Uluslararası İnsan Hakları Federasyonu Türkiye'ye açık mektup yayımladı. Ayrıca BM İnsan Hakları Komiserliği de polisin aşırı güç kullanımı hakkında arştırma istedi.
Uluslararası İnsan Hakları Federasyonu'ndan Türkiye'ye Açık Mektup:
Uluslararası İnsan Hakları Federasyonu (FIDH) ve Türkiye’deki üye örgütlerimiz Türkiye İnsan Hakları Vakfı ve İnsan Hakları Derneği, polisin 27 Mayıs 2013 tarihinde başlayan gösterilerde sergilediği orantısızlığı tartışmasız şiddet karşısında duyduğu kaygı ve isyan duygusunu ifade eder.
Gezi Parkı çevresindeki bir kentleşme projesine tepki olarak bas¸layan bu gösteriler, özellikle polisin Taksim Meydanı’ndaki eylemcilere uyguladığı şiddetin ardından kısa sürede, baskıya karşı bir protesto hareketine dönüşmüştür.
Türkiye Tabipler Birliği’nin verdiği bilgiye göre, s¸u an itibarıyla, sadece Ankara, İzmir ve İstanbul’daki gösterilerde 2.800 kişi yaralanmış, dün 3 Haziran pazartesi günü gelen ilk ölüm haberinden sonra Salı günü de ikinci bir ölüm haberi gelmiştir. FIDH üyesi TİHV’ye ulaşan bilgilere göre 3.000’in üstünde gözaltı olmus¸ ve gözaltındakiler işkence, kötü ve aşağılayıcı muameleye maruz kalmışlardır.
Üye örgütlerimiz TİHV ve İHD, uluslararası hukukun ve özellikle BM’in kolluk kuvvetleri tarafından şiddet ve ateşli silah kullanılmasına dair ilkelerinin ihlal edilerek göstericileri dağıtmakta aşırı ve orantısız göz yaşartıcı gaz kullanıldığını belgelemiştir.
Barışçıl bas¸layan gösterilerin bastırılmasında yaygın bir şekilde göz yaşartıcı fis¸ek kullanılmıs¸, bunların bir kısmı helikopterlerden göstericilerin olmadığı yerles¸im bölgelerine atılmıştır. Birçok kez bu fişeklerin, gereklilik ve orantılılık ilkeleri hiçe sayılarak konutların ic¸ine atıldığı görülmuştür.
Ayrıca kısa mesafeden göstericilerin kafası hedef alınarak atılan gaz fişekleri birçok kis¸inin yaralanmasına veya kafatası travması geçirmesine yol açmıştır.
Öte yandan, sıkılan gazın niteliğinin bilinmemesi ve yardıma gelen ambulanslara yapılan saldırılar, go¨steride yaralananlara tıbbi yardımda bulunulmasını engellemis¸tir.
Bu bagˆlamda, sizi
barışşıl gösteri hakkı ve ifade özgürlüğünü güvence altına almaya
gözaltındaki bütün barışçıl göstericileri serbest bırakmaya
ihtiyacı olanların tıbbi yardıma ulas¸malarını sağlamaya
göstericilere kars¸ı uygulanan polis şiddetine derhal son vermeye
işkence ve kötü muamele ile kolluk kuvvetleri tarafından orantısız güc¸ kullanıldığı iddialarını araştırmak üzere bağımsız ve tarafsız bir soruşturma komisyonu oluşturmaya davet ederiz.
Gec¸en ay FIDH’in 38. Kongresi vesilesiyle Cumhurbas¸kanı ve Bas¸bakan Yardımcısına da ifade ettiğimiz gibi, FIDH Tu¨rkiye’deki sistematik ve mükerrer ifade özgürlüğü ihlallerinden özel bir kaygı duymaktadır. Son gelişmeler, hükuümetin, göstericilerin ifade ettikleri meşru kaygılarına diyalog ve danıs¸ma yöntemleri yerine otoriter ve baskıcı bir yanıt vermesi korkumuzu teyit eder mahiyettedir
Sizi bir kez daha, Tu¨rkiye’deki gec¸iş sürecinin başarıya ulaşmasının koşulu olan ve Sekiz Temel Önlemin hayata geçirilmesi çağrımızda ifade ettiğimiz reformları derinleştirmeye davet ederiz. Bu sürecin kilit tas¸ı, ifade özgürlüğü ve onun doğal uzantısı barışçıl gösteri yapma özgürlüğünün güvence altına alınmasıdır.
Karim Lahidji, FIDH (Uluslararası İnsan Hakları Federasyonu) Başkanı
Öztürk Türkdoğan, İHD (İnsan Hakları Derneği) Başkanı
Metin Bakkalcı, HRFT (Human Rights Foundation of Turkey / Türkiye İnsan Hakları Vakfı) Genel Sekreter