Yeni ve riskli turizm tahsisleri

-
Aa
+
a
a
a

28 Aralık 2009Hürriyet Gazetesi

Kültür ve Turizm Bakanlığı, 17 ilde kamuya ait arazileri yeni turizm yatırımcılarına tahsis edecek. Kış turizmine yönelik seçilen alanların arasında düşük rakımlı bölgeler, Akdeniz şeridinden alanlar bulunuyor. Bu alanlar iklim değişimi nedeniyle yakın gelecekte sadece yaz turizmine hizmet edebilecek, uyarayım dedim!Resmen kış mevsimine gireli bir hafta oldu. Gelecek hafta sonu ve yılbaşı tatili için kar severler plan yapmaya başladı bile. Tahminlere göre, bu sezondasadece kışın başında hava sıcaklıkları mevsim normallerinin biraz üzerinde olacak. Fakat kışın genelinde hava sıcaklığı ve yağışlar mevsim normalleri civarında kalacak. Bu kışa bakarak sakın aldanmayın!EN ÇOK KIŞ VE DENİZ TURİZMİ ETKİLENECEKKış turizmine yönelik merkezlerin ekonomik faaliyetlerinin tamamı “kar” varlığına bağlı. İklim değişikliğinin dünya turizm sektöründe en çok kış, kıyı ve golf turizmini etkilenmesi beklenmekte. Alçak rakımlı bölgelerdeki kayak tesislerinin iklim değişiminden yüksek rakımlı bölgelerdekilere göre daha çok etkileneceği, er ya da geç sektörden çekilecekleri birçok çalışmayla belirlenmiş. Bununla beraber maalesef küresel iklim değişikliğinin etkileri, ülkemizde turizmciler, bürokratlar, siyasetciler ve halk tarafından ihmal edilmekte. Sonuç olarak, Kültür ve Turizm Bakanlığı'nca, düşük rakımlı ve güney enlemlerde bulunan yerlerde kış turizm tesisleri kurulması için yeni turizm alanı tahsisleri yapılabilmekte. Halbuki;1- Türkiye'de kış turizmi için yapılan ilk ciddi ve kapsamlı proje Erzurum-Palandöken Kış Sporları ve Turizm Mastır Plan Çalışması'dır. Fakat diğer bölgeler için Kış Turizm Master Planı, yani “... Dağının doğal yapısı ve iklimi ile kış sporları merkezi niteliğine sahip olduğunun tespit edildiği”ne dair herhangi bir bilimsel çalışma yok.2- Kayak merkezlerinin dolduğu üç önemli, fakat kısa dönemden Noel, yılbaşı ve sömestr tatili sırasında düşük rakımlı ve güney enlemlerdeki tesislerde yeterli kar ihtimali düşük.PİSTLER KISALACAK3- OECD'nin kullandığı uluslararası “100 Gün ve güvenilir doğal kar yüksekliği kuralı”na göre düşük rakımlı ve güney enlemlerdeki tesislerin yeterli “kar güvenliği” yok.4- Bu tür kış turizm tesislerindeki kar kalınlığı, hâkim güney rüzgârlarıyla birkaç günde 50 santim gibi çok hızlı ergime ihtimaline sahip. Diğer deyişle buralardaki kayak merkezinde kar örtüsünün sürekliliğini sağlamak çok zor.5- Ülkemizde günün en yüksek sıcaklıklarında yıllara göre belirgin bir artış olduğundan dolayı günümüzde kar kalınlıkları azalıyor. Yani düşük rakımlı ve güney enlemlerde “kar güvenliği” hızla azalmakta.6- Çevre ve Orman Bakanlığı'nca 2007'de yayımlanan “Türkiye İklim Değişikliği Birinci Ulusal Bildirimi”ne göre bütün dünyada olduğu gibi Türkiye'de de 2100 yılına kadar kış sıcaklıklarında üç dereceyi aşan artışlar beklenmekte. Her 1 derecede güvenilir doğal-kar hattı 150 metre yükseleceğine göre, kar pistlerinin başı 3 dereceye varan sıcaklık artışı ile 450 metre yükselecek. Pistler kısalacak.7- Aynı rapora göre, Türkiye'de 2100 yılına kadar kar kalınlıklarında 20 santimetreye varan incelme öngörülmekte. Diğer bir deyişle, kar sezonu kısalacak ve kar kalınlıkları da önemli miktarda azalacak.8- Düşük rakımda ve daha güneydeki kış turizm tesisleri karsız sezon riski yüksek ve mevsimsel anormalliklere karşı karşıya olduğu için yüksek rakımlı ve kuzeydeki rakipleriyle rekabet edemeyecek.9- Bu tür konaklama, rekreasyon, kamp, spor, günübirlik tesis alanlarının bulunduğu seviyede karlı gün sayısının ve kar derinliğinin çok düşük olmasından dolayı, Alp disiplinli kayak ve snowboard sporu yapılamadığında gündeme gelecek diğer alternatiflere bakalım:Çamurda hediklerle yürüyüş ya da kızakla kaymak da pek mümkün görünmüyor.Sonuç olarak bilimsel çalışmalara göre küresel iklim değişiminin, ülkemizdeki başta Ege, İç Anadolu ve Akdeniz bölgelerindeki kış ve deniz olmak üzere, turizm sektörüne etkisi yakın zamanda bugünkünden çok daha fazla hissedilecek. Yani dikkat! Elmaşekeri gibi, elimizde bu tesislerin sapı kalmasın...