Tıpkı müzik dünyasında olduğu gibi sinemada da yeni sezon başladı. Merakla beklenen yapımlar yavaş yavaş vizyona giriyor, çeşitli festival ya da etkinlikler yepyeni filmleri sinemaseverlerle buluşturuyor. Biz de bu nedenle bu haftaki programımızı içinde "sinema" geçen başka bir deyişle "sinemadan bahseden" şarkılara ayırdık.
Programın açlışını, Claude Nougaro’nun 1962 tarihli Le cinéma adlı parçasıyla yaptık. Bestesi Michel Legrand imzalı parçada: "Uykusuz gecelerimin siyah ekranında, hayaller kuruyorum, parasız ve kamerasız, Bardot isterse tatile gitsin, benim yıldızım daima sensin” diyordu sanatçı.
Nougaro’nun kariyerinin ilk yıllarında sinema temalı başka şarkılar da var. Örneğin 1963’te, bundan bir yıl önce hayata veda eden Marilyn Monroe’dan bahsettiği Chanson pour Marilyn’i kaleme almıştı sanatçı. 1965’te ise bu kez Jean-Luc Godard’ın ünlü À bout de souffle (Serseri Aşıklar) filminden esinlenerek, aynı adı taşıyan bir şarkıya imza atan Nougaro, kısa sürede repertuarının klasikleri arasına girecek olan bu parçanın bestesi için, Amerikalı ünlü caz müzisyeni Dave Brubeck’in Blue Rondo a la Turk adlı yüksek tempolu eserini ödünç almıştı. Şarkıda, Godard’ın filmine benzer bir şekilde, kız arkadaşı Suzy’nin odasında saklanan bir kanun kaçağı, yaralı bir halde, yaptığı soygunu ve polisle yaşadığı kovalamacayı hatırlıyordu.
Yukarıda da bahsettiğimiz gibi Claude Nougaro, Marilyn Monroe’nun ölümünden bir yıl sonra onun için Chanson pour Marilyn adlı şarkıyı yazmıştı. Nougaro, dışında Nicolas Peyrac, Vanessa Paradis ve Florence Mothe gibi isimlerin de beyazperdenin bu unutulmaz starını andıkları parçaları mevcut. Marilyn Monroe için yazılan en ünlü Fransızca şarkılardan biri de Serge Gainsbourg imzasını taşıyor. Jane Birkin tarafından seslendirilen Norma Jean Baker adlı parça, Birkin’in 1983 tarihli "Baby Alone in Babylone" albümünde yer alıyordu. Norma Jean Baker, bilindiği gibi Monroe’nun gerçek adı. Parça boyunca da, onun 5 Ağustos 1962 tarihinde, Los Angeles’da gerçekleşen trajik ve bir o kadar da gizemli ölümünden bahsediyor Gainsbourg bize.
Marilyn için şarkı yazan isimler arasında Nicolas Peyrac’ın da olduğunu yukarıda belirtmiştik. Peyrac aynı zamanda tam bir sinema tutkunu. Facebook hesabında sık sık izlediği filmlerden bahsediyor ve takipçilerine tavsiyelerde bulunan sanatçı, 2006’da, klasik Hollywood filmlerine saygı duruşunda bulunduğu bir parçayı kaleme almıştı. Les fantômes de Sunset Boulevard (Sunset Bulvarı'nın hayaletleri) isimli bu şarkı, oyuncu olma hayalleriyle Hollywood’a gelen bir genç kadını konu alıyordu. Ne pahasına olursa olsun bir yıldız olmayı kafasına koyan bu genç kız: “Bakın bana, daha komik ve çılgınım Ava Gardner’dan, daha tatlıyım Lana Turner ve Rita Hayworth’dan, Dinleyin sesimi, daha boğuk Lauren Bacall’ın Bogart’a fısıldadığından, Sevin beni, daha iyi şarkı söylüyorum Barbra ya da Liza’dan, daha sıcak tenim Greta Garbo’dan, izin verin katılayım ben de Sunset Bulvarı’nın hayaletlerinin içine” diye yalvarıyordu adeta parça boyunca.
