Şu anda temiz enerjiye şiddetle ihtiyacımız var - bu seçim de bununla ilgili.
Bu yılki seçimlerin önemini kavramak ve iklim mücadelesinde hızlı bir ilerleme kaydedilmesi yönündeki heyecan verici olasılığı anlamak için yeni bir dizi rakam son derece yararlı olacaktır.
Bu veriler, Electrek'ten Michelle Lewis'in, uzun süredir yenilenebilir enerji araştırmaları yapan Ken Bossong'un Enerji Bilgi İdaresi tarafından her ay sağlanan elektrik üretimine ilişkin verileri analiz etmesiyle ortaya çıktı. Bu verilerin gösterdiği şey ise son on yılda yaşanan kayda değer dönüşümdür. 2014 yılında güneş enerjisi “şebeke ölçeğinde güneş enerjisi, ABD'nin toplam kurulu üretim kapasitesinin yalnızca 9,25 GW'ını (%0,75) sağlamıştır.” Yani yüzde birden daha az. Ancak “2024 yılının ortalarına gelindiğinde, kurulu güneş enerjisi kapasitesi toplam şebeke ölçekli kapasitenin %8,99'una yükselmiştir.” (Çatı üstü dağıtık güneş enerjisi için yüzde birkaç daha ekleyin).
Bu hala nispeten küçük bir oran gibi görünüyor - yüzde onun altında. Ama aslında bunun ölçtüğü şey, nihayet bir S eğrisinin yukarı kısmına geçtiğimizdir ve eğer bu genişleme hızını devam ettirebilirsek, rakamların gerçekten inanılmaz olması çok uzun sürmeyecektir. Nitekim Bossong'un X'de belirttiği gibi, “şebeke ölçeğinde ve ‘tahmini’ küçük ölçekli (örneğin çatı) güneş enerjisi kombinasyonu, 2024’ün ilk altı ayında 2023’ün aynı dönemine kıyasla %26,3 oranında arttı.” İstatistikler beyni uyuşturur, bu yüzden başka bir şekilde söyleyeyim: Dünyayı değiştirebilecek gerçek bir patlamanın eşiğindeyiz. İnsanların her zaman güvendiği ateşleri söndürmeye ve onların yerine güneşin gücünü koymaya başlıyoruz.
Rüzgarda da neredeyse aynı şeyler oluyor ve dünya genelinde de hemen hemen aynı şeyler gerçekleşiyor. Bloomberg geçen hafta yeni güneş modüllerinin küresel kurulumunun bu yıl 592 gigawatt'a ulaşacağını ve geçen yıla göre yüzde 33 artacağını öngördü. Burada önemli olan nokta, bunu birkaç yıl üst üste yaptığınızda toplamların çok çok hızla büyümeye başlamasıdır. Elektriğinizin yüzde birini sağlayan bir şey iki katına çıkarak yüzde ikiye ulaştığında bu çok fazla bir şey ifade etmez ama yüzde onunu ya da yirmisini sağlayan bir şey üçte bir oranında arttığında bu aslında oldukça önemlidir. Ve bir sonraki yıl daha da artacaktır.
Uzun bir süre boyunca, bu büyümenin gelmekte olduğunu görebiliyordunuz, ancak henüz kömür, gaz ve petrol kullanımını önemli ölçüde azaltacak kadar büyük değildi. Ancak bu durum değişmeye başlıyor. İşte size verebileceğim en önemli rakam, Kaliforniya elektrik şebekesini dikkatle takip eden Stanford profesörü Mark Jacobson tarafından bu öğleden sonra bana iletildi. Daha önce de yazdığım gibi, ülkenin neredeyse her yerinde daha hızlı bir şekilde yenilenebilir enerjiye geçiliyor. Sonuç: “7 Mart ile 4 Eylül arasındaki (neredeyse) 6 aylık dönemde, şebekedeki fosil gaz kullanımı 2024 yılında 2023 yılına göre %29 daha düşük gerçekleşmiştir.” Bunu tekrar edeceğim. “7 Mart ile 4 Eylül arasındaki (neredeyse) 6 aylık dönemde, şebekedeki fosil gaz kullanımı 2024 yılında 2023 yılına göre %29 daha düşük gerçekleşmiştir.” Yani, dünyanın en büyük beşinci ekonomisinde elektrik üretmek için doğal gaz kullanımı bir yıl içinde neredeyse üçte bir oranında azaldı. 2023 yılında fosil gazlar, söz konusu altı aylık dönemde şebekeye güneş enerjisinden %23 daha fazla elektrik sağlamıştır. 2024 yılında ise bu rakamlar neredeyse tamamen tersine döndü: güneş enerjisi fosil gazdan yüzde 24 daha fazla elektrik sağladı, yani 39.865 GWh'ye karşı 24.033 GWh. Hem de bir yıl içinde. Bu tür bir s-eğrisi üstel büyümesi böyle çalışır ve dünya üzerindeki her yerde böyle çalışabilir.
Tüm bunlar, fosil yakıt endüstrisinin bu yılki seçimlerden neden bu kadar korktuğunu anlamanın zeminini oluşturuyor. Bu grafikleri herkes kadar kolay okuyabiliyorlar ve olacakları biliyorlar. Bu hızla gelişmeye devam ederse, ürünlerine olan talebi hızla azaltmaya başlayacaktır - örneğin Permian Havzası'nda çok büyük doğal gaz rezervleri var ve basitçe, pazar olmadığı için sonsuza kadar orada kalacaklar. Şu anda müşterilerini kilitlemek zorundalar, aksi takdirde tüm işlerinin yavaş yavaş ve daha sonra hızla kaybolmaya başlamasını izleyecekler. Ve bu kayboluşla birlikte kaçınılmaz olarak siyasi güçleri de azalacaktır. Şu anda hala politikacıları korkutabiliyorlar; Kamala Harris'in Pensilvanya söz konusu olduğunda ısrarla hidrolik kırmayı1 desteklediğini söylemesi de bundan. Ama bundan dört yıl sonra, o kadar güçleri olmayacak.
Ve eğer Trump kazanırsa, geçişi yavaşlatmak için yapabileceği çok şey var. Söz verdiği gibi “rüzgarı öldüremez”. Ancak aynı hızda büyümeye devam etmesini imkansız hale getirebilir - şu anda Beyaz Saray'da her bir büyük yenilenebilir projeyi yöneten, örneğin yeni iletim hatlarının önündeki düzenleyici engelleri azaltmaya çalışan ekipler var. Trump'ın Beyaz Saray'ında da benzer ekipler olacak, yalnızca aksi yönde çalışacaklar.
Yine, bunu sonsuza kadar erteleyemez -ekonomi anlayışı ucuz enerjinin eninde sonunda kazanacağını garanti ediyor. Ancak kutuplar hızla erirken nihayetinde bunun bir faydası olmaz. Şu anda temiz enerjiye şiddetle ihtiyacımız var. Bu seçim de bununla ilgili; Büyük Petrol umutsuzca arzuladığı engeli elde edecek mi, yoksa değişim devam edecek mi - umarım daha da hızlı ilerleme için iklim hareketinden büyük bir destek gelir.
Bill McKibben'ın 'Solar Power vs. The Darkness of Trump' adlı makalesi Bahar Özay tarafından Açık Radyo için çevrilmiştir.