Cannes Film Festivali'nden unutulmaz melodiler

-
Aa
+
a
a
a

14 Mayıs Salı günü açılışı yapılan 77.Cannes Film Festivali, 25 Mayıs akşamı gerçekleştirilecek ödül töreni ile sona erecek. Biz de bu haftaki programımızı, Fransa’yla özdeşleşen bu festivalde, geçmişten günümüze gösterilen filmlerde yer alan unutulmaz şarkılara ayırdık.

Les choses de la vie

Programın açılışını, Barbara Carlotti’nin Cannes Film Festivali'nden ve burada boy gösteren Catherine Deneuve, Faye Dunaway, David Lynch, Elodie Bouchez ya da Isabelle Adjani gibi isimlerden bahsederek: “On beş gün boyunca Cannes’da her şey mümkün” dediği 2005 tarihli şarkısı Cannes ile yaptık. Resmi olarak ilk kez 1946’da düzenlenmesine karşın, Cannes Film Festivali’nin hikâyesi otuzlu yılların sonuna dayanıyor. İlk olarak 1932’de düzenlenen ve aynı zamanda dünyanın en eski film festivali olma özelliğini taşıyan Venedik Film Festivali’nin açılışı, 1938’in Ağustos ayında, Hitler’in Propaganda Bakanı Joseph Goebbels tarafından yapılmıştı. Festivaldeki film seçimine, Alman Nazi ve İtalyan Faşist hükümetlerinin müdahalesi karşısında şaşkınlığa uğrayan Fransız Sanatsal Eylem Derneği direktörü Philippe Erlanger, dönemin Fransa Eğitim ve Güzel Sanatlar Bakanı olan Jean Zay'den Venedik’e rakip olabilecek uluslararası kültürel bir organizasyon kurma arzusundan bahsetti. Bunun üzerine 1939’un Eylül ayında Cannes’da, sinemanın babası sayılan Louis Lumière başkanlığında bir film festivali düzenlenmesi kararlaştırıldı. Ne var ki festivalin açılış günü olan 1 Eylül 1939’da Alman birliklerinin Polonya’ya girmesi sonucu İkinci Dünya Savaşı başlaması, festivalin iptal edilmesine neden oldu ve böylece festival resmi olarak ilk kez savaş sonrasında, 1946’nın Eylül ayında düzenlendi. 1939’da düzenlenmesi planlanan festivale Tyrone Power, Gary Cooper, Annabella ve Norma Shearer gibi dönemin Hollywood yıldızlarının katılması planlanıyordu. Bununla birlikte festivalde gösterilmesi planlanan filmlerden biri de Victor Fleming’in günümüzde bir klasiğe dönüşen müzikali The Wizard of Oz'du (Oz Büyücüsü). On altı yaşındaki Judy Garland’a şöhretin kapısını açan yapım, aynı zamanda Garland’ın yorumuyla ölümsüzleşen Over the rainbow adlı Harold Arlen bestesiyle de tanınıyor. Aynı yıl L’arc-en-ciel adıyla parçanın Fransızca uyarlaması da yapılmış ve şarkı, otuzlu ve kırklı yıllarda Fransız müzik piyasasının önde gelen isimlerinden biri olan Léo Marjane tarafından seslendirilmişti.

Yukarıda da belirtiğimiz gibi Cannes Film Festivali ilk kez 1946’da düzenlenmişti. O yıl festivalde gösterilen yapımlar arasında, Roberto Rossellini’nin Rome, Open City (Roma Açık Şehir), Billy Wilder’ın The Lost Weekend (Yaratılan Adam) ve David Lean’in Brief Encounter (Kısa Buluşma) gibi filmleri yer alıyordu. İlk büyük ödül ise bunların da içinde bulunduğu tam on bir film arasında paylaştırılmıştı. Her ülkenin gönderdiği bir temsilcinin katılımıyla oluşan jürinin belirlediği bu büyük ödül, 1955 yılından itibaren "Palme d’Or" (Altın Palmiye) adını alacaktı. Altın Palmiye’ye uzanan ilk filmse Delbert Mann’ın En İyi Film dâhil 4 dalda Oscar da kazanan romantik draması Marty’ydi. Festivalin ilk yıllarında genellikle Avrupa ve Amerikan menşeli filmlere giden Altın Palmiye ilk kez 1954’te bu iki kıtanın dışına çıktı ve ödülü Gate of Hell (Cehennem Kapısı) adlı Japon filmi kazandı. Altın Palmiye 1958’de Sovyetler Birliği yapımı The Cranes are Flying (Leylekler Uçarken) ve ertesi yıl da Fransa-Brezilya ortak yapımı Orfeu negro (Siyah Orfe) ile farklı kıtalara olan yolculuğuna devam etti. En İyi Yabancı Film dalında Oscar da kazanan bu unutulmaz filmde yer alan, bestesi Luiz Bonfá imzalı Manhã de Carnaval adlı parçayı Dalida, La chanson d’Orphée ismiyle Fransızca sözlerle kaydetmişti.

