ülkeleri meteoroloji ve hidroloji hizmetlerine yatırım yapmaya ve hayat kurtarmak için erken uyarı sistemlerinin uygulanmasını hızlandırmaya çağırdı. Uyarı, Afrika ülkelerinin bu yılki Birleşmiş Milletler (BM) Taraflar Konferansı toplantılarını küresel iklim finansmanından daha büyük bir pay alırlarsa bunu nasıl kullanacaklarını düşünmelerinin ardından geldi.
Sıcaklık artışları bitkilerin tüm fizyolojisini etkiliyor
Tekirdağ Namık Kemal Üniversitesi (NKÜ) Ziraat Fakültesi Bahçe Bitkileri Bölüm Başkanı Prof. Dr. Elman Bahar, sıcaklık artışlarının bitkilerin tüm fizyolojisini etkilediğini, kuraklığın üretimde verimi engelleyen faktörlerin başında geldiğinin söyledi. Anadolu Ajansı’na konuşan Bahar, “Sıcak havalarda meyve bahçelerinde sulama imkanı yoksa meyvelerde tat ve renkle ilgili sorunlar yaşanabiliyor. 36 dereceden sonra enzimler parçalanabiliyor. Dolayısıyla biz bu sıcaklarda iyi renklenmesini beklerken, renk daha düşük olabiliyor. Daha lezzetli olmasını beklerken, lezzet daha az olabiliyor. İklim olaylarına veya meyve türlerine bağlı olarak bu durum farklılık gösterebiliyor,” dedi.
Avunduk Köyü’nden altın madeni projesine karşı dilekçe
Balıkesir Burhaniye’ye bağlı Avunduk Köyü sakinleri, bir altın madeni projesine karşı dilekçe verdi. Avunduk köyü sakinleri, Burhaniye Çevre Platformu üyeleriyle birlikte itiraz dilekçelerini Burhaniye Kaymakamlığı’na teslim etti. Altın madeni işletmesinin bölgenin yeraltı ve yer üstü tüm zenginliklerine zarar vereceğini savunan yurttaşlar, teslim ettikleri dilekçelerde Çevresel Etki Değerlendirmesi (ÇED) sürecinin iptalini talep etti. Yurttaşlar işletme için çok sayıda ağacın kesileceğini ve bu tahribattan ormandaki canlıların da zarar göreceğini aktardı.
Karadeniz’deki HES’lere karşı yerel hareketler yine güçleniyor
Karadeniz’in eşsiz doğasına yapılan HES’lere karşı yine yerel hareketler güçleniyor. Trabzon’nun Hayrat ilçesinde halkın itirazlarına rağmen yeniden kurulmak istenen Barma Regülatörü ve HES Projesi’ne karşı Derelerin Kardeşliği Platformu Hayrat İnisiyatifi, basın açıklaması yaptı. Ancumah Vadisi Baltacı Deresi’nde daha önce yapılmak istenen projenin ÇED toplantısı yöre halkı tarafından engellenmişti. Şimdi yeniden ÇED süreci başlatıldığı bildirildi. İnisiyatif üyeleri Hayrat Belediyesi önüne toplandı. Hayrat Muhtarlar Derneği Başkanı Turan Hacıbektaşoğlu, doğayı talan eden projelere her zaman karşı çıkacaklarını söyledi. Hacıbektaşoğlu sözlerini şu şekilde sürdürdü, “Barma Regülatörü ve HES Santrali Projesi, tüm itirazlarımıza, bilimsel raporlarla ortaya konulan olumsuz çevresel etkilerine ve halkımızın güçlü direnişine rağmen yeniden hayata geçirilmek isteniyor. Bu projenin bölgemizde yaratacağı tahribatı çok iyi biliyoruz. Bu tür projeler, çay tarımından sebzeciliğe, her alanda büyük zararlar yaratıyor. Şirketlerin rant hırsına kurban edilmeyecek bir doğamız var!” Hayrat’taki basın açıklamasına katılan Metalurji Yüksek Mühendisi Cemalettin Küçük ise, “Burada yapılacak olan işlemin vatandaşa değil sermaye şirketlerine faydası var,” dedi.
Bayraklı’da yangınların etkilediği 375 hektarlık alan orman sınırları dışına çıkarıldı
Cumhuriyet’ten Ece İçmez’in haberine göre, İzmir Bayraklı’da yangınların etkilediği 375 hektarlık alan orman sınırları dışına çıkarıldı. Tapuda orman olarak kayıtlı alan daha önce de benzeri girişimlerin Danıştay tarafından durdurulduğu bir bölgeyi kapsıyor. Karara ilişkin TMMOB Mimarlar Odası İzmir Şube Yönetim Kurulu Başkanı Uğur Yıldırım, Danıştay’ın daha önce alınan bu kararı bozduğunu belirterek, “12 Ağustos’u 13 Ağustos'a bağlayan gece küçük bir bölgede başlayan, 14 – 15 Ağustos'ta da söndürülemeyen yangın 16’ı Ağustos’ta rüzgarın da etkisiyle Karşıyaka'nın kuzeyinde yer alan ormanlık alanın büyük bir kısmını tahrip etti. 19 Ağustos’ta da tam anlamıyla söndürülen yangından tam 11 gün sonra daha önce Danıştay'dan dönen karar, tekrar Resmi Gazete'de yayınlanarak 375 hektar ormanlık alanın orman vasfı dışına çıkartıldığını öğrenmiş oldu kamuoyu olarak. Daha önce yapılan teknik incelemeyle tek fark Karşıyaka yangınında söz konusu alanın yaklaşık seksen hektarlık kısmının yangından etkilenmiş olması. Bunun dışında daha önceki durumla arasında bir farklılık yok. Hali hazırda bilim ve teknik ötelenerek orman olması gerekli bir alan yeni afetlere davetiye çıkartacak yapılaşmaya açılmış. Ancak Danıştay bu kararı bozmuştu. Şimdi yangın sonrası kararın tekrar yayınlanması gerçekten içler acıtan bir durum. Binlerce yıllık orman alanları, yangınlar görüp elli yıllık sürelerde yeniden iyileşebilecekken yaşam şansı tanınmadan tahrip edilmesine karşı çıkmalı ve geleceğimiz için her metrekareyi, yeşili sahiplenmeliyiz. Geleceğe karşı sorumluluğumuz bu olmalı. Yarınlara daha umut dolu bir gelecek bırakmak için çabalamalıyız. Bu nedenle bu kararın takipçisi olacağız,” dedi.