Greta ve genç iklim aktivistleri, taksonominin gerçek iklim eyleminin yolunu açması için mücadele verilirken, siyasilerin fosil yakıt ve nükleer gücü “sürdürülebilir” olarak markalaştırmak istediğini öne sürdü.
(Bu yazı 20 Aralık 2021 tarihinde EURACTIVE Media Network’te yayınlanmıştır.)
Emmanuel Macron, Olaf Scholz ve Ursula von der Leyen, iklim aciliyetini durdurma konusunda ne kadar ciddi? Bundan bir ay önce, dünyanın iklim diplomatları Glasgow’da bir araya gelerek iklim krizi için harekete geçme zamanının geldiği yönünde vaazlar verdiler. Ayrıca büyük laflar etmekten de hiç çekinmediler. Hatta, rivayet olunur ki, 26. BM iklim konferansına ev sahipliği yapan Alok Sharma, kapanış konuşmasında birkaç damla göz yaşı bile dökmüş. Ve kısa bir an için de olsa, dünya liderlerimizin sorumluluklarını yerine getirmeye gerçekten hazır olduklarına inanmamız kolay oldu.
Bunların gene içi boş vaatlerden ibaret olduğunu yeniden ortaya çıkarmak sadece birkaç haftamızı alacaktı. Bugün, taksonomi – yani Avrupa bütçesinden sübvansiyon alacak enerji kaynaklarının listesi üzerinde dönen bir kavga ile yüzyüze bulunmaktayız.
İklim aktivistleri bir yandan taksonominin gerçek iklim eylemlerinin önünü açması için mücadele veriyorken, AB siyasi liderleri, ne sürdürülebilir ne de yeşil olan fosil yakıt ve nükleer gücü, “sürdürülebilir” olarak yeniden markalaştırma yolunda ağır uğraş veriyor. Bu, gerçek hayatta tam bir iklim kâbusuna dönebilir.
Konuyu biraz başa alalım. Bu senenin başında AB Parlamentosu, “sürdürülebilir faaliyetler için taksonomi” ismi ile bir sürdürülebilir yatırımlar listesi kararlaştırdı. Her yıl başına 100 gr’dan fazla CO2 salan fosil gaz VE DE nükleer enerji açıkça bu listenin dışında bırakıldı. Taksonomi, bilim insanlarının güçlü başlangıç girdileri üzerine inşa edilerek Brüksel’de uzun pazarlık muharebelerinden sağ çıkmayı başarmıştı. Böylece bir dünya standardı oluşturmaya başladı; o kadar ki olağanüstü bir şekilde Rus devleti yatırım bankasını bile AB örneğini takip etmeye, yani kendi “Rus taksonomisi”nden gazı çıkarmaya zorladı. AB, Paris Anlaşması’na uyumlu kalma konusunda bayağı ciddiymiş gibi görünüyordu. Bugüne gelinceye kadar. Bir süredir, Macron veya Draghi gibi liderler ülkelerinin parlamento kararlarına aykırı bir şekilde fosil yakıt endüstrisine taviz vermeye başlamışlardı (şu sürprize bakın!). Scholz kararsız, Morawiecki herhangi bir iklim eylemini ertelemek için Polonya’nın durumunu kullanmakta, Von der Leyen ise gerekli çoğunluğu sağlamakta zorlanıyor.
Bilim ise çok net: Hükümetlerarası İklim Değişikliği Paneli’nin (IPCC) AR6 Raporu ve Uluslararası Enerji Ajansı’nın Net-Sıfır Yol Haritası, AB’nin emisyon bütçesinde yeni fosil yakıtlara hiç yer olmadığını gösterdi. Fakat iktidardakiler taksonomiyi sulandırarak son dakika kaosu yaratıyorlar. Ursula Von der Leyen, Macron, Scholz, Draghi, Morawiecki – siz kimi kandırmaya çalışıyorsunuz kuzum? Dikkatimizden kaçacağını mı sandınız? Şeytan ayrıntılarda gizlidir – özellikle de konu iklim eylemi olduğunda. Krizlerin zirve yaptığı zamanlarda yaşıyoruz, fakat işte tam da bu yüzden sahte iklim eylemlerine izin vermek gibi korkakça kararlara yer yok. Gerçek sıfır salıma erişmeyi erteleyecek hiçbir karara, en ufak bir manevra alanı bile bırakılamaz.
Avrupa’nın bu krizi ciddi bir şekilde ele alma ve yeterli emisyon azaltımlarını hızlandırma konusunda tarihi sorumluluğu var. Tarih aynı zamanda gösteriyor ki Avrupa’nın değişim gerçekleştirme konusunda büyük bir kabiliyeti de var. Avrupa bir zamanlar sanayi devriminin beşiği idi – şimdi ise başka bir dönüşüme giden yolda ilerlemesi gerekiyor, fakat bu kez özünde ekoloji ve adalet taşıyan bir yol olmalı bu. Fosil yakıtlara bağımlı olan bir yol değil.
COP26’nın bir başka ânından bir alıntı daha yapmamıza izin verin. AB Komisyonu Başkan Yardımcısı Frans Timmermans konuşmasını bizden bahsederek bitirdi. Kendi açgözlülüklerinin ve atıl kalmalarının sonuçlarını yaşamak zorunda kalacak olan yeni jenerasyondan bahsetti. “Onları bugün yüzüstü bırakırsak bizi affetmeyecekler” dedi. Bugün gene o gün işte. Gaz ve nükleeri taksonomiye eklemeyi teklif etmenin tek bir anlamı var: siyasetçilerimizin iklim krizini kriz gibi ele almaya zerrece niyetleri yok. Ve Timmermans haklı: Onları affetmeyeceğiz.
İmza: Bianca Castro, Bjarne Kirchman, Dominika Lasota, Greta Thunberg, Jada Kennedy, Lili Aschenbrenner, Linus Steinmetz, Luisa Neubauer, Martina Comparelli ve Rikke Nielsen
Çeviri: Özge Atılgan
Çeviri Editörü: Ömer Madra