Altmışlı yıllarda Altın Palmiye ödülünü genelde Fransa, İtalya ya da İngiltere yapımı filmler kazanıyordu. Ödül 1960’da Federico Fellini’nin La Dolce Vita (Tatlı Hayat), 1963’te Visconti’nin Il Gattopardo (Leopar), 1964’te Jacques Demy’nin Les Parapluies de Cherbourg (Cherbourg Şemsiyeleri), 1967’de de Antonioni’nin İngiltere adına yarışan Blow-up (Cinayeti Gördüm) filmine gitmişti. 1961’de Altın Palmiye’yi Luis Bunuel’in Viridinia’sıyla paylaşan Henri Colpi filmi Une aussi longue absence, Georges Delerue bestesi Trois petites notes de musique ile dikkat çekiyordu. Parçayı filmde Cora Vocaire seslendirmişti ancak ilerleyen yıllarda Yves Montand ve Juliette Gréco gibi isimler de yorumladı şarkıyı ve parça bu iki sanatçıyla özdeşleşti. 1962’de ilk ve son kez Cannes Film Festivali’ne katılan, Fransız Yeni Dalga Akımının kurucularından Agnès Varda’nın Cléo de 5 à 7 (Beşten Yediye Cléo) filminde yer alan Sans toi'nın bestesi ise filmde aynı zamanda küçük bir rol üstlenen Michel Legrand imzasını taşıyordu. Parçayı, filmin başrolünde oynayan Corinne Marchand seslendirmişti. 

Aynı zamanda Agnès Varda’nın eşi olan Jacques Demy ve besteci Michel Legrand, altmışların ortasından itibaren Les Parapluies de Cherbourg (Cherbourg Şemsiyeleri-1964) ve Les Demoiselles de Rochefort (Tatlı Günler-1967) gibi filmler aracılığıyla, müzikal kavramına bambaşka bir boyut getirmişti. Bu iki filmle aynı zamanda Fransız sinemasında “konuşmalı şarkı” olarak adlandırılabilecek yeni bir tarz da yaratan ikilinin başyapıtlarından Les parapluies de Cherbourg, hem Cannes’da büyük ödülü kazanmış hem de beş dalda Oscar’a aday gösterilmişti. Başrollerini Catherine Deneuve ve Nino Castelnuovo’nun paylaştığı filmde yer alan I will wait for you adlı meşhur parçanın Fransızca versiyonunu ise bir dönem Michel Legrand’la çalışan Nana Mouskouri de yorumlamıştı.

1966 yılında yirmincisi düzenlenen Cannes Film Festivali’nde o dönemdeki adıyla Uluslararası Film Festivali Büyük Ödülünü benzer isimler, taşıyan iki film paylaşmıştı. Bunlardan ilki İtalyan yönetmen Pietro Germi imzalı Signore e Signori (Kadınlar ve Erkekler), ikinci ise yönetmenlik koltuğunda Claude Lelouch’un oturduğu Un homme et une femme (Bir Erkek ve Bir Kadın)’dı. Başrollerini Jean-Louis Trintignant ve Anouk Aimée’nin paylaştığı Un homme et une femme aynı zamanda sözleri filmin oyuncusu kadrosunda da yer alan Pierre Barouh, müziği ise Francis Lai imzalı şarkısıyla da hafızalarda yer etmişti. Barouh’un Nicole Croisille ile birlikte seslendirdiği parça, En İyi Orijinal Şarkı dalında Altın Küre Ödülüne layık görülmüş, şarkının İngilizce versiyonu ise Andy Williams ve Engelbert Humperdinck gibi isimlerce kaydedilmişti. Claude Lelouch’un Bir Erkek ve Bir Kadın’a, 1986 ve 2019 yıllarında, başrollerini yine Jean-Louis Trintignant ve Anouk Aimée’ye emanet ettiği iki devam filmi çektiğini de hatırlatalım.

1948 ve 1950 yıllarında mali problemler nedeniyle düzenlenemeyen Cannes Film Festivali, 1968 Mayıs’ında bu kez Paris’te başlayıp yavaş yavaş tüm Fransa’ya yayılan protestolar nedeniyle iptal edildi. 1970’te organizasyonun kurucusu olan Robert Favre Le Bret’nin kararıyla Rus ve Japon filmlerinin gösterilmediği festivalden galibiyetle ayrılan yapım ise Robert Altman’ın kara komedisi M.A.S.H. (Cephede Eğence) oldu. O yıl ilk gösterimini Cannes’da yapan başrollerini Michel Piccoli ve Romy Schneider’ın paylaştığı Les Choses de la vie (Hayat Bağları) adlı filmi ise, söz yazarlığı da yapan Jean-Loup Dabadie, Paul Guimard’ın Intersection adlı kitabından sinemaya uyarlamıştı. Filmde Piccoli & Schneider ikilisinin seslendirdiği bestesi Philppe Sarde imzalı La chanson d’Hélène adlı şarkının sözleri de yine Dabadie’ye aitti. Filmin 1994’te Mark Rydell tarafından başrollerini Richard Gere ve Sharon Stone’un paylaştığı, eleştirmenler tarafından yerden yere vurulan bir Amerikan versiyonun da çekildiğini hatırlatalım.

İçlerinde yer aldıkları filmler Cannes’da gösterilmese de, ortaya çıkışlarını Cannes Film Festivaline borçlu şarkılar da mevcut. Örneğin 1977’deki festivalde, yapımcılardan ilk uzun metrajlı filmi için avans alan genç yazar ve yönetmen Diane Kurys, şehirde dolaşırken, ünlü La Croisette caddesindeki bir kafenin terasında tek başına oturan Yves Simon’u görür. Genç kadın, ilk başta o dönemde şöhretinin zirvesinde olana sanatçıyla konuşmaya çekinse de sonunda ona, yakında çekimlerine başlayacağı ilk filmi Diabolo menthe’ın bestelerini yapmasını teklif etmek için gerekli cesareti bulur. 60'lı yılların başında, Paris'teki Jules Ferry Lisesi’nde okuyan iki genç kızın üzüntülerini, korkularını ve sırlarını anlatan otobiyografik senaryodan etkilenen Yves Simon teklifi kabul eder ve filmle aynı adı taşıyan şarkıyı, Sarrebrück’te verdiği bir konser öncesine, iki saat içinde tamamlar. 1977’nin Aralık ayında gösterime giren film, aynı yıl geleneksel Louis-Delluc ödülüne layık görülür.

Cannes Film Festivalinde gösterilen filmlerin değerlendirmesinde, eleştirmenlerin yıldız tabloları kadar önemli bir kriter de filmin gösterim sonunda kaç dakika alkışlandığı. Bu konudaki rekor, Guillermo Del Toro’nun 2006 tarihli Pan’ın Labirenti (Pan's Labyrinth) filmine ait. İzleyenler gösterim sonrasında tam yirmi iki dakika boyunca ayakta alkışlamıştı filmi ve yönetmeni. Bu filmi 20 dakikalık bir alkış süresiyle Michael Moore’un 2004 tarihli belgeseli Fahrenheit 9/11 ve 18 dakikayla Jeff Nichols’un 2012 tarihli draması Mud izliyor. Tabii her film ya da yönetmen bu saydıklarımız kadar şanslı olmayabiliyor ve bazı filmler beklediğini bulmayan izleyiciler tarafından ıslıklanıp yuhalanabiliyor. Örneğin Luc Besson’un gösterimi 1988’de gerçekleşen filmi Le Grand Bleu (Derinlik Sarhoşluğu); Rosanna Arquette, Jean-Marc Barr ve Jean Reno’nun da içlerinde bulunduğu iddialı oyuncu kadrosuna rağmen Cannes’daki gösterimi sonrasında ıslıklanmış, buna karşın vizyona girdiğinde genelde olumlu eleştiriler almıştı. En İyi Ses ve En İyi Müzik dallarında César ödülüne de layık görülen film, 9.2 milyon kişi tarafından izlenerek o yılın gişe şampiyonu olmuştu.

Şu ana kadar çoğunlukla, festivale katılan filmlere özel olarak yazılmış şarkılardan söz ettik. Buna karşın kimi zaman da daha eski tarihli parçalar, festivalde ilk gösterimini yapan bir film aracılığıyla yeniden gündeme gelebiliyor. Örneğin Cannes’ın 2022 seçkisi içinde yer alan Louis Garrel imzalı L’innocent (Masum) sayesinde 2009 yılında aramızdan ayrılan Gérard Blanc’ın repertuarının en ünlü şarkılarından biri olan Une autre histoire’ı yeniden keşfetmiştik. Piyasaya çıktığında ünlü Top 50 listesinde önce Madonna’nın La Isla Bonita’sı, daha sonra da Vanessa Paradis’nin Joe le taxi’sinin ardından ikinci sırada yer alan şarkı, toplamda dokuz yüz binlik bir satış rakamına ulaşmış, ertesi yıl da yorumcusuna Söz Yazarı, Besteci ve Yapımcılar Birliği ya da kısaca SACEM ödülünü getirmişti.

Tıpkı Une autre histoire gibi, yayınlandıktan uzun bir süre sonra, Cannes Film Festivali’nin hemen öncesinde vizyona giren bir film sayesinde yeniden gün yüzüne çıkan bir şarkıdan bahsedeceğiz son olarak. Véronique Sanson’un 1972 tarihli ikinci stüdyo albümünde yer alan Chanson sur ma drôle de vie, o dönemde kendine radyolarda sık sık yer bulmuş hatta ilerleyen yıllarda Almanca ve İngilizceye de uyarlanıp yavaş yavaş romantik bir aşk şarkısından arkadaşlar arasında hep bir ağızdan söylenen ve aynı anda pek çok farklı jenerasyonu etkileyen bir klasiğe dönüşmüştü. Parça, 2010’da Géraldine Nakach & Hervé Mimran ikilisinin yazıp yönettiği Tout ce qui brille adlı komedi filmi sayesinde yeniden gündeme geldi. Géraldine Nakach filmde şarkıyı başrolü paylaştığı Leïla Bekthi ile birlikte seslendirmiş, iki oyuncu filmlerinin bir milyonu aşkın kişi tarafından izlenmesinin ardından bu başarıyı Cannes Film Festivalinde hayranlarıyla birlikte kutlamışlardı.

Şarkıcı / YorumcuParça AdıAlbüm AdıSüre
Barbara Carlotti Cannes Chansons 2:30
Léo Marjane L'arc-en-ciel Mon ange 3:27
Dalida La chanson d'Orphée Ciao Ciao Bambino 58-59 - V3 2:50
Cora Vocaire Trois Petites Notes de Musique La Complainte de la Butte - Cora Vaucaire Recital au Japon 3:25
Corinne Marchand Sans toi Cléo de 5 à 7 (Bande originale du film) 2:14
Nana Mouskouri Les parapluies de Cherbourg L'enfant au tambour 3:21
Pierre Barouh & Nicole Croisille Un homme et une femme Un homme et une femme (Original Motion Picture Soundtrack) 2:39
Michel Piccoli & Romy Schneider La chanson d'Hélène Les Choses De La Vie (Original Motion Picture Soundtrack) 2:52
Yves Simon Diabolo menthe Live à l'Olympia (2008) 3:02
Eric Serra The Big Blue (Ouverture) Le Grand Bleu 4:48
Gérard Blanc Une autre histoire Pour la faire rêver 5:12
Géraldine Nakache & Leïla Bekhti Chanson sur ma drôle de vie Tout ce qui brille (Bande originale du film) 2:47