Milat Bülent Kılıç, Fizan Ekspresi’nde İran’daki eylemlerin güncel durumundan ve İran Parlamentosu tarafından açıklanan idam cezasından söz ediyor.
İran'da eylemler başladığından beri yoksullaşma tırmanıyor. Eylemlerin gerçekleştiği sekiz haftada İran parası ciddi oranda değer kaybetti.
Eylemcilerin şiddetle karşı olduğu bir nokta var: Özellikle Avrupa’da bu eylemlerin sadece bir örtünme/örtünmeme meselesi olarak yansıtılması. Oysa eylemciler bu direnişin ve eylemlerin özgürlük adına yapıldığının unutulmamasını istiyor. Eylemin taşıyıcı simgelerinin kadınlar ve gençler olduğunu göz ardı etmemekle beraber, bu süreçten en çok etkilenenlerin 14 yaş altı kız çocukları olduğunu söylemek gerekiyor.
Sarık düşürme eylemleri devam ediyor. Molla rejimi bu eylemlerin dine hakaret olduğunu savunuyor. Ancak eylemciler bu eylemin dinle değil doğrudan molla diktatörlüğüyle alakalı olduğunu her fırsatta dile getiriyor.
Molla rejimi senelerdir, yılda 300-400 arası idam gerçekleştiriyor. İran Parlamentosu geçtiğimiz günlerde de 15 bin eylemcinin idamına karar verdi. Bu karar dünya basınına kesin bir karar olarak servis edildi ancak parlamentonun aldığı bu karar bağlayıcı değil. İdamların gerçekleşebilmesi için herkes tek tek yargılanacak ve bu yargılama süreci sonucunda idam kararı verilirse ceza infaz edilecek. Parlamentonun kararının doğrudan eyleme yansıyacağı algısını kırmak gerekiyor.
Rejim direnişi kırmak için internet, mobil ağ ve elektrik kesintileri gerçekleştiriyor. Eylemciler bu yüzden uydu aracılığıyla yayın yapan yabancı kanallardan, şifreli olarak eylem çağrısında bulunuyor. Eylemciler tarafından yağmurlu havalar bir fırsat olarak görülüyor. Çünkü iktidarın güvenlik güçleri genellikle iki kişilik motorlar kullanıyor ve bu motorların yağış esnasında manevra kabiliyeti çok düşük. Sokaklardaki kameralar da yağmur esnasında işe yaramıyor.