Rebel Without a Cause - Asi Gençlik (1955), West Side Story – Batı Yakasının Hikâyesi (1961) ve Splendor in the Grass – Aşk Bahçesi (1961) ve gibi filmler sayesinde şöhreti yakalayan ve üç kez Oscar ödülüne aday gösterilen Natalie Wood da tıpkı Marilyn Monroe gibi gizemli bir şekilde hayat veda etmişti. 28 Kasım 1981 günü, o dönemdeki eşi Robert Wagner ve aktör Christopher Walken’la birlikte yatla denize açılan Wood, ertesi sabah sahilde ölü olarak bulunmuştu. Sonuçta olay, savcılık tarafından kazara boğulma olarak karara bağlansa da Wood’un, Robert Wagner tarafından öldürülmüş olabileceği şüphesi hafızalardan hâlâ silinmedi. İşte Jil Caplan da, sözü ve müziği Jay Alanski imzalı 1991 tarihli şarkısında, “Atla boşluğa ama toparlan havada ve ayaklarının üzerinde in daima yere, ihanet etti arkadaşların sana, usulca bıçakladı, eğer kurtulabildiysen bu daha zamanın gelmediği içindi” sözleriyle bu olaya da göndermede bulunarak genç yaşta hayata veda eden bu güzel ve yetenekli oyuncuyu anıyordu. Şarkının karanlık bir atmosfere sahip video klibinde de, yüzü olmayan bir adam tarafından kötü muameleye maruz bırakılan bir kadın göze çarpıyor, kilpteki küvet sahnesiyle de Wood’un boğularak ölmesine atıfta bulunuluyordu.
Şu ana dek daha çok Amerikan sinemasını konu alan şarkılardan bahsettik ama sinemanın doğduğu topraklarda, Fransız filmlerini ya da Fransa’nın ünlü oyuncularını konu alan parçalar da yazıldı elbette. Bunların arasında ilk akla gelenler; Serge Gainsbourg’un Brigitte Bardot için yazdığı Initials BB, Raphaël’in genç yaşta hayata veda eden aktör Patrick Dewaere’i andığı Chanson pour Patrick Dewaere ve Vincent Delerm’in geçen yıl aramızdan ayrılan efsanevi oyuncu Jean-Louis Trintignant’dan bahsettiği Deauville sans Trintignant. Delerm, ilk albümünde yer alan Fanny Ardant et moi isimli şarkıda da, Fransız sinemasının ikonik oyuncularından biri olan Fanny Ardant’dan söz ediyordu bize. Şarkıda: “Ben ona üniversiteli kızlardan bahsetmiyorum o da bana Depardieu’den, Gregoryen ilahileri dinliyoruz birlikte, o çok az konuşuyor ben hiçbir şey söylemiyorum, böyle bir ilişkimiz var işte Fanny Ardant’la” sözleriyle, ünlü oyuncunun masada duran siyah beyaz bir fotoğrafıyla yaşadığı hayali ilişkiyi mizah dolu bir şekilde anlatıyordu Delerm.
Daha önceki programlarda da sıklıkla değindiğimiz gibi, şarkı söylemeye kırklı yaşlarda başlayan Serge Reggiani, bunun öncesinde usta bir tiyatro ve sinema oyuncusu olarak tanınıyordu. Reggiani, beyazperdede ilk önemli çıkışını ise, başrolünü Simone Signoret ile paylaştığı 1952 yapımı Jacques Becker filmi Casque d’or ile yapmıştı. Filmde, Georges Manda isimli bir marangozu canlandırıyordu Reggiani. Georges’un Roland adlı bir suçluyla ilişki yaşayan, Simone Signoret’nin hayat verdiği güzeller güzeli Marie’ye âşık olması, olayları trajik bir boyuta taşıyacak, Roland’ı öldüren Georges filmin sonunda giyotinle idam edilecekti. İşte sözleri Jean-Loup Dabadie imzalı 1973 tarihli Un menuisier dansait (Bir marangoz dans ediyordu) adlı parçasında bize bu filmden bahseden Reggiani, parça boyunca filmde yaşananları anlatıyor ve şarkının sonunda: “Bir marangoz dans ediyordu ve kız onu seviyordu / Ve bu valsta, bir kadın kollarımda, dans ediyordu kimseye benzemeyen şekilde / Ve o sendin Simone” sözleriyle rol arkadaşı ve yakın dostu Simone Signoret’ye selam gönderiyordu.
2017’de yayınladığı "Le choix du fou" adlı albümle müziği bıraktığını ve artık yalnızca tiyatroya odaklanacağını açıklayan Michel Sardou, bir süreliğine de olsa bu kararından vazgeçti ve bu ayın başında yeni bir turneye start verdi. Sanatçının sinema ve tiyatroya olan tutkusu ise, her ikisi de oyuncu olan anne-babasından kaynaklanıyor. Kendisi de kariyerine figüranlık yaparak başlamış, ilk olarak René Clement’ın 1966 tarihli Paris brûle-t-il - Paris yanıyor adlı filminde birkaç saniyeliğine boy göstermişti. 2017 tarihli Le figurant adlı parçasında da: “Er Ryan bombaların arasından geçerken ölen meçhul asker benim, Paris Yanıyor’da kamyondan atlayıp vurulan benim” sözleriyle hem buna gönderme yapıyor hem de tüm figüranlara saygı duruşunda bulunuyor Sardou.
Tıpkı figüranlar gibi sinema dünyasının isimsiz başka kahramanları da var elbette. Mesela tüm bu görkemli filmlerin gösterildiği sinema salonunda çalışan gişe memurları ya da yer göstericiler gibi. Biletlerin dijitalleşmesi ve AVM salonların artması nedeniyle yer göstericilik mesleği de yavaş yavaş yok oluyor ama bundan on beş yirmi yıl kadar önce, onlar da alaska-frigo satıcılarıyla birlikte salonların vazgeçilmez unsurları arasında yer alıyordu. 1991'de piyasaya çıkan Magic boul’vard adlı François Feldman parçası da, bir sinemada yer göstericilik yapan, bu nedenle de aynı filmleri yüzlerce kez, en ön sıranın son koltuğundan izleyen bir kadını konu alıyor. Hayatını karanlık salonlarda geçiren bu kadın, ya ekranda başkalarına ait aşk hikâyelerini ya da salonda birbirleriyle meşgul olmaktan filmi kaçıran âşıkları izliyor ama kalabalıkta kimse onunla ilgilenmiyor ve ekrandaki “son” yazısıyla birlikte o da gözyaşlarını tutamıyor.
Kendisi de bir sinema tutkunu olan, zaman zaman beyazperdede de boy gösteren Eddy Mitchell, 1977 tarihli La dernière séance (Son seans) adlı şarkıda çocukluğunun geçtiği ufak tefek sinema salonlarına selam yolluyor ve bu dönemde izlediği Gary Cooper filmlerinden söz ediyordu bize. Bununla birlikte mahalle arasındaki bu küçük salonların yavaş yavaş kapanıp yerlerini süpermarket ya da otoparklara bırakmakta olmasından dolayı duyduğu üzüntüyü de aktarıyordu dinleyicilerine aynı zamanda. Şarkının Eddy Mitchell’in 1982-1998 yılları arasında sunduğu klasik Hollywood filmlerini konu alan televizyon programına adını da verdiğini hatırlatalım.
İlk bölümü A New Hope – Yeni Bir Umut, 1977 yılında gösterime giren ve o günden bu yana hem yeni filmler hem de televizyon dizileriyle giderek genişleyen bir evren yaratan Star Wars – Yıldız Savaşları serisinin o dönemde yetişen birçok çocuk üzerinde önemli bir etkisi olmuştu. Bir yandan filmin action figürlerini biriktiren bu çocuklar, diğer yandan da arkadaşlarıyla filmdeki karakterleri canlandırdıkları oyunlar oynarlardı. Bunların büyük bir kısmı da genellikle Luke Skywalker olmak ve ışın kılıçlarıyla Darth Vader ya da Stromtrooper’larla savaşmanın hayalini kurardı. Bu durum, muhtemelen bazı üyeleri de bu çocuklar arasında yer alan pop-rock grubu Dionysos’a da ilham kaynağı olmuş. 2002 tarihli Song for a Jedi adlı parçada: “Küçükken ben, bir Jedi’dım, o kadar asabiydim ki, yağmur yağdığında kendime elektrik verirdim” sözleriyle hem Star Wars serisine hem de serinin hayranlarına selam yollamış topluluk.
Şarkıcı / Yorumcu | Parça Adı | Albüm Adı | Süre |
---|---|---|---|
Claude Nougaro | Le cinéma | Zenith Made in Nougaro | 4:37 |
Claude Nougaro | À bout de souffle | À l'Olympia | 3:40 |
Jane Birkin | Norma Jean Baker | Jane Birkin Au Bataclan | 2:34 |
Nicolas Peyrac | Les Fantômes de Sunset Boulevard | Vice Versa | 3:54 |
Jil Caplan | Natalie Wood | La charmeuse de serpents | 4:09 |
Vincent Delerm | Fanny Ardant Et moi | Vincent Delerm | 2:24 |
Serge Reggiani | Un menuisier dansait | Bon à tirer | 2:51 |
Michel Sardou | Le figurant | La dernière danse (Live à La Seine Musicale / 2018) | 3:57 |
François Feldman | Magic boul'vard | Two Feldman | 4:01 |
Eddy Mitchell | La dernière séance | Jambalaya Tour | 5:45 |
Dionysos & M | Song for a Jedi | L'Extraordinarium | 4:26 |