Haftanın Kitabı'nda Ceyhan Usanmaz, Colm Tóibín'in yapıtlarında insan ilişkilerinin inceliklerine ve psikolojik derinliklere ışık tutmasıyla bilinen yazar Henry James’in kişiliğinin ayrıntılarına, yalnızlığına, arzularına ve umutlarına yakından baktığımız "Üstad" romanı üzerine konuştu.
Biyografik metinlerin çok azı Stefan Zweig’ınkiler kadar “keyif”le okunur kanısındayım. Örneğin Nietzsche’yle ilgili cümleleri, ilk okuduğumdan bu yana hafızamdaki yerini koruyor: “Bir Alpler otelinin altı franklık bir pansiyonunda ya da Ligurya kıyılarında derme çatma bir yemekhanede. Kayıtsız müşteriler, çoğu ‘small talk’ denen küçük sohbete dalmış orta yaşlı hanımlar. Çan sesi üç kez yemeğe çağırdı. Eşikten biri, adımını atıyor: Omuzları düşük, hafif kambur, güvensiz. Bir cehennemden çıkıyor gibi hep beceriksizce yürür bu ‘yedide altı kör’ adam yabancı odaya doğru. Koyu, iyi fırçalanmış temiz elbiseler, yine esmer bir yüz, dağınık, koyu kumral, dalgalı saçlar. Kalın, neredeyse yusyuvarlak perdahlanmış hasta gözlüklerinin arkasındaki gözler de koyu.” Dünya Fikir Mimarları’nin ilk cildinde, Kendileri ile Savaşanlar’da, böyle bir başlangıç yapıyor Nietzsche portresine Zweig. (çev. Gürsel Aytaç, Türkiye İş Bankası Kültür Yayınları) Devamındaki betimlemeleri daha da kalınlaştırıyor atmosferi; iyiden iyiye canlanıyor Nietzsche imgesi. Sancılarla, ağrılarla sarsılan hastalıklı bir vücut, kopkoyu bir yalnızlık, ürkekçe atılan adımlar, göçebelik yılları... Üstelik yalnızca Nietzsche ya da Dünya Fikir Mimarları ciltlerindeki diğer isimlerle ilgili yazdıklarında değil; kaleme aldığı her biyografi de neredeyse aynı etkiyi bırakır Stefan Zweig’ın.
Günümüzde, benzer bir “tadı” Colm Tóibín’in bazı kitaplarında da bulmak mümkün. Örneğin, Türkçede geçen sene içinde yayımlanan Sihirbaz romanında (çev. İlknur Özdemir, Sia Kitap) Tóibín, Thomas Mann’ın hayat hikâyesinde odaklanmıştı. Sadece Alman edebiyatının değil, dünya edebiyatının da en önemli yazarlarından biri kabul edilen Mann’ın çocukluğundan başlayarak ölümüne dek yaşamının önemli duraklarına uğrayarak, gerçeklerden çok sapmadan ve dönemin ruhunu da yansıtarak ele alan Tóibín, şimdi de, Türkçede yakın bir zaman önce yeniden yayımlanan Üstad romanında bir Henry James portresi çiziyor. Üstad romanıyla bu sefer, yapıtlarında insan ilişkilerinin inceliklerine ve psikolojik derinliklere ışık tutmasıyla bilinen yazar Henry James’in kişiliğinin ayrıntılarına, yalnızlığına, arzularına ve umutlarına yakından bakıyoruz. Tóibín’in yine biyografik gerçeklere uygun olarak çizdiği Henry James portresi de, okurların hafızalardan kolaylıkla silinmeyecek nitelikte:
Eli ağrıyordu. Yazı yazarken kalemi sallamadan sakince hareket ettirdiğinde en ufak bir rahatsızlık hissetmiyordu ama yazı yazmayı bıraktığında, elini hareket ettirdiğinde, bir kapı tokmağını çevirdiğinde ya da sözgelimi tıraş olduğunda bileğinde ve küçük parmağına giden kemiklerde dayanılmaz bir acı duyuyordu. Bir kâğıdı kaldırmak artık hafif bir işkence biçimiydi. Bunun tanrılardan yazmayı sürdürmesi, kalemini her zaman kullanması için bir mesaj olup olmadığını merak etti. (...) Eli iyileşmiyordu. Şimdi elini kendisine bakması için teslim edilmiş, hoş olmayan, istenmeyen ve zaman zaman zehirli bir yabancı nesneymiş gibi taşıyordu. Sabahları yazabiliyordu ama öğlene doğru ağrı bileğinden serçeparmağına ve çevresindeki kaslara, sinirlere ve kirişlere uzanan kemik boyunca çok şiddetleniyordu. Elini hareket ettirmezse ağrı hissetmiyordu ama şimdi yazmak, özellikle de düşünmek için durup tekrar çalışmaya başladığında ona dayanılmaz bir ıstırap veriyordu ve kalemi bırakmak zorunda kalıyordu.
Colm Tóibín
Üstad
çev. İrem Sağlamer
Sia Kitap, 2023, 360 s.
İlgilisine not: Zweig’ın çizdiği “edebi” portrelerin niteliği düşünüldüğünde, hiç kuşkusuz, benzer bir anlayışla Zweig’ın biyografisini kaleme almaya soyunmak cesaret isteyen bir iş. Dolayısıyla, “cesurca” olarak nitelendirilebilecek bu girişimde bulunmuş iki kitabı burada mutlaka hatırlatmalıyız: Laurent Seksik’in, Stefan Zweig ve karısı Lotte’nin ölüme doğru çıktıkları yolculuğun son altı ayını anlattığı –sonradan çizgi roman versiyonu da yayımlanan– kitabı Stefan Zweig'ın Son Günleri (çev. Sosi Dolanoğlu, Can Yayınları, 2012) ve yine Zweig'ın son günlerinde odaklanan bir telif eser olarak Hacı Orman’ın Vatansız romanı (İthaki Yayınları, 2022).