Sayın Ömer Madra,
Diyeceklerimi eleştiri mi? Yakınma mı? Üzüntü mü? Nasıl tanımlayayım Bilemiyorum. Gerçekten çok çok severek izlediğim bir radyo programını artık izlememe kararı aldım. Ama doğal olarak benim bu kararım kervanın yürümesini hiçbir şekilde etkilemeyecektir. Gene de söylemek istiyorum. Sanırım bu konuda başkaları da bir şeyler demiştir.
Yıllardır eşimden Açık Gazete'nin methini duyuyordum. Hepten emekliye ayrılıp evde oturunca gerçekten ne kadar güzel, eğitici ve tam bana göre olduğunu anladım.Sağ olun, var olun. "Amma" yı koyayım…
Ah, şu arada çaldığınız müzikler. (Bu arada gerçek bir müzikoman olduğumu belirteyim.) Ama her sabah da Amerikanca dinlemek istemiyorum. Şu topluluğun trompetçisinin doğum günü, ötekinin ölüm yıldönümü vs. Kanımca yaptığınız bir haber programıdır. Bir müzik programı değil. Örneğin İncila Hanım'ın yaptığı programı izlemiyorum ve hiçbir şey de demiyorum. Alaturka müziği sevmiyorum ve dinlemiyorum. Çünkü o özel bir program. İlgilenen izler, ilgilenmeyen izlemez. Ama haber programını herkes dinler. Onlara da hep aynı şeyi dinletmek biraz zorlama olmuyor mu?
Gerçekten çok üzülerek söylüyorum; Cuma günleri saat 09.00 – 09.30 dışında bu canım programınızı dinleyemeyeceğim. Sizin gibi bir insanın, bu derece demokrasi düşkünü, insan hakları bağımlısı, bir insanın böyle nasıl davranabildiğini gerçekten anlayamıyorum.
Kişisel düşüncelerini başkalarına zorla kabul ettirmek isteyenlere her zaman karşı çıkıyorsunuz. Bunu tüm gücünüzle eleştiriyorsunuz. Ama siz kendi zevkinizi başkalarına zorla kabul ettirmeye çalışıyorsunuz. Biraz " Ele verir talkını" durumu olmuyor mu?
En derin saygılarım ve başarı dileklerimle,