"İşini iyi yapmayı seven, titiz, sabırlı ve dakik olması bir kiralık katil için yerinde meziyetler! Ama aynı zamanda şaşı bir kiralık katille karşı karşıyayız."
İster istemez, Lawrence Block'un kaleme aldığı "Bernie Rhodenbarr polisiyeleri" geliyor akla. Zaten oldukça eğlenceli hikâyelere sahip bu serideki kitapların yalnızca isimleriyle bile "oyalanmak" mümkün: Kütüphanedeki Hırsız, Mondrian Gibi Resim Yapan Hırsız, Av Peşindeki Hırsız, Umduğunu Değil Bulduğunu Yiyen Hırsız, Dolaptaki Hırsız, Kipling'den Alıntı Yapmayı Seven Hırsız, Polisiye Romanlar Okuyan Hırsız, Kendini Humphrey Bogart Sanan Hırsız, "Gönülçelen" Hırsız... Juan Jacinto Muñoz Rengel'in Türkçede yeni yayımlanan romanını da, sanırım bu "gelenekten" kabul edebiliriz: Hastalık Hastası Kiralık Katil.
İşini iyi yapmayı seven, titiz, sabırlı ve dakik olması bir kiralık katil için yerinde meziyetler! Ama aynı zamanda şaşı bir kiralık katille karşı karşıyayız. "Çalışmalarını" uzun menzilli silahlarla sürdürse sorun değil belki bu şaşılığı, çünkü keskin nişancı dürbünüyle derinlik algısı etkilenmeden bir gözünü kapatabilir; ancak uzun menzilli silahlar onda trapezoid, konoid, alt ve üst akromiyoklaviküler bağlarda yırtılmayla burkulma ve çıkıklara yol açıyormuş! Üstelik de çok talihsiz olduğuna inanıyor "kahramanımız": "İki yönden birini seçsem, doğrusu diğeridir. Evden şemsiyeyi alıp çıksam onu tüm gün şehirde hiç kullanmadan yanımda gezdiririm. Öbür yanağımı çevirsem bütün ensemi patlatırlar. Şikâyet için elimi kaldırsam, muhtemelen köprücük kemiğim yerinden çıkar. En bitmek tükenmek bilmeyen kuraklığın sona ermesi için şemsiyemi kaybetmem yeterlidir."
Bu makus talihle işi zor görünmekle birlikte, her şeye rağmen tamamlaması gereken bir iş var elinde; Eduardo Blaisten'in işini bitirmek. Önündeki asıl engel ise, hastalık hastası biri olarak, bir günlük ömrünün kaldığını düşünmesi...
Kiralık katil Bay Y.’nin hikâyesi sayesinde, bu durumdan mustarip –Poe, Proust, Voltaire, Tolstoy, Molière gibi– meşhur isimlerin hikâyelerini de hatırlatıyoruz. Örneğin: “(Proust) o kadar uzun seneler boyunca öleceğini haber vermişti ki, artık ne dostları, ne eleştirmenleri, ne yayıncısı ne de okurları ona inanıyorlardı. Ama, onların güvensizlikleri ve şüpheciliklerine rağmen, Bay Proust sonunda öldü. (…) Hekimi bir bronşit atağından olduğunu söyledi. Ölümünün vertigolardan, kulak iltihabından, üremiden, gripten, yüz felcinden, kalp enfarktüsünden, bir beyin tümöründen ve kayıp zamanı bulmayı başaramamaktan olduğu bilinir. Kör talihinin peşinden ayrılmadığı o yıllar boyunca, Bay Proust hastalıklardan asla korkmadı. Korktuğu tek şey, aynı benim gibi, eserini tamamlamadan önce ölmekti.”
HASTALIK HASTASI KİRALIK KATİL
Juan Jacinto Muñoz Rengel
çev. Selay Sarı
YKY, 2020, 159 s.