Osmanlı'nın Fransızca Resmî Gazetesi: Le Moniteur Ottoman

-
Aa
+
a
a
a

Abdullah Ezik, çalışmalarını Fransa'da sürdüren akademisyen ve yazar Özgür Türesay ile Osmanlı'nın Fransızca yayın yapan İstanbul merkezli resmî gazetesi Le Moniteur Ottoman ve gazetenin yayın yönetmeni Alexandre Blacque üzerine konuştu.

Osmanlı’nın Fransızca resmî gazetesi: “Le Moniteur Ottoman”
 

Osmanlı’nın Fransızca resmî gazetesi: “Le Moniteur Ottoman”

podcast servisi: iTunes / RSS

Osmanlı İmparatorluğu'nun Fransızca yayın yapan resmî gazetesi Le Moniteur Ottoman, başlangıçta Alexandre Blacque Bey'in yönetiminde, ardından farklı isimlerin idaresinde uzun süre matbuat hayatına devam eden özel bir kaynak. Osmanlı'nın modernleşme çalışmalarına kaynaklık eden, bunu belgeleyen ve yer yer tüm bu süreci Avrupalılara duyuran Le Moniteur Ottoman, yarı özerk yarı resmî yapısıyla da dikkat çeken bir gazete olarak değerlendirilebilir.

Abdullah Ezik: II. Mahmud döneminin en önemli siyasi icatlarından birisi olan Takvîm-i Vekayi, gerek içeriği gerekse biçimi ile bugüne kadar çeşitli araştırmalara konu oldu. Padişah tarafından verilen bu karar şüphesiz Osmanlı'nın modernleşme çabaları içerisinde özel bir yerde de durur. Takvîm-i Vekayi'ye giden yolu açan temel gelişmeler neler oldu? Devlet eliyle gazete çıkarma düşüncesi nasıl gelişti?

Özgür Türesay: 1831 sonunda İstanbul’da resmî bir gazete çıkarma kararının arkasında Yunan İsyanı sırasında İzmir’de başlayan Fransızca gazetecilik faaliyetinin, bunun diplomatik çevreler ve dolayısıyla Avrupa kamuoyu üzerindeki etkisi ile Mısır valisi Mehmed Ali’nin Girit’te ve Mısır’da çıkarmaya başladığı iki dilli (Türkçe-Yunanca/Türkçe-Arapça) resmî gazeteler yatıyor. Bu arka planda İzmir’de kendi çıkardığı gazetelerde Osmanlı devletini savunmuş olan Fransız gazeteci Alexandre Blacque’in kişisel insiyatifinin de önemli bir rolü olduğunun altı çizilmeli.

A.E.:Takvîm-i Vekayi'den birkaç gün sonra yayın hayatına başlayan Le Moniteur Ottoman, gazetenin Türkçe edisyonu kadar araştırılmamış, üzerine detaylı bir çalışma yürütülmemiş yayınlardan biri olarak değerlendirilebilir. Yakın dönemde yayımlanan “Osmanlı Devleti’nin Fransızca Resmî Gazetesi: Le Moniteur Ottoman (1831-1836)” başlıklı makalenizde tam olarak bu konuya değiniyorsunuz. Le Moniteur Ottoman ile Takvîm-i Vekayi'nin hikâyeleri, ekipleri, yayınları arasında nasıl bir paralellik söz konusu?

Ö.T.: Her iki gazetenin çıkmaya başlamasında Fransızca versiyonun müdürü Alexandre Blacque’ın başrolü oynadığı söylenmeli. Osmanlı arşiv belgeleri incelendiği ve Takvîm-i Vekayi dikkatle okunduğunda resmî gazete dönemin vakanüvisi Esad Efendi yönetiminde olsa da metinlerin II. Mahmud ve çevresindeki reformcu devlet ricalinin kolektif bir üretimi olduğu izlenimi ediniliyor. Le Moniteur Ottoman ise büyük oranda Alexandre Blacque ve ona yardımcı olan mütercimlerin eseri denilebilir. İki gazetenin içerikleri de belli bir oranda benzeşiyor: Türkçe resmî kısmın hemen hemen tamamının Fransızca versiyona son derece başarılı bir biçimde çevrildiğini görüyoruz. Bunun yanında, Le Moniteur Ottoman'da Avrupa güncel siyaseti üzerine basın taraması yapıldığını ve Alexandre Blacque’ın kaleminden çıkan siyasal iktisat yazıları ile Osmanlı devleti savunusu yapan metinlerin geniş bir yer kapladığını söylemek lazım.

A.E.:Le Moniteur Ottoman'ı, Takvîm-i Vekayi'nin gerisinde bırakan ve göz ardı ettiren temel faktörler neler?

Ö.T.:Fransızca çıkmış olması nedeniyle günümüzde az sayıda Osmanlı tarihçisinin okuyabileceği bir kaynak. Bunun yanı sıra gazetenin elimizde bulunan tek koleksiyonu anlaşılan İstanbul Üniversitesi’nin dehlizlerinde uzun yıllar kaybolmuş. Takvîm-i Vekayi üzerine de Orhan Koloğlu, Nesim Yazıcı ve Hakan Karateke’nin çalışmaları dışında tek bir araştırma bulunmadığı düşünülürse, Le Moniteur Ottoman üzerine kimsenin eğilmemiş olması o kadar da şaşırtıcı değil

A.E.:Sansür, şüphesiz gazetecilik tarihiyle birlikte gelişen önemli meselelerden bir tanesi. Siz de bu konuya değinirken Le Moniteur Ottoman’ın gazetenin Türkçe edisyonundan farklı olarak sansüre maruz kalmadığını ve yayınların böyle bir düşünceyle yapılmadığını belirtiyorsunuz. Türkçe gazeteler için yoğun bir şekilde işletilen sansürü, Le Moniteur Ottoman’dan muaf tutan nedir?

Ö.T.:Sansür Osmanlı basın tarihinde ancak 1860’ların sonunda ortaya çıkmaya başlayacak ve etkin bir biçimde II. Abdülhamid döneminin ortalarından itibaren karşımıza çıkan bir olgu. Resmî gazetenin Türkçe versiyonu zaten bir avuç Osmanlı devlet ricalinin II. Mahmud gözetiminde çıkardığı bir gazete olduğu için sansüre gerek yok. Dikkatle, satır satır okunduğunda Le Moniteur Ottoman’ı da Alexandre Blacque’a güvenerek tamamen serbest bıraktıkları ve herhangi bir kontrol mekanizmasının akıllarına bile gelmediği izlenimi doğuyor. 

A.E.:Ordu, şüphesiz III. Selim'den başlayarak birçok defalar yenilenmeye çalışılmış, Osmanlı dünyasındaki en önemli sorunlardan biri olarak değerlendirilebilir. Bu arzu II. Mahmud ile somut bir karşılık bulurken elbette resmî gazeteler de gelişmeleri yazıya geçirecektir. Bu noktada Le Moniteur Ottoman’ın aynı zamanda orduda ve toplumda düzen ve disiplin sağlama, en azından bunu beyan etme gibi bir motivasyonu olduğu da söylenebilir. Peki padişah eliyle toplum ve ordudan beklenen disiplin ve düzen, gazeteye, gazetedeki yazılara nasıl yansır?

Ö.T.:Gazete okunduğunda karşımıza çıkan disiplinli, sultana sorgusuz itaat eden tebaadan oluşan, II. Mahmud’un sevgi dolu, her şeyi gören ve duyan, her şeye, herkese müdahale eden bir baba, tebaanın onun evlatları olarak tasavvur edildiği bir siyasi paternalizm. Siyasetin ahlakileştirilmesi olarak adlandırılabilecek bu süreçte tebaadan babalarına muhabbet beslemeleri, onun yaptıklarına heyecanla, şevkle katılmaları, kendi iyilikleri için yapılanlardan tatmin olup bunu göstermeleri bekleniyor.

A.E.: Sultan II. Mahmud, nasıl bir modernleşme, düzen ve merkezîleşme peşindedir? Bu durum gazetede nasıl işlenir? Resmî beyanın ötesinde bu konuda ne tür metinler yer alır veya alır mı?

Ö.T.:Toplumsal ve dinî farklılıkları törpüleyen, düzleyen, yokmuş gibi yapan bir idarî merkezîleşme yoluyla yeni bir toplumsal ve siyasi bir düzen kurulması arzusu açıkça görülüyor. Bunun siyasi dile yansıması pek çok şekilde göze çarpıyor.

A.E.:Son olarak gazetenin önemli bir ayağı olan “dış haberler” kısmını sormak istiyorum. Ülke içerisinde padişah ve yönetimin geliştirdiği söylem oldukça önemlidir ancak bir de işin ülke dışı ayağı var. Bu noktada da şüphesiz yapılan tercihler, söz edilmek istenen mesele ve gelişmeler de dikkat çekici bir mahiyettedir. Le Moniteur Ottoman’ın “dış haberler” kısmını orijinal kılan nedir ve burada ne tür özel haberlere yer verilir?

Ö.T.:İlginç olanLe Moniteur Ottoman’ın Avrupa güncel siyasetine dair her türlü gelişmeyi “Acaba bu mesele Osmanlı devletini, devlet ricalini uzaktan yakından ilgilendirir mi?” diye düşünmeden sunması. Bunun üç nedeni var: Birincisi, gazetenin Fransızca versiyonu için Alexandre Blacque’a tam bir serbestlik tanınmış olması. İkincisi, her hafta çok küçük puntoyla çıkan dört sayfayı bir biçimde doldurma zorunluluğu. Üçüncüsü de o dönemde tüm Avrupa gazetelerinde de aşağı yukarı sadece yüzde 30 kadar özgün yazı ve geri kalan kısımlarında ise basın bülteni yani diğer gazetelerden aktarma içerikler çıkıyor olması. Dönemin Avrupa basını gibi Le Moniteur Ottoman da bu yolla okur avlamak, toplamak peşinde.