Meriç Gök'ün, özel bir hava durumuna bağlı olarak Venedik'te görülen “Acqua bassa” (düşük su) olayı üzerine kaleme aldığı yazıyı paylaşıyoruz.
Venedikte Ölüm bilindiği gibi Thomas Mann’ın ünlü bir yapıtıdır. Mann, beş bölümden oluşan bu novelinde bir yazarın, Gustav von Aschenbach’ın, Venedik’te bir delikanlıya, Tadzio’ya, karşı duyduğu tutkuyu ve aşkı ve kahramanın sonunda bu kentteki ölümünü anlatır. Anlatının arka planında Venedik koleradan kırılmaktadır. Venedik’te bugünlerde yine ölüm söz konusu; fakat bu kez ölmekte olan, her geçen gün suları daha da azalan Venedik’tir.
Normal olarak su taşkınlarından, selden etkilenen Venedik son günlerde alışılmadık derecede düşük su seviyelerini yaşıyor. Yetkililerin Cuma (4 Mart) akşamı açıkladığı gibi, gelgitte su seviyesi normal seviyenin 60 santimetre altına düştü. Hafta sonu yine “Acqua bassa” (düşük su) bekleniyor. Daha küçük kanallarda trafiğin durdurulması gerekti; bazen gondolların çamura battığı görülüyor.
Uzmanlar bu olağanüstü durumu özel bir hava durumuna bağlıyor: İtalya üzerindeki yüksek basınç, yeni ay evresi ve özel rüzgâr koşulları. Kuzey İtalya üzerindeki geniş bir yüksek basınç alanı şu anda pertubasyonlara karşı bir bariyer oluşturuyor, bu nedenle de yağış olmuyor.
Haftalardır yağmur yağmayan Venedik’te şu anda bazı nehirler kurumuş durumda. Birçok insan için karnaval zamanında olağanüstü güzel olan bahar havası giderek daha fazla sorun olmaya başlıyor. Rüzgâr, genellikle kuzeybatıdan hafifçe eserek deniz suyunu Venedik’ten uzaklaştırıyor ve karnavalın maskeli koşuşturmacasındaki turistler kurumuş kanalların fotoğrafını endişeyle çekiyor. Suyun ne kadar alçaldığı, Venedik’teki tipik su tekneleri olan “Vaporetti’lerin” iskelelerinden de açıkça görülebiliyor. Ahşap iskeleler suyun üzerinde giderek daha fazla yükseliyor, bazı motorlu tekneler bunun altında adeta kayboluyor.
Normalde lagün kentinde sel, bir sorundur. Nitekim 13 Kasım 2019 gecesi Venedik bir sel felaketiyle sular altında kalmıştı. Sirocco rüzgârının etkisiyle su, o sırada deniz seviyesinden 1,87 metre yüksekliğe kadar çıkmıştı. Bu, 1,94 metreye ulaşılan 1966 yılındaki yıkıcı selden bu yana görülen en yüksek seviyeydi. 2021 yılında MOSE baraj sistemi, lagün kentini sel baskınlarından korumak için devreye sokulmuştu. Lagün kentinin limanının üç girişinde yer alan taşkın koruma kapıları, milyarlarca dolarlık tartışmalı bir inşaat projesi kapsamında denizin içine inşa edilmişti.
