L'impératrice, Hervé, Clarika: 2024'ün ilkbahar & yaz albümleri

-
Aa
+
a
a
a

Bu haftaki programımızı 2024 yılının ilkbahar ve yaz aylarında yayınlanan albümlerin öne çıkan parçalarına ayırdık. Program boyunca Hervé, Françoiz Breut, Clarika ve Gérard Manset gibi sanatçıların yepyeni şarkılarına kulak verdik.

L'impératrice

Programın açılışını, Mayıs ayının son gününde yayınlanan bir albümde yer alan bir şarkıyla yaptık. Fransız elektro-pop müziğinin genç yeteneklerinden Hervé, üçüncü stüdyo albümü "Adréanline"den çıkan ilk single olan Sémaphore’u seslendirdi. 2019’da piyasaya sürdüğü "Mélancolie FC" adlı EP ile büyük ses getiren otuz üç yaşındaki sanatçı, ertesi yıl ilk stüdyo albümü "Hyper"i yayınlamasın ardından 2021’de En İyi Çıkış Yapan Erkek Sanatçı dalında Victoire de la Musique ödülüne uzanmıştı. Hervé’nin kayıtları İngiltere’de gerçekleşen üçüncü stüdyo albümünde yine Alain Bashung etkileri hissediliyor, bunun yanı sıra albümün isim şarkısında eski futbolcu yeni aktör ve şarkıcı Eric Cantona eşlik etmiş kendisine.

Bu yıl, 2004’te aramızdan ayrılan Claude Nougaro’nun yirminci ölüm yıldönümü. Tıpkı Nougaro gibi Toulouse doğumlu olan radyocu ve müzisyen Yvan Cujious da 31 Mayıs’ta, Nougaro anısına onun şarkılarını çeşitli meslektaşlarıyla birlikte farklı düzenlemelerle kaydettiği "Une voix – six cordes" adlı albümü yayınladı. Burada 1991 tarihli Nougaro albümü "Une voix – dix doigts"ya da bir gönderme mevcut. Albümdeki düzenlemelerde Nougaro şarkılarında alışageldiğimiz piyanonun yerini gitar tınıları almış, bu da bambaşka bir hava katmış bu ölümsüz parçalara. Albüme vokal olarak katkıda bulunan isimler arasında ise Anne Sila, Francis Cabrel ve Thomas Dutronc gibi isimler bulunuyor. 

1993 doğumlu Samanta Cotta ya da sahne adıyla Santa’nın çocukluğu, Fransa’nın Nice kentinde geçmişti. 2009 yılında çocukluk arkadaşı Romain Adamo (ya da Adam) ile elektro-pop grubu Hyphen Hyphen’ı kuran genç kadın, 2016’da bu toplulukla En İyi Sahne Çıkışı dalında bir de Victoire de la Musique ödülü kazandı. 2022’de kariyerine solo olarak da devam etme kararı alan Santa, aynı yıl altı şarkıdan oluşan ilk EP’sini de piyasaya sürdü. Bu çalışmada yer alan Popcorn salé adlı parçayla büyük ses getiren sanatçının ilk stüdyo albümünü de 24 Mayıs’ta aldı müzik marketlerdeki yerini. Akıllara Céline Dion ya da Lara Fabian gibi isimleri getiren son derece güçlü bir sese sahip Santa. Özellikle albümün isim şarkısı Recommence-moi’da, bir an Céline Dion’u dinliyormuş gibi hissediyor insan.  Albümün dikkat çeken diğer parçaları arasında ise Qui a le droit, La différence ve Santa’nın Christophe Willem’le birlikte seslendirdiği Les larmes ne coulent pas bulunuyor.

1985’te kurduğu Zebda grubuyla özellikle doksanların ikinci yarısında büyük ses getiren Magyd Cherfi, 2004’te kariyerine solo olarak da devam etme kararı almıştı. Kendisine ait ilk stüdyo albümünü aynı yıl piyasaya süren Cezayir asıllı sanatçı, Zebda üyelerinin 2015 yılında yollarını ayırmasının ardından 2017’de müzik marketleri "Catégorie reine" adlı albümle ziyaret etmişti. Cherfi’nin dördüncü stüdyo albümü "Le propre de rature" ise 31 Mayıs’ta piyasaya çıktı. Toulouse doğumlu sanatçı bu çalışmasıyla ilgili: “Albümümüm tıpkı her şeyin yeniden başlayabileceğine dair duyulan arzu gibi gülümsüyor. Bu hem anılara hem de umuda dair bir albüm. Size dünyayı, kozmopolit ve woke çağrıları anlatabilmek için kafiye üstüne kafiyeyi getirdiğim bu çalışma, ırksal özellikler taşısa da bunlar evrensel olguları bastırmıyor” ifadelerini kullanmış. Magyd Cherfi’nin ilk romanı La vie de ma mère’in de bu yılın Ocak ayında piyasaya çıktığını hatırlatalım.

Şarkı söylemeye doksanlı yılların başında, o zamanki erkek arkadaşı Dominique A’nın desteğiyle başlayan Françoiz Breut, 1997 tarihli ilk albümünde, geçen hafta hayata gözlerini yuman Françoise Hardy’nin şarkılarını anımsatan sakin melodilere yer vermişti. Bu sayede özellikle Fransa dışında ilgiyle karşılanan sanatçının şarkıları, Calexico ve The Walkabouts gibi Amerikan grupları tarafından ödünç alındı. İkinci stüdyo albümü “Vingt à trente mille jours”da, 1970 tarihli Hayat Bağları (Les Choses de la Vie) filminde Romy Schneider tarafından ölümsüzleştirilen La chanson d’Hélène’i de yorumlayan Breut, en son 2021’de "Flux flou de la foule" adlı albümle şehir hayatını mercek altına almıştı. 19 Nisan’da piyasaya sürdüğü yeni stüdyo albümü "Vif!’"te ise, bu kez doğayı keşfediyor sanatçı. Beste ve düzenlemeleri Marc Mélia, Françoiz Schulz ve Roméo Poirier imzasını taşıyan albüm, Breut’nün önceki çalışmalarının doğal bir uzantısı olmayı vaat ediyor bu anlamda. "Vif!" yani "Canlı" adlı bu çalışma, şehrin enerjisine ve onun yaratabileceği, anındalıktan uzaklaşma ihtiyacına yanıt arayan spontane bir senfoni olarak da tarif ediliyor. 

Fransız popüler müziğinin tecrübeli ve bir o kadar da üretken isimlerinden Nicolas Peyrac, 1975 tarihli So Far Away From L.A adlı parça sayesinde şöhret basamaklarını göz alıcı bir hızla tırmanmış, aynı yıl çıkardığı ikinci 45’lik olan Et mon père ile de başarısının tesadüf olmadığını kanıtlamıştı. O günden bu yana gerek müzik gerekse edebiyat alanındaki çalışmalarını sürdüren sanatçı müzik marketleri en son 2018’de "Suffit que tu oses" isimli albümle ziyaret etmişti. Peyrac’ın yirmi birinci stüdyo albümü "D’ici ou d’ailleurs" ise 12 Nisan’da piyasaya çıktı. İnsan hakları, hoşgörü, barış ve gezegenimizin durumunu konu alan parçalardan oluşan albümde her parça arasında; sarı, mavi, yeşil gibi farklı renklerin adını taşıyan enstrümantal geçişler de yer alıyor. Sanatçı aynı zamanda Nos chamailles ve Les eaux de Mekong gibi sevilen şarkılarının farklı düzenlemelerle gerçekleştirilen kayıtlarına da yer vermiş bu yeni çalışmasında. 

Fransız müzik piyasasının gizemli ve bir o kadar da yetenekli isimlerinden Gérard Manset, ilk single’ı Animal, on est mal’ı, Mayıs 1968 olayları sırasında yayınlamış, 1970'de piyasaya çıkan senfonik rock altyapılı "La mort d’Orion" adlı albüm, onun daha geniş kitlelerin dikkatini çekmesini sağlamıştı. Kendi adını taşıyan 1972 tarihli üçüncü stüdyo albümü pek çokları tarafından Manset efsanesinin başlangıcı olarak kabul edilirken, sanatçı kariyerine o günden bu yana, medyadan mümkün olduğunca uzak kalarak devam ediyor. En son 2022’de, "La crabe aux pinces d’hommes" adlı albümü yayınlayan sanatçının yirmi dördüncü stüdyo albümü "L’algue bleue" ise müzik marketlerdeki yerini 26 Nisan’da aldı. Manset hayranları için gayet tanıdık tema ve melodiler içerse de sanatçının repertuarından bihaber olan çoğunluğa, oldukça farklı bir müzikal yolculuk vadediyor bu albüm. İlerleyen yaşıyla birlikte Gérard Manset’nin sesinin daha fazla titrediğini, zaman zaman detone olduğunu da fark ediyoruz artık ama beste ve şarkı sözlerine gösterilen özen, bu ufak kusurları fazlasıyla telafi ediyor. 

Altmışlı ve yetmişli yıllar Fransız popüler müziğinin simge isimlerinden Michel Polnareff, geçen yıl bir canlı performans albümü yayınlamış, bunun yanı sıra genç meslektaşlarının onun sevilen şarkılarını yorumladığı bir televizyon programında boy göstermişti. İşte bu program bu yıl bir albüme dönüştü ve Emma Peters, Pomme ve Malik Djoudi gibi genç sanatçıların yanı sıra Laurent Voulzy ve Catherine Ringer gibi tecrübeli isimler, Polnareff’in en ünlü şarkılarını seslendirmek için “Il était une fois Polnareff – Bir zamanlar Polnareff” isimli albümde bir araya geldi. Buna karşın albümdeki yeniden yorumlardan memnun kalsa da albümün ismi sosyal medyada sivri çıkışlarıyla tanınan sanatçının pek de hoşuna gitmemiş olacak ki sanatçı twitter’dan: “Bir zamanlar Polnareff adını taşıyan albümün çıkmasının ardından endişe duyan herkese, Amiral’in, yani benim hala hayatta olduğum konusunda güvence vermek isterim” şeklinde bir mesaj yayınladı.

1993 tarihli ilk albümünden itibaren çizdiği; seksenlerde alevlenen feminizm hareketinin ürünü, özgür kadın imajını günümüze dek korumayı başaran Clarika, ilk önemli çıkışını 1994’te La Rochelle’de düzenlenen geleneksel Les Francofolies festivalinde gerçekleştirmişti. Günlük hayatı konu alan zekice yazılmış iğneleyici şarkı sözleri ve akılda kalan ritmik melodileri sayesinde kısa süre içinde müzik stüdyolarının ilgisini çeken 1967 doğumlu sanatçı, en son 2019’da, yapımcılığını Florent Marchet’nin üstlendiği "À la lisière" adlı albümü yayınlamıştı. Dokuzuncu stüdyo albümü “Danse encore”u (Yine de danset) ise, 19 Nisan’da piyasaya sürdü Clarika. Albümün ismi için umutsuzluğun verdiği enerjiden ilham aldığını belirtiyor sanatçı ve “Kaotik bir dünyada yaşamamıza rağmen hala umuda inanıyoruz” diyor. Albümün dikkat çeken şarkıları arasında ise, trajik bir şekilde hayatını kaybeden Amerikalı dansçı Isodara Duncan’a ithafen yazılan Isadora ve bağımlılık temasını işleyen Adieu salope yer alıyor. Albümün açılışında yer alan Ce soir je sors ise bu çalışmaya ismini veren duygularla yazılmış, enerjisini umutsuzluktan alan ve her şeye rağmen hayatı yaşamak gerektiğini savunan bir parça.

Kariyerine altmışlı yıllarda mankenlik yaparak başlayan, daha sonra da birkaç filmde ufak roller üstlenen Dani, 1966’da, ilk 45’liğini yayınlamasının ardından yetmişlerde Paris’te bir gece kulübü açmış ve seksenlerin başında dek gece hayatının vazgeçilmez simalarından biri haline gelmişti. Bu dönemde yaşadığı uyuşturucu problemi nedeniyle uzunca bir süre gözlerden uzak bir hayat süren sanatçı, 2001’de Étienne Daho ile birlikte yorumladığı Serge Gainsbourg şarkısı Comme un boomerang ile şöhreti yeniden yakalamıştı. Bundan yaklaşık iki yıl önce, 2022’nin Temmuz ayında yeni albümü “Attention, départ”ın hazırlıklarını yaparken aniden aramızdan ayrıldı Dani. İşte sanatçının ölümü nedeniyle yarım kalan bu albüm, yapımcısı Emilie Marsh’ın yanı sıra Édith Fambuena, Étienne Daho, Jil Caplan ve Emmanuelle Seigner gibi isimlerin çabalarıyla tamamlandı ve 14 Haziran'da piyasaya çıktı. Pop, rock ve şanson gibi farklı türleri bir araya getiren bu çalışmada yer alan şarkılar, Dani’nin o kendine özgü boğuk ve hırıltılı sesiyle bambaşka bir kimliğe bürünüyor ve ortaya, iç karartmayan bir melankolinin hüküm sürdüğü eşsiz bir albüm çıkıyor. 

İlk stüdyo albümü "Matahari"yi 2018’de piyasaya süren synth-pop grubu L'impératrice, 2021 tarihli "Tako Tsubo" adlı çalışmasında feminizm ve sosyal medya gibi temaları ele almış, bunun sonrasında da dünyanın farklı kentlerinde izleyici karşısına çıktığı bir turneye start vermişti. En son 26 Mayıs’ta İstanbul’da da bir konser veren L’impératrice’in yeni albümü “Pulsar”, müzik marketlerdeki yerini 7 Haziran’da aldı. İlk iki albüme göre daha farklı bir müzikal altyapıya sahip bu çalışmada Daft Punk etkileri hissetmek mümkün. Buna hip-hop ve R&B ritimleri de eklenince grup, ilk dönemlerindeki o kendine has, özel dokunuşu kaybetmiş gibi gözüküyor ancak yine de Me Da Igual ya da Danza Marilu gibi şarkılarla hayranlarının gönlünü almayı başarıyor.

Şarkıcı / YorumcuParça AdıAlbüm AdıSüre
Hervé Sémaphore Adrénaline 2:46
Yvan Cujious & Thomas Dutronc Armstrong Une voix, six cordes - De Claude à Nougaro 3:00
Santa Popcorn salé Recommence-moi 3:59
Magyd Cherfi La femme du soldat inconnu Le propre des ratures 3:10
Françoiz Breut Ectoplasme Vif! 3:40
Nicolas Peyrac Tu leur diras D'ici et d'ailleurs... 3:50
Halynka Ces petits riens Ces petits riens 3:10
Gérard Manset La mélancolie L'algue bleue 3:37
Pomme Qui a tué grand'maman? Il était une fois Polnareff 2:46
Clarika Ce soir je sors Danse encore 4:46
Dani Dors sans moi Attention départ 2:43
L'impératrice Me da igual Pulsar 3